Diren ÇELİK/EGEDESONSÖZ- Türkiye yaşanan büyük felaketin yaralarını sarmaya çalışıyor. Asrı felaketi olarak nitelendirilen depremler sonrası siyasi partiler, belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve iş dünyası depremzedelerin yaralarını sarmak için seferber oldu.
Yardım çalışmalarının yanı sıra bir diğer konu da göç… Özellikle çevre illere afet mağdurları taşınmaya başlarken İzmir'de de afetzedelere yerleşmeye başladı. İzmir Barosu tarafından yapılan açıklamada ise can kayıplarının ve büyük yıkımın yaşandığı bölgeden 400 bin depremzedenin İzmir'e gelebileceğini belirtilmişti.
Olası göç durumu ile ilgili olarak özellikle iş dünyası çevresi depremzedelerin gerek ihtiyaçlarının karşılanması gerekse de geçici olarak istihdam sağlanması açısından hazırlıklar yapıyor.
BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kasalı, Egedesonsöz'e değerlendirmelerde bulunarak olası planlamanın önemine dikkat çekti. Göç durumunun kalıcı değil geçici olmasını ve Anadolu bölgesinin boşaltılmaması gerektiğini vurguladı.
YARALAR SARILMALI, BÜYÜKŞEHİRLERE YÜK BİNMEMELİ
Başkan Kasalı yıkıma uğrayan bölgelerin ihracat açısından önemine de dikkat çekerek şu değerlendirmeleri yaptı:
'İzmir'e doğru yaşanacak bu yoğun göçlerle ilgili iş dünyası kısa, orta ve uzun vadede planlar yapılmalı. Bölgede yıkım ve can kayıplarımız çok fazla acımız çok büyük. Bu sonuçlar ile ilgili planlamalar dahilinde adımlar atılmalı. Atacağımız her adımda Anadolu bölgesinin boşatılmamasını gözetmeliyiz. İzmir'e gelecek afetzedelerin ihtiyaçlarını limitsiz bir şekilde karşılamak hem insani hem de iş dünyası olarak sorumluluğumuzdur. Depremzedelerin her türlü temel ihtiyaçlarını karşılamamız gerekir. Maraş, Antep, Antakya gibi illerimizde tarım, ticaret ve ihracata büyük katkı koyan şehirlerimizdir ancak yapacağımız çalışmalar kapsamında burada süresiz kalmaya yönelik olmamalı. Bölgenin yaralarını sarmalıyız. İzmir, İstanbul gibi büyükşehirlerimizin taşıyamayacağı yükü de bindirmemeliyiz.' ifadelerini kullandı