Işıl Öztürk/İZMİR - Yeni kabinede Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı olan Fatma Şahin, annesi babası tarafından sokak ortasında öldürülen 22 yaşındaki Pınar Civek’i arayarak yardım etmek istediğini bildirdi. Civek’e telefonla ulaşan Bakan Şahin, her türlü yardıma hazır olduklarını ifade ederek, uzman kişilerle görüştürmek istediklerini dile getirdi. Şahin, genç kıza kişisel telefon numaralarını da vererek, her zaman arayabileceğini ifade etti. Öte yandan İzmir Milletvekili Nesrin Ulema’da genç kızı arayarak, yardıma hazır olduklarını bildirdi. Selma Civek’in katil zanlısı eşi Hüseyin Civek’in 10 Ağustos günü ikinci kez hakim karşısına çıkacağı davanın kararı ise şimdiden merak konusu oldu.
Annemi değil babamı da öldürdü
İzmir’in Dikili İlçesi’nde şiddet gördüğü için boşanmak istediği eşi Hüseyin Civek tarafından 25 yerinden bıçaklanarak öldürülen Selma Civek’in kızı Pınar Civek “Annemde Ayşe Paşalı gibi şiddet görüyor, ölümle tehdit ediliyordu. Ne yazık ki kaderleri aynı oldu. Babam, annemi yaraladığı için cezaevine girdiği sırada koruma kararı alındı. Ancak annem koruma kararı varken sokak ortasında öldürüldü. Babamın ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılmasını istiyorum. Ben bir bayrak açtım. Bundan sonra Selma Civek’ler, Ayşe Paşalı’lar ölmesin. Annemin tek isteği şiddet gördüğü ve sürekli ölüm korkusu yaşadığı eşinden ayrılmaktı. Bizim için mücadele eden annemiz bunun bedelini hayatıyla ödedi” diye konuşmuştu. 17 Haziran günü Bergama Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek davada Pınar Civek’in avukatlığını yapacak olan Bilge Civa ise Selma Civek’in de acı bir şekilde kaderinin kamuoyunun yakından izlediği Ayşe Paşalı olayının aynısı olduğunu belirterek “Bu olaylar artık son bulmalı. Şiddet gördüğü eşinden boşanmak istemenin bedeli bu olmamalı. Yaşam hakkı kimsenin elinden alınamaz” diye konuşmuştu.
Korkunç olayın ardından 11 ve 12 yaşındaki kardeşlerini yanına alarak yaşam mücadelesine başlayan İşletme Fakültesi mezunu Pınar Civek, annesi Selma Civek’in çok fedakar bir anne olduğunu anlatmış, annesinin çocukları için kendini feda ettiğini ve cefakarca iki işte birden çalıştığını dile getirmişti. Genç kız, yaşadığı acı dolu durumu güçlükle anlatırken şu cümleleri sarf etmişti; “Babam aylar önce yine annemi tehdit ettiğinde annem ve kardeşlerim Ankara’ya anneannemin yanına gittik. Anneannem “çocuklara bakarım ama sen başının çaresine bak” deyince annem bizi de aldı ve oradan ayrıldık. Ankara’da sığınma evinde kaldık. Orada bize baktılar ama babam anneme ulaşıp yalvarıp yakarmış. “Bir daha yapmayacağım” sözü verince annem de güvenip geri döndü. Babam Dikili’de Gülkent Sitesi’nin bahçıvanlık işini yapması gerekiyordu ama bunu annem yapıyordu. Ayrıca annem öğleden sonra da evlere temizliğe gidiyordu. Babam, Ekim ayında evde annemi kasten bıçakla yaraladığı iddiasıyla tutuklandı. Sokağa taşan bu olay sırasında babamı annemin boğazına bıçağı dayadığı şekilde bulmuşlar. Babam cezaevinde iken anneme boşanma talebini kabul ettiğini belirterek şikayetinden vazgeçmesi için yalvarmış. Annem de boşanacaklarını düşünerek öyle yaptı. Babam tahliye oldu. Mahkeme, Koruma Kanunu kapsamında 3 ay evden uzaklaştırma cezası verdi. Ancak bu kağıt üzerinde kaldı. Babam anneme karşı ölüm tehditlerine devam etti. Annem tüm bu olanlar üzerine tekrar şikayetçi oldu ve boşanma davası açtı. Babam hiçbir şey olmamış gibi tehdit ve eziyetlerine devam ediyordu. Koruma kararı sürerken 14 Ocak günü babam annemi sokak ortasında bıçaklayarak öldürdü. Annemin tek suçu babam gibi bir adamdan boşanmak istemesi. Bunu canıyla ödemesi ne acı. Annem ile Ayşe Paşalı’nın kaderi aynı oldu. Ama ben bu olayların son bulması için mücadele edeceğim. Babamın “Ağırlaştırılmış ömür boyu” hapis cezasına çarptırılması için olacak. Başkalarının başına böyle bir şey gelmesin. Bu çok acı bir olay. Babam beni ve kardeşlerimi annesiz bıraktı. Buna hakkı yok. Kimsenin kimseye bunu yapmaya hakkı yok. Babam bu cinayeti işlerken yalnızca annemi değil, babamı da öldürdü.”