İZMİR - İzmir'de 2005 yılında meydana gelen trafik kazasında hatalı bir şekilde kamyona arkadan çarparak araçta birlikte bulunduğu nişanlısı Nadire Sıvacı'nın ölümüne neden olan ve yargılandığı davada, "nişanlısının ölümüyle hissettiği acı" nedeniyle kendisine ceza verilmeyen N.Ç'yle ilgili mahkeme kararı, Yargıtay tarafından bozuldu.
Uzun uğraşlar sonucu kazayı gören görgü tanıklarının mahkemede ifade vermesini sağlayan Sıvacı'nın annesi Emine Karavuş'un temyize gitmesiyle davayı gören Yargıtay, genç kızın ailesinin olayda daha fazla mağdur olduğuna hükmetti. Kazada kusuru bulunan N.Ç'nin olay nedeniyle mağdur olduğu iddiasının yerinde olmadığına karar veren Yargıtay, dosyayı davanın yeniden görülmesi ve N.Ç.'ye ceza verilmesi için İzmir'deki yerel mahkemeye geri gönderdi.
DAVA AÇILDI
İzmir'in Aydın- Çeşme Otoyolu'nun Limontepe mevkisinde, Eylül 2005'de meydana gelen kazada N.Ç, içinde nişanlısı Nadire Sıvacı'nın bulunduğu otomobili kullanırken, iddiaya göre bir otomobilin sıkıştırması sonucu direksiyon hakimiyetini kaybederek önünde seyreden G.A'nın kullandığı kamyona arkadan çarptı. Kazada hurda yığınına dönen otomobilin içinde bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencisi Nadire Sıvacı olay yerinde hayatını kaybederken, 1 aylık nişanlısı N.Ç. çeşitli yerlerinden yaralandı. Kazadan sonra soruşturma başlatan Cumhuriyet Savcısı, tehlikeli araç kullanan N.Ç. ve kamyon sürücüsü G.A hakkında 'Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek' suçlarından 3 yıla kadar ağır hapis cezası istemiyle Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açtı.
ALIŞVERİŞE ÇIKTILAR
Olaydan sonraki soruşturmada nişanlısı Nadire Sıvacı'yı kaybettiği kazayı anlatan N.Ç, "Birlikte düğün alışverişine çıkmıştık. Daha sonra nişanlımla Gaziemir Evka 7'deki arsamıza gittik. Orada zeytin ağaçlarımız var. Annemler de oradaydı. Daha sonra nişanlımın Antalya'dan gelen anneannesini ziyaret etmek için Gaziemir'den Üçkuyular'a doğru yola çıktık. Çevreyolunda giderken, beyaz renkli olduğunu gördüğüm ve plakasında yalnızca C harfini hatırladığım bir otomobil bizi sıkıştırmaya başladı. Bir sağımıza bir solumuza geçip duruyordu. Nişanlım 'Bu manyak ne yapıyor' diye bağırdı. Bırak yol ver gitsin' dedi. Ben de sol şeritte giderken ona yol vermek için direksiyonu sağa kırdım. Orta şeritte giderken tekrar beni sıkıştırınca ben de sola geçtim. Bu kez sağımda gitmekte olan bir kamyonu geçtikten sonra direksiyonu aniden sağa kırıp otomobilin beni geçmesini sağlamaya çalıştım. Eğer direksiyonu sola kırıp bariyere çarpsaydım çok büyük kaza olur diye sağa kırıp toprak yola girmek istedim. Ancak, o sırada emniyet şeridinde bekleyen bir kamyona arkadan çarptık. Gerisini hatırlamıyorum" dedi.
Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, dava dosyasını kazada tarafların kusur oranlarını belirlenmesi için uzman trafik bilirkişilerine gönderdi. Bilirkişiler hazırladıkları raporda nişanlısını kaybeden N.Ç'nin tehlikeli ve dikkatsiz araba kullanmasından dolayı 8'de 6 oranında kusurlu, kamyon sürücüsü G.A'nin ise, 8'de 2 oranında kusurlu olduğunu bildirdi. Mahkeme heyeti, 2009 yılında verdiği kararla kazada nişanlısını kaybeden N.Ç'nin yeterince mağdur olduğunu belirterek hakkında beraat kararı verdi. Diğer sanık kamyon sürücüsü G.A'yı ise 12 bin 100 TL adli para cezasına çarptırarak dosyayı kapattı. Anne Emine Karavuş ve diğer sanık G.A'nın kararı itirazları üzerine dava dosyası Yargıtay'a gitti. Yargıtay 12. Ceza Dairesi, dava dosyasını ve kararı inceledikten sonra yerel mahkemenin verdiği kararı bozdu. Yargıtay, nişanlısını kaybeden sanık N.Ç'nin mağduriyetinden çok ölen Nadire Sıvacı'nı ailesinin mağduriyeti olduğunu, bu nedenle sanık hakkında verilen beraat kararının yerinde olmadığını, ceza verilmesi gerektiğini, diğer sanık G.A yönünden de adli para cezası verilmesinden sonra cezanın ertelenip ertelenmemesi konusunda da mahkemenin karar vermesini istedi.
YASA MADDESİ
MADDE 22. - (6)
Taksirli hareket sonucu neden olunan netice, münhasıran failin kişisel ve ailevi durumu bakımından, artık bir cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açmışsa ceza verilmez, bilinçli taksir halinde verilecek ceza yarıdan altıda bire kadar indirilebilir.
Olayın peşini bırakmadı
Kızının davasını, acısı dindikten 6 ay sonra duruşmalara gelerek takip eden Emine Karavuş, duruşmada "Kızımın kötü kaderin kurbanı olduğunu düşünüyordum. Ancak kazadan yaralı kurtulan nişanlısı 'bizi bir araba sıkıştırdı' deyince olaydan kuşkulandım. Kazanın öncesini gören bir kişiyi buldum. Kızımın içinde olduğu araçla başka bir arabanın yarış yaptığını ve kazanın bu nedenle olduğunu söyledi. Ancak, sadece onun tanıklığı yetmiyor, olayın kesin aşırı sürat ve yarıştan kaynaklandığının belirlenebilmesi için birden fazla tanığa ihtiyacım var. Olayı çarpıtan kızımın nişanlısıdır. Onun da adalet önünde en ağır cezayı alacağına inanıyorum" dedi. Anne Karavuş, o tarihte gazetelere yaptığı açıklamada kazayı görenleri tanıklık yapması için duruşmaya çağırdı. Anne, bir sonraki duruşmada ise kazadan sonra olay yerine giden iki tanık bularak mahkemede dinlettirdi. Tanıklar, N.Ç'nin kullandığı aracı sıkıştıran bir araba görmediklerini, aracın çok süratli gelip, kamyona çarptığını gördüklerini söylediler.(Yeniasır)