İZMİR - BDP tarafından Agora Parkı'nda kurulan 'Demokratik Çözüm Çadırı'na, geçen Nisan ayında polis baskın yapıp 30 kişi kişi hakkında 'örgüt adına suç işlemek', 'mala zarar vermek', 'kamu görevlisine direnmek', 'patlayıcı bulundurmak', 'Terörle Mücadele Yasası'na muhalefet', 'Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na muhalefet' suçlarından 10 ile 30 yıl arasında değişen hapis cezası istemiyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dava açılmıştı.
İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar M.P., K.D., S.S., Ü.G., H.A., A.A., G.S., M.D., L.M., A.E.E., F.T., L.Y. ile tutuksuz 9 sanık ve avukatları katıldı. Mahkeme başkanı, dosya kapsamı ve sanık sayısını gözönüne alarak, duruşmanın iki günde tamamlanacağını duyurdu.
Kimlik tespitinin ardından, bazı sanıkların, savunmalarını Kürtçe yapma konusunda ısrar etmeleri tartışmalara neden oldu. Sanık M.P., anadilinin Kürtçe olduğunu, savunmasını Kürtçe yapmak istediğini belirterek, buna ilişkin Türkçe yazdığı dilekçeyi mahkemeye sundu.
Sanık K.D. ise savunmasını Kürtçe yapmak istemesinin nedenlerini açıklarken, mahkeme başkanı tarafından siyasi savunma yapmaya başladığı gerekçesiyle uyarıldı. Mahkeme başkanı, bütün sanıklara tek tek, savunmalarını nasıl yapacaklarını sordu. Sanıkların bir bölümü savunmalarını Kürtçe yapmak istediklerini söylerken, tutuksuz yargılanan sanıklar, "Anadilde savunma hakkını destekliyorum, anadilim Türkçe olduğu için Türkçe savunma yapacağım" dedi.
Cumhuriyet savcısı, kimlik tespiti sırasında sanıkların Türkçe bildiklerinin anlaşıldığını ifade ederek, talebin reddini istedi. Daha sonra bu konudaki görüşleri sorulan sanık avukatlarından Canan Uçar, bu mahkemede görülen birçok dosyada Kürtçe savunma taleplerinin siyasi bir sorun olarak değerlendirilerek reddedildiğini hatırlattı.
Uçar, "Devletin resmi dili olabilir ama insanların olamaz. 20 yıl sonra belki de, bugün cunta mahkemelerinin durduğu yerde olacaksınız. Tarihe baktığımızda özgürlüklerin, yasaların çiğnenerek elde edildiği görülecektir. Bu nedenle mahkemenizin teknisyen gibi değil, hukukçu gibi davranarak karar vermesini istiyorum" diye konuştu.
Mahkeme heyeti, sanıkların Kürtçe savunma yapma taleplerini, Türkçe bildikleri anlaşıldığından, Anayasa, yasalar ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ilgili maddeleri gereğince reddetti.
Verilen aranın ardından, sanıkların savunmalarına geçildi. Sanık M.P., savunmasını Kürtçe yapmak istedi. Mahkeme, sanığın 'anlaşılmayan bir dilde' konuşma yaptığını, Türkçe bilmesine rağmen konuşmasını bu şekilde sürdürdüğünü belirterek, başka bir soru sorulmamasına karar verdi. Sanık K.D. ve Ü.G. için de aynı görüş dile getirildi. Sanık F.T., arkadaşlarının Kürtçe savunma yapma isteklerine katıldığını, Kürtçe bilmediği için savunmasını Türkçe yapacağını söyledi. İsnat edilen suçlamaları reddeden F.T., iddianameye konu gösteriye katılmadığını savundu. F.T., sadece basın açıklamasına katıldığını, açıklamanın ardından grupla birlikte 'Demokratik Çözüm Çadırı'nın bulunduğu alana kadar yürüdüğünü, daha sonra da ayrıldığını, taş atma eylemini gerçekleştirmediğini kaydetti.
Dinlenen diğer sanıklar da suçlamaları reddetti. Mahkeme heyeti, sanıkların ifadelerinin tamamlanmasının ardından, dinlenmeyen diğer sanıklar ve avukatların ifadelerinin yarın gerçekleştirilecek celse alınmasına karar vererek, duruşmayı erteledi. (DHA)