Bakan santral iddialarını yalanladı

İZMİR - Hükümetin Mersin Akkuyu ve Sinop'tan sonra kurmayı planladığı üçüncü nükleer santralın yeri tartışma konusu oldu. Teknik zorunluluklar ve güvenlik açısından deniz kenarında kurulması gereken nükleer santral için Ege Bölgesi'nin düşünüldüğü yönündeki iddialar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız tarafından yalanlandı. Üçüncü santralın yeri konusunda bir açıklama yapmamasına rağmen bazı internet sitelerinde çıkan "Yeni santral Ege'ye kurulacak" şeklindeki haberleri üzülerek takip ettiğini kaydeden Yıldız, "Benim ağzımdan üçüncü santral Ege Bölgesi'ne kurulacak diye bir söz çıkmadı. Şu anda tespit edilmiş bir yer ya da bölge yok. Bu konuda bilim ne derse ona uygun bir karar vereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın" diye konuştu. Yer seçiminde tamamen teknik donelerin dikkate alınacağını, siyasi etki olmayacağını vurgulayan Yıldız, 11 ayrı başlıkta 88 kritere bakılarak bir karar verileceğinin altını çizdi.

 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Japonya'daki Fukuşima nükleer santralında meydana gelen radyasyon sızıntısından sonra yoğun bir şekilde tartışılan üçüncü nükleer santralle ilgili çalışmalara devam ediyor. Bakanlık santralın kurulacağı yere ilişkin kriterleri belirledi. Buna göre üçüncü nükleer santralın kurulacağı yerin öncelikle coğrafya, nüfus dağılımı, ulaşım, arazi kullanımı, meteoroloji, yakın çevresindeki endüstriyel ve askeri tesisler, sismik durumu ve zemin, taşma gibi jeoteknik özelliklerine bakılacak. 88 kriterden oluşan yer seçme şartlarında rüzgarın hızından atmosferin basıncına kadar pek çok ayrıntı dikkate alınacak.

 

Nükleer santralın yeriyle ilgili en önemli belirleyicilerden biri de fay hatları olacak. Santral, fay hattının geçtiği bir bölgede kurulmayacak. Bu nedenle uzmanlar yer tespitinde bulunurken, üst ve alt zemin incelemesi yapacak. Santralın kurulacağı lokasyonun deniz suyu sıcaklığının nükleer enerji üretimine uygun olması, sanayi bölgeleri ve büyükşehirleri elektrik açısından besleyecek konumda bulunması gerekiyor. Ayrıca yeraltı suları, maksimum yeraltı suyu seviyesi, bölgenin rüzgar yoğunluğu ve yönü, şimşek, dolu, sis, kuraklık, tipi, çığ, hortum gibi doğal atmosfer olaylarının yoğunluğu da kriterler arasında bulunuyor.

 

8 ADAY VAR
Türkiye'de nükleer santralle ilgili çalışmalara 1960'lı yıllarda başlandı. O dönemde Akkuyu, Sinop ve İğneada olmak üzere 3 ayrı bölge belirlendi. Soğuk savaş döneminin güvenlik endişeleri nedeniyle öncelikle güneydeki Akkuyu üzerinde duruldu. Sovyetler Birliği'nin yıkılması ve soğuk savaşın sone ermesiyle Sinop ve İğneada alternatifleri 1990'lı yıllardan itibaren yeniden gündeme geldi. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) 2006 yılında Türkiye'de nükleer santral kurulmasına uygun 8 ayrı bölge tespit etti. Bu bölgeler arasında Sinop, Mersin- Akkuyu, Kırklareli-İğneada, Beyşehir-Seydişehir, Nallıhan-Beypazarı, Akçakoca- Ereğli, Kırıkkale-Nevşehir (Kızılırmak hattı) ve Trakya (Tekirdağ- Edirne) yer alıyor.

Uzmanlara göre Sinop ve İğneada nükleer santral için Akkuyu'ya göre daha uygun özellikler taşıyor. Her iki bölgedeki deniz suyu sıcaklığı nükleer santral için ideal kabul ediliyor. Mersin- Akkuyu bölgesindeki deniz suyu sıcaklığının yüksek olması elektrik üretim kapasitesini Sinop'a göre yüzde 3 düşürecek nitelikte. Uzmanlar üçüncü nükleer santral için Türkiye'nin kuzey bölgelerinin daha uygun özellikler taşıdığı görüşünü savunuyor. (Yeniasır)