Fatih Yapar/Egedesonsöz - İzmir’de 8 hastanın görme yetisini kaybetmesiyle patlak veren sağlık skandalının boyutları ortaya çıkıyor. Bakanlık soruşturmasında doktorun 8 ameliyatı 49 dakikada yaptığı, eldiven dışında hiçbir tıbbi malzeme değiştirmediği vurgulanıyor. Başta bir hastaneye gönderilen ve sadece 2 yıl kademe ilerleme cezası verilen soruşturmanın detayları tüyler ürpertirken görme yetisini kaybeden hastaların doktora karşı açtığı tazminat davasının sürdüğü kaydediliyor. Sendikalar ise olaya tepkili.
Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Hastanesi Göz Kliniği'ne başvuran Musa Keleş (67), Hüdaverdi Gündüz (58), İlhami Yaşa (72), Mehmet Hasdemir (70), Yüksel Altınçubuk (61), Cevriye Enhoş (79), Ramazan Avşar (71) ve Şerafettin Karabük, başhekim yardımcılığı da yapan Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. G.K tarafından muayene edilmiş ardından yapılan tedavi sonrasında sağlık skandalı yaşanmıştı. Bakan Recep Akdağ’ın bizzat el koyduğu olayın bilirkişi raporu ortaya çıktı. Rapora göre 49 Dakika gibi çok kısa bir sürede 8 ameliyatın yapıldığı, tek kullanımlık cerrahi aletin 8 hasta ameliyatında kullanıldığı, ardı ardına yapılan ameliyatlarda sadece eldivenlerin değiştirildiği tespit edildi.
Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve araştırma Hastanesi Göz Kliniğinde ortaya çıkan endoftalmi salgını sebebiyle Sağlık Bakanlığı tarafından bilirkişi olarak görevlendirilen Prof. Dr. Mustafa Demirci, Prof. Dr. Ahmet Maden, Doç. Dr. Şeyda Uğurlu, Uz. Dr. İlknur Vardar’ın hazırladığı bilirkişi raporu ile Sağlık Bakanlığı müfettişi Mümin Sokat’ın hazırladığı disiplin soruşturma raporunda çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı.
Ameliyat Süresi Kısa
Hastanede 10.01.2011 tarihinde mesai sonrasında yapılan katarakt ameliyatların 17:10 – 17:59 saatleri arasında gerçekleştiği, bilgisayar kayıtları, ameliyat görüntüleri, hasta ve ameliyat süresince bulunan personel beyanlarıyla sabitlenirken 17:10-17:16 saatleri arası Hüdaverdi Gündüz, 17:16-17:22 saatleri arası Musa Meleş, 17:22-17:28 saatleri arası İlhami Yaşa, 17:28-17:36 saatleri arası Ramazan Avşar, 17:36-17:42 saatleri arası Cevriye Enhoş, 17:42-17-48 saatleri arası Mehmet Hasdemir, 17:48-17:56 saatleri arası Şerafettin Karabük, 17: 56-17:59 saatleri arası Yüksel Altunçubuk’un ameliyatlarının yapıldığı anlaşıldı. İlk hasta ameliyatının başlama saat ile son hastanın ameliyattan çıkması arasında kayıtlarda yer alan süreye bakıldığında 8 hasta için koşulların zorlanmış olduğu izlenimi edildi.
Cerrahi Aletler 8 Hastada Ortak Kullanıldı
Raporda, “Fako cerrahisi sırasında göz içine doğrudan giren ve elle tutulan cerrahi alet oldukları için her hastada yeniden sterilize edilmiş bir elcik ve uç kullanılması gereklidir” ifadeleri kullanılırken ameliyatlarda ise 8 hasta için tek bir tubing seti ve elcik (hand plece) kullanıldığı tespit edildi.
Sokak Kıyafetlerinin Üzerine, Ameliyat Önlüğü Giydirildi
Hastaların hangi koşullarda ameliyathaneye alınacağı hususu “yataklı tedavi kurumları işletme yönetmeliği” ve hastane enfeksiyon kontrol komitesi talimatlarında belirtildiği ifade edilirken bu yönetmelik ve talimatlara göre hastaların sokak kıyafetleri üzerine ameliyat önlüğü giydirilerek ameliyata alınmaları mevzuata uygun olmadığı vurgulandı.
Sadece Eldiven Değişimi Yapıldı
Raporda yapılan 8 hastanın ameliyatlarının, birbiri ardına yapıldığı, ameliyatlar arasında sadece eldiven değişimi yapıldığı, ellerin yıkanması, önlük değişimi ve ameliyathane temizliğinin yapılmadığı ve hastanenin Enfeksiyon Kontrol Komitesi talimatlarına uyulmadığının tespit edildiği de ortaya çıkarken ameliyat arasında önlük değişimi, el yıkanması ve ameliyathane temizliği yapılması durumunda 17:10-17:59 arasında 8 hastanın ameliyatının tamamlanması mümkün olmadığı vurgulandı.
TAHLİL İMKANI YOK
Ameliyat esnasında kullanılan yıkama sıvılar, değişik damlalar, antibiyotik solüsyonlardan ve çevresel örneklerden yapılan kültürlerde hastalarda üreyen bakteri ile aynı bakteri olabilecek üreme olmadığı tespit edilirken İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü’nün yazısında toplatılmasına karar verildiği belirtilen 12/2009-11/2011 imal/son kullanma tarihli olan HUB marka göz içi yıkama solüsyonunun hastanede bulunmadığı tespit edildi. Göz sıvılarında saptanan pseudomanas aeruginosa izolatı ve yıkama solüsyon sıvısının yapılan analizlerinde “tümünün aynı suş” olduğu belirlenmiştir. Bu durum ortak bir kaynaktan yayılım veya hastadan hastaya bulaş olduğunu düşündürmektedir. Yıkama solüsyonu örneklerinde pseudomanas aeruginosa üremesi saptanmadı. 8 hastanın ameliyatlarında 3 adet şişe dengeli tuz solüsyonu kullanıldığı ve ameliyattan artan solüsyonlar atıldığı dolayısıyla ameliyatta fiilen kullanılan solüsyonların tahlil imkanı olmadığı da ifade edildi.
SES TEPKİ GÖSTERDİ
Konuyla ilgili açıklama yapan SES İzmir Şube Başkanı Dr. Veli Atanur, “En kısa sürede en çok hasta muayene edip, tasarruflu malzeme kullanarak, çok ameliyat yapmanın adı verimlilik oldu. 49 Dakika gibi çok kısa bir sürede 8 ameliyatın yapıldığı, tek kullanımlık cerrahi aletin 8 hasta ameliyatında kullanıldığı, ardı ardına yapılan ameliyatlarda sadece eldivenlerin değiştirildiği tespit edildi. Daha iyi bir görme keskinliği elde edilmesi umuduyla katarakt ameliyatı olan hastalarda gelişen enfeksiyon sebebiyle görme işlevlerinin zayıflaması ve yitirilmesine neden olan ‘gözleri kör eden’ bu piyasacı sağlık sistemidir. Tıbbın en temel kuralı “önce zarar verme” ilkesi yerine, “önce işletmeye para kazandır” diyen bu piyasacı sağlık sistemidir Artık hayatın her alanında olduğu gibi sağlık alınıp satılan bir metaya dönüştürülmüştür. Piyasacı sağlık sistemi ve onun bakanı bunu istiyor. Küresel sağlık tekelleri bunu istiyor. Piyasacı sağlık modeli gözleri kör etmeye devam ediyor. Bizlerin kamusal sağlık sistemi için verdiği mücadele de sürüyor ve sürecek” dedi.