HABERLER>MAGAZİN
22 Temmuz 2009 Çarşamba - 00:00

‘40 yıllık’ Kadir İnanır

Türk Sinemasının efsane jönü Kadir İnanır yarım asrı aralayan sanat yaşamını değerlendirdi.’

‘40 yıllık’ Kadir İnanır




İZMİR -  Sinema sanatçısı Kadir İnanır, ekonomik kriz ortamında sinema filmi çekenlerin, kendisi için kahraman olduğunu belirterek, ’’Onların bir büyükleri, bir ağabeyleri, 40 yıllık deneyim sahibi biri olarak onları alkışlıyorum’’ dedi.
 
İnanır, dinlenmek için geldiği İzmir’in Dikili ilçesinde, 1973 yılında Gülşen Bubikoğlu ile başrolleri paylaştığı ’’Yaban’’ filminin çekildiği Garip Adası’nı ziyaret ettiğini söyledi.
 
Adaya ayak bastığı anda nefesinin tutulduğunu ifade eden İnanır, ’’Renkarnasyonun varlığı tartışma konusu. Ben inanmıyorum böyle bir şeye. Ama insanın bir anda 37 yıl geriye gitmesi çok farklı bir duygu’’ dedi.
 
Yaban filminde görev alan isimlerin çoğunun yaşamını yitirdiğini ifade eden İnanır, şöyle konuştu: ’’Benim aklımda kalan detaylarıyla ada, hakikaten garip bir adaydı. Bitki dokusu çok azdı, kumsalı fazlaydı. Küçük bir kulübesi olan terk edilmiş bir adaydı. Halen de öyle. 37 yıl sonra tekrar gittiğimde, ağaçların büyüdüğünü, kumsal alanının azaldığını, kulübenin büyüdüğünü, coğrafi dokunun olumlu ve olumsuz anlamda müthiş bir erozyona uğradığını gördüm. O zaman, 23 yaşında bir gençken yaşadıklarımla, şimdiki yaşım arasında o duygu yoğunluğu içinde müthiş şaşkınlık yaşadım. Bunu bence hiçbir oyuncu yaşamamıştır. Bunun örneği olacağını sanmıyorum. Bir aktörün, 37 yıl evvel film çektiği bir mekana gidip anılarını tazeleme şansının olduğunu sanmıyorum. Varsa da ne mutlu ona.’’
    
’BU ZAMANDA FİLM ÇEKEN KAHRAMANDIR’
    
İnanır, sinema filmi çekmenin, geçmişte olduğu gibi günümüz koşullarında da halen zor bir meslek olmayı sürdürdüğünü savundu.
 
Türk ekonomisinin geçirdiği sıkıntılar göz önüne alındığında, sinema filmlerinin maliyetinin ne denli ağır bir yük olduğunun anlaşılacağını belirten İnanır, şunları kaydetti:
’’Ortalama bir film yapmanın maliyeti, en kötü şartlarda net 1 milyon dolar. Biraz yüklenirseniz 3 milyon dolar. Böylesi ekonomik kıskaca girmiş bir ülkede, 1 milyon doları olan adam, o parayı maceraya atmaz. Öyle bir sıkıntı geçiriyor mesleğimiz, ancak bir yandan da çok sayıda film vizyona giriyor. Böylesi bir ekonomik ortamda sinema filmi çekenler, benim gözümde birer kahraman. İstisnasız, ben onları sıralamam, sınıflamam, hepsini beğenirim. Çünkü bu anlatmak istediğim şartlarda sinema filmi yapmaya soyunmuş insanlar gerçek bir kahraman olmalılar. Onların bir büyükleri, bir ağabeyleri, 40 yıllık deneyim sahibi biri olarak, onları alkışlıyorum. Basın karşısında değil, ama birebir karşılaştığımızda eleştirilerimi de kendilerine yapıyorum. Bence Türk sinemasını, başında Türk ibaresi bulunan bütün yapılanmalardan ayırmamak lazım. Neyse odur. Türk televizyonu, Türk medyası, Türk ekonomisi. Türk yazan hiçbir şey birbirinden soyutlanamaz, çünkü sıkıntılar herkes için var.’’
    
’40 YILDA BEN DE DEĞİŞTİM, SİNEMA SEKTÖRÜ DE’
    
İnanır, 40 yıllık sanat hayatı boyunca, Türk sinemasındaki değişim ve gelişime tanıklık ettiğini belirtti.
 
Geride bıraktığı 40 yıl içinde kendi kimliğinde de farklılıklar gözlemlediğini anlatan İnanır, ’’40 yılda hem Türk sinemasının gelişimine tanıklık ettim, hem de söylemlerim, yaşam biçimim, hayata karşı bakışım değişti’’ diye konuştu.
 
Sanat yaşamının, ’’dramatik parabole oturtulmuş halkalar gibi sürekli yenilendiğine’’ dikkati çeken İnanır, şöyle devam etti: ’’Toplumun bütün yapısıyla siyasal, ekonomik, sosyal gelişimini, benim filmlerimde de görebilirsiniz. Anadolu’dan gelmiş bir çocuk olarak, büyük şehirde tutunurken, işimde başarılı olmak isterken verdiğim kavganın bir ömre bedel 40 yıllık toplamından bahsediyoruz. 40 yıl boyunca izlenirliği hiç alçalmayan, sürekli mesleğini birinci derecede yapan, uygulayan bir sanatçı olarak kendimle bu konuda iftihar ediyorum. 5 sene oturup bir film yapıp, 10 sene daha oturup bir film daha yapmadım. Benim filmografim, Türk sinemasının 40 yıllık kronolojisidir. 180 sinema filmi ve 10 dizide rol aldım. Çok mutluyum.’’
    
’ARŞİVİMİ SANATSEVERLERE SUNMAK İSTİYORUM’
    
Yaz sezonu sonrası, yoğun bir çalışma temposunun kendisini beklediğini anlatan İnanır, yıl sonuna kadar zamanını çeşitli projelere hazırlık yaparak değerlendireceğini söyledi.
 
2010 yılına kadar herhangi bir projede yer almayı düşünmediğini bildiren İnanır, ’’Bu yapının beni bırakacağını sanmıyorum. Direniyorum ama bir biçimde karşıma çıkarak beni kandıracak, çalışmaya itecek, içeriği sağlam, mesleki kariyerime zarar vermeyecek projelerde yer alacağım’’ dedi.
 
Bir sinema filmi teklifi üzerine görüşmeler yapacağını, ancak gönlünün arşivini yayına hazırlamakta olduğunu belirten İnanır, şunları kaydetti: ’’Geniş ve çok güçlü bir arşivim var, onu düzenlemeye başlayacağım. Afişler, fotoğraflar, kamera arkası fotoğrafları, çeşitli yazılar ve anılardan oluşan büyük bir arşiv. Arşivimin, bir kitaba ya da belgesel filme dönüşmesi için altyapısının sağlam hale getirilmesine yönelik çalışması yapacağım. Sonra da uzman bir belgesel grubuna ya da uzman bir yazar grubuna teslim edeceğim. Bir kitabı ya da filmi çıkarmak için önlerinde hazırlanmış güçlü bir arşiv bulacaklar. Çok kolay bir çalışma değil, çünkü milyonlarca fotoğraf var. Onlar düzenlenecek. Filmlerin kamera arkası görüntüleriyle çeşitli boylarda afişleri var. Zamanımı, onların toparlayarak geçirmek istiyorum.’’
    
İnanır, yaşı itibariyle çeşitli sağlık sorunları bulunduğunu, ancak Jülide Kural’ın kendisiyle ’’doktora ihtiyaç duymayacak kadar iyi ilgilendiğini’’ sözlerine ekledi.
   
JÜLİDE KURAL: ’İZMİR’İN TİYATRO SEYİRCİSİ ÇOK ÖZEL’
      
Tiyatro sanatçısı Jülide Kural ise sakin bir tatil dönemi geçirmek için Dikili’deki Kalem Adası’nı tercih ettiklerini, İzmir’e olan sevgileri nedeniyle kent merkezinde birkaç gün geçireceklerini söyledi.
 
İzmir’in tüm tiyatroların turne güzergahında bulunan özel bir kent olduğunu işaret eden Kural, ’’İzmir’in çok özel bir seyircisi vardır. Aydınlık, okumuş, eğitimli bir insan kitlesi. Dolayısıyla tiyatrolar her zaman buraya turneye gelir. Sinema filmleri her zaman bol seyirci bulur. O yüzden sanatçı olarak İzmir’i çok seviyoruz’’ diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda Anton Çehov’un ’’Vişne Bahçesi’’ isimli oyununu sahnelediklerini hatırlatan Kural, gelecek sezon programının ağustos ayında belirleneceğini kaydetti.
 
Gelecek sezon yeni bir televizyon dizisi ve sinema filmiyle sanatseverlerin karşısına çıkacağını ifade eden Kural, şöyle konuştu: ’’Ümmü Burhan’ın yönetiminde, çok iyi bir oyuncu kadrosundan kurulu bir dizi projesi başlayacak. Edebi niteliği olabilecek yapıda bir senaryomuz var. Daha çok karakterlerin ön plana çıktığı bir senaryo. Önemli bir kadro kuruldu. Ayrıca önümüzdeki sezon vizyona girecek Kanımdaki Barut isimli sinema filminde rol aldım. Haluk Piyes’in ilk sinema filmi. Hem onun yanında olmak istedim, hem de güzel bir senaryoydu. Dizi, tiyatro ve sinema filmiyle bu kış yoğun geçecek.’’
 
Kadir İnanır ile bir dizi setinde tanıştıklarını ifade eden Kural, sözlerini şöyle sürdürdü:
’’Birlikte bir sinema filminde rol alabiliriz ama televizyon dizisi düşünmüyoruz. Televizyonda çok cazibesi olan bir şeyin olması lazım. Çünkü dizi çekmek çok zor. 20 saat çalışmak zorunda kalıyoruz. Aylar hatta yıllar sürebiliyor. Bu kadar yoğun bir ortamın içinde, ben de Kadir de tercih etmeyiz. Ama bir sinema filmi olursa elbette düşünürüz. Çünkü sinema filmi birkaç ay içinde bitiyor. Birlikte rol alabileceğimiz teklifler de geliyor. Ancak şu anda televizyon dizisi düşünmüyoruz.’’

 
 
Kılıçdaroğlu’ndan adaya saldırı sonrası ilk açıklama
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
İnanır’ın gardırobu İzmir’den
Ünlü sinema yıldızı, kostümün önemini Ayhan Işık’tan öğrendiğini ...
Bu teklif ‘hadise’ yaratır
Ünlü şarkıcı Hadise, Bakü’de skandal yaşadı. Azerbaycanlı bir bakanın ...
Jackson intihara hazırlanıyormuş!
Ünlü pop ikonu Michael Jackson’ın ölümü ardındaki sırları korurken, ...
 
Oktay Kaynarca’nın acı günü
Ünlü oyuncu, 5 yaşından bu yana kendisine babalık yapan amcasını kaybetti.’
Penthouse güzeli artık politikacı
Dünyaca ünlü erotik dergi Penthouse’un 1999 güzeli Kader Loth, Berlin ...
‘10 numara’ tokat!
Galatasaray’ın yeni 10 numarası ve takım kaptanı Arda Turan, sevgilisine ...
 
Serdar DEĞİRMENCİ
Serdar DEĞİRMENCİ
Sonbahar
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Başıboş canileri toplamak!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bu da geçer
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yemek kitabı değil Kültürel Miras!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İşte 'gülen' ilk fotoğrafı!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva