HABERLER>POLİTİKA
22 Eylül 2011 Perşembe - 22:13

''Adalet bu mu, bu sorulmaz mı?''

''Rahatlıkla fosfor bombasını kullanan İsrail, atom bombasını bulunduran İsrail, buna karşı bir yaptırım yok ama çevrede böyle bir havayı hissettikleri anda nasıl yaptırım yaparız bunun gayreti içerisine giriliyor. Adalet bu mu, bu sorulmaz mı?''

 Adalet bu mu, bu sorulmaz mı?

NEW YORK- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Açık söylemek zorundaydım ki; Birleşmiş Milletler bugün insanlığın umutlarını insanlığın geleceğini tehdit eden korkulara galip kılacak bir liderlik sergileyemiyor. BM, belli ülkelerin çıkarları ve vesayeti istikametinde değil, bütün insanlığın hukukunu korumayı esas almak üzere yeniden yapılanmak ve vizyonunu yenilemek zorundadır" dedi.

Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 66. Genel Kurulu’na hitap etti. Başbakan Erdoğan, konuşmasında 66’ncı Genel Kurul’un hayırlı sonuçlara vesile olmasını dileyerek şunları kaydetti: Başkanlığı üstlenen Sayın Nasır Abdülaziz Al-Nasır’ı tebrik ediyor, Sayın Joseph Deiss’e de sergilediği dirayetli başkanlıktan dolayı teşekkür ediyorum. Uluslararası toplumun da Birleşmiş Milletlerin de tarihi bir sınavdan geçtiği bir dönemdeyiz. Açık söylemek zorundaydım ki; Birleşmiş Milletler, bugün insanlığın umutlarını insanlığın geleceğini tehdit eden korkulara galip kılacak bir liderlik sergileyemiyor. BM, belli ülkelerin çıkarları ve vesayeti istikametinde değil, bütün insanlığın hukukunu korumayı esas almak üzere yeniden yapılanmak ve vizyonunu yenilemek zorundadır.

BM’nin ve uluslararası toplumun acil sorunlar karşısında ne büyük acz içinde olduğunu geçtiğimiz ay Somali’de bizzat gördüm. Somali’de gördüğüm yoksulluğu ve acıyı tarif etmem imkansızdır. Duyarak konuşmuyorum, bizzat yerinde, bakan arkadaşlarla ailemle görmek suretiyle bir lokma ekmek ve bir damla su ihtiyacı karşılanmadığı için on binlerce çocuğun öldüğü ’Somali faciası’ bir kaç kelimeyle veyahutla birkaç cümleyle geçiştirilecek bir konu değildir. Bu uluslararası toplum için yüz karasıdır. 20 yıldır yaşanan iç savaş Somali’nin bütün hayat kaynaklarını kurutmuş durumda. Somali halkı, dünyanın gözü önünde adım adım ölüme sürükleniyor. Bugün uluslararası toplum, orada yaşanan acıyı adeta bir film gibi kayıtsızca seyrediyor."

"SOMALİ’Yİ BU BÜYÜK DRAMIN KUCAĞINA ATAN YÜZ KIZARTICI TARİHLE DE YÜZLEŞMELİYİZ"
"İnsanlığımızın test edildiği bu fotoğrafla acilen yüzleşmeliyiz" diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Sadece bugünün fotoğrafıyla değil, Somali’yi bu büyük dramın kucağına atan yüz kızartıcı tarihle de yüzleşmeliyiz. Zira, bu büyük buzdağının görünmeyen kısmında büyük insanlık suçları gizlidir. Bugünkü Somali gerçeği, Afrika’yı yüzyıllarca hegemonyası altında tutan sömürgeci zihniyetin açtığı derin yaraları da ortaya çıkarmıştır. O eski sömürgeci-kolonyalist anlayış ne yazık ki bugün ise menfaatinin olmadığı yere adımını atmayarak milyonlarca çocuğun bir lokma ekmeğe muhtaç olarak ölmesini seyrediyor. Açık söylüyorum: Somali’nin feryadını duymayan dünyada kimse barıştan, adaletten, medeniyetten söz edemez. Orada yaşanan acıyı anlatmaya hiçbir kelimenin takati yetmez.

Türkiye olarak Somali’ye de diğer dünya meselelerine de yaklaşımımızı tamamen insani ilkeler üzerine bina ediyoruz. Bizler, milletimizin verdiği güçlü destekle Somali için kapsamlı bir yardım kampanyası başlattık. Biz, Türkiye olarak son iki ay içinde halkımızdan 300 milyon dolara yakın bağış topladık. Ayrıca ayni yardımların miktarını da şu ana kadar 30 milyon dolarının üzerine çıkardık. Acilen İslam İşbirliği Teşkilatı’nı İstanbul’da topladık ve bu toplantıda 350 milyon doların üzerinde taahhütte bulunuldu. Türkiye acil insani yardımların yanı sıra, bu ülkenin kendi ayakları üzerinde durmasını sağlayacak altyapı tesislerini inşa etmekte de kararlıdır. Bu kapsamda yol, hastane, okul ve su kuyuları gibi ulaşımdan sağlığa ve eğitime, tarımdan balıkçılığa ve müteahhitlik sektörüne kadar çok geniş bir alanda projeler üstlenmektedir. Mogadişu’daki Büyükelçiliğimizi de yeniden hizmete açarak yardımların gecikmesine güvenlik sorunlarının bahane edilemeyeceğini dünyaya göstermiş olduk."

"TÜRKİYE’NİN ÖNCÜLÜĞÜNÜN TÜM ULUSLARARASI TOPLUMA ÖRNEK OLMASI EN BÜYÜK ARZUMUZDUR"
Erdoğan, Somali kaynaklı korsanlık ve terörizmle mücadelede sonuç alınabilmesi için de acilen iç savaşın durdurulması ve ülkenin demokratik birleşik bir yönetime kavuşması gerektiğine işaret ederek, şunları kaydetti: "Uluslararası toplumun dünyanın başka çatışma noktalarına gösterdiği ilgiyi Somali’den niye esirgediğini herkesin kendine sormasını özellikle istiyoruz. Somali’deki barış ve istikrarın tesisine bütün uluslararası toplumun çok acilen destek vermesi gerekiyor. Somalili kardeşlerimizi 20 yıldır içten içe kemiren iç savaş artık sona ermelidir. Bu bağlamda, Somalili liderlerin ulusal uzlaşı yönünde son dönemde kaydettikleri ilerlemeler bize gelecek için umut vermektedir. Somali, uluslararası toplum içinde hak ettiği yeri aldıkça, dünyada daha güvenli ve istikrarlı bir yapıya kavuşacaktır. Türkiye’nin Somali’ye yönelik yoğun çabalarının temelinde bu hassasiyet vardır. Somali’yi ayağa kaldıracak altyapı yatırımlarını gerçekleştirmek ve kalkınmayı kalıcı kılacak siyasi barış ve istikrar ortamını sağlamak için gayret sarf ediyoruz. Bunu bir başka hesapla değil, sadece insani ve vicdani sorumluluğumuzun gereği olarak yapıyoruz. Türkiye’nin bu yöndeki öncülüğünün tüm uluslararası topluma örnek olması en büyük arzumuzdur."

"ADALET BU MU, BU SORULMAZ MI?"
Erdoğan, "Buradan bir kez daha İsrail’e seslenmek istiyorum: Barışın yerine ikame edilecek hiçbir şey yoktur. Bugün karşılaştığınız mesele, sadece basit bir ’güvenlik için barış’ denklemi değildir. Ortadoğu’da yeşermeye başlayan yeni siyasal ve beşeri coğrafyayı doğru okuyarak, sürekli bir çatışma ve ihtilaf halini sürdürmenin artık mümkün olamayacağını görmeniz gerekmektedir" dedi.

Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 66. Genel Kurulu’na hitap etti. Başbakan Erdoğan, yaptığı konuşmada, şunları kaydetti: "Bizim açımızdan Birleşmiş Milletler, kaba kuvvet ve zulüm yerine, uluslararası hak ve adaleti, çatışmayı değil barışı, basit çıkar ve denge arayışlarını değil, insanlık vicdanını hakim kılmaya çalışması gereken bir idealin adıdır. Ben Birleşmiş Milletleri böyle anlıyorum. Bu idealin gerçekleşmesinin önündeki en büyük engel ise yarım asrı aşkın süredir devam eden Arap-İsrail ihtilafıdır. Bu sorunun halen çözülememesi, aksine her defasında hak ve hukukun siyasi dengeler uğruna heba edilmesi uluslararası adalet duygusuna vurulan en büyük darbedir.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bugüne kadar bu konuda aldığı bağlayıcı nitelikteki, bunun altını çiziyorum, 89 karara İsrail uymamıştır. Ayrıca Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun yani bu çatının altının aldığı fakat İsrail’in hiçe saydığı yüzlerce karar vardır. Daha da acısı, Birleşmiş Milletler, Filistin halkının yaşadığı insanlık dramının sona ermesini sağlayacak hiçbir adımı atamayacak kadar aciz kalmaktadır. Soruyorum, acaba, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi farklı ülkeler için bu tür yaptırım kararları aldığı zaman bu kararlara uymayanlara aynen İsrail’e uyguladığı gibi sessiz mi kalıyor? Yoksa yaptırımları Sudan’da yaptığı gibi sonuna kadar uyguluyor mu? Bunu da kendimize sormak suretiyle şöyle bir kendimizi check etmeliyiz. Bu durum, uluslararası toplumun genelinde büyük bir infiale yol açmaktadır. Bugün gelinen noktada bu sorunun daha fazla çözümsüz kalamayacağı ve uluslararası toplumun artık hızla harekete geçerek, bu kanayan yaraya bir an önce müdahale etmesi gerektiği açıkça ortaya çıkmıştır." 

"SORUN, İSRAİL HÜKÜMETİNİN TUTUMUNDAN KAYNAKLANMAKTADIR"
"Rahatlıkla fosfor bombasını kullanan İsrail, atom bombasını bulunduran İsrail, buna karşı bir yaptırım yok ama çevrede böyle bir havayı hissettikleri anda nasıl yaptırım yaparız bunun gayreti içerisine giriliyor. Adalet bu mu, bu sorulmaz mı?" diye soran Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu bağlamda sorun, açık söyleyeyim: İsrail hükümetinin tutumundan kaynaklanmaktadır. Bu ülkeyi yönetenler, barış için gerekli adımları atmak yerine her geçen gün barışın önüne yeni bir engel çıkarmaktadır. İşgal altındaki Filistin topraklarıdır İsrail toprakları değil. Ne yazık ki İsrail toprakları olduğunu söylemek, tarihle ters düşmektir. Orada Filistin toprakları işgal altındadır. Orantısız güç kullanan İsrail’dir ama yaptırım uygulanmayan yine İsrail’dir. İşgal altındaki Filistin topraklarında uluslararası toplumun tüm çağrılarına karşı devam eden yasa dışı yerleşimler ile Gazze’ye yönelik abluka bu kapsamda en öne çıkan iki husustur.

Soruyorum: İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde herhangi bir toplumu uluslararası ilişkilerden veya insani münasebetlerden tecrit etmek veya soyutlamak gibi bir şey var mıdır? Benim okuduğum İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde böyle bir şey yok. Bir sandık domatesi Filistin’e sokmak isterseniz İsrail’in iznine tabisiniz ben bunu insani olarak görmüyorum."

"BARIŞIN YERİNE İKAME EDİLECEK HİÇBİR ŞEY YOKTUR"
İsrail’i yönetenlerin, artık bir tercih yapması gerektiğine işaret eden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:"Birleşmiş Milletler sistemindeki boşluklar, belirli ülkelerdeki lobiler İsrail’e gayrimeşru eylemlerinden dolayı uluslararası hukuk ve adaletten kaçma imkanı verecektir. Ancak, İsrail’in bugün en çok ihtiyaç güvenliği, özellikle söylüyorum, kendisi için beklediği o güveni sağlamayacaktır. İsrail’i yönetenlerin, gerçek güvenliğin ancak gerçek barışın inşa edilmesiyle mümkün olabileceğini görmeleri gerekmektedir. Buradan bir kez daha İsrail’e seslenmek istiyorum. Barışın yerine ikame edilecek hiçbir şey yoktur. Bugün karşılaştığınız mesele, sadece basit bir ’güvenlik için barış’ denklemi değildir.

Ortadoğu’da yeşermeye başlayan yeni siyasi ve beşeri coğrafyayı doğru okuyarak, sürekli bir çatışma ve ihtilaf halini sürdürmenin artık mümkün olamayacağını görmeniz gerekmektedir. Uluslararası toplum olarak Birleşmiş Milletlerin kuruluş gayesi olan uluslararası barış ve güvenliğin tesisi idealine inanıyorsak, İsrail’i, bu ülkeyi yönetenlere rağmen barış için zorlamak, bu ülkeye hukukun üstünde olmadığını açık bir şekilde göstermek gerekmektedir." 

"TÜRKİYE’NİN FİLİSTİN DEVLETİNİN TANINMASINA DESTEĞİ KOŞULSUZDUR"
Erdoğan, bu doğrultuda atılması gereken en önemli adımlardan birisinin, Filistin halkının devlet olarak tanınma yönündeki haklı talebinin karşılanması ve Filistin devletinin temsilcilerinin de bu yüce kurulda BM üyesi olarak hak ettiği yeri alması olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: "Aslında Birleşmiş Milletler 1947 yılında 181 sayılı kararla Filistin’i devlet olarak ilan etmişti ama ne yazık ki bu uygulamaya konulmadı. Türkiye’nin Filistin devletinin tanınmasına desteği koşulsuzdur. Türkiye, Ortadoğu coğrafyasında barışın hakim kılınması için her türlü çabayı sarf etmeye hazırdır. Bu bağlamda Arap-İsrail ihtilafının çözüme kavuşturulması, Filistin devletinin tanınması, Filistinliler arası iç uzlaşmanın sağlanması, Gazze halkının maruz kaldığı gayri hukuki ablukanın kaldırılması için bundan böyle de aktif tutum izlemeye devam edecektir. Bu tutumumuz, bölgesel barış ve istikrar ile uluslararası hak ve hukuka yönelik bakışımızın ve bu bağlamdaki sorumluluk hissimizin doğal bir sonucudur. Nitekim bir insani yardım konvoyuna, 33 ülkeden insanların bulunduğu bir insani yardım konvoyuna denizden ve havadan uluslararası sularda saldırmak suretiyle 9 vatandaşımızın şehit edilmesi konusuna seyirci kalmak herhalde mümkün değildir. İsrail’e gösterdiğimiz tepki de bu tutumumuzun bir neticesidir. Türkiye, bugüne değin hiçbir devlete karşı hasmane ve çatışmacı politikalar izlememiş, dostluk ve işbirliğini esas alan bir dış politika anlayışıyla hareket etmiştir. İsrail de bundan ari değildir ancak İsrail, kendisine karşı tarih boyunca dostça yaklaşan bir ülkeye ve bu ülkenin halkına karşı vahim bir yanlış yapmış, dahası bu yanlışını görmemekte ısrar etmiştir. İsrail’den taleplerimiz ortadadır, özür dileyecektir, şehitlerimizin ailelerine tazminat ödeyecektir ve Gazze’den ablukayı kaldıracaktır. İsrail yanlışını düzeltip bu taleplerimizi karşılayacak adımları atmadıkça bu tavrımız değişmeyecektir."

Başbakan Erdoğan, "Bu kürsüden özellikle vurgulamak istiyorum: İsrail halkı ile sorunumuz yoktur. Sorun, şimdiki İsrail hükümetinin saldırgan politikalarından kaynaklanmaktadır. Nitekim önceki İsrail hükümetleri döneminde çok yapıcı çalışmalar yaptık, pek çok konuda ilerleme kaydettik. Şimdi ise gerilimin kaynağı sadece sadece mevcut İsrail hükümetidir. Türkiye uluslararası alanda sözüne güvenilir, dostluğu ve işbirliği aranır bir ülkedir. İzlediğimiz bu ilkeli ve kararlı siyasetten asla taviz vermeyeceğiz" diye konuştu. (AA)

 
 
Kılıçdaroğlu’ndan adaya saldırı sonrası ilk açıklama
YORUMLAR
Toplam 4 yorum var, 4 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
İzmir'e Yazık.. 23 Eylül 2011 Cuma 08:17

Helal olsun..

Yorumu oyla      12      6  
ahmet tok 23 Eylül 2011 Cuma 08:12

senin dış paolitika anlayaış bukadar ey zavallı ışık dıkıcıgil

Yorumu oyla      12      6  
İZMİRLİ 23 Eylül 2011 Cuma 01:04

Breh breh breh ne kahraman bir başbakanımız var...

Yorumu oyla      12      6  
Işık Dikicigil 22 Eylül 2011 Perşembe 23:20

BİRLEŞMİŞ MİLLETLERE FİLİSTİN'İ TANIYIN MESAJI VERİYORSUN DA , KUZEY KIBRIS'I TANIYIN NEDEN DEMİYORSUN. SEVDİĞİN ARAP BİRLİĞİ TEŞKİLATINDA KUZEY KIBRIS'I HANGİSİ TANIDI. TÜRK DIŞ POLİTİKASINI GÜCÜNÜ , ARAPLAR FİLİSTİN YERİNE KUZEY KIBRIS'I TANIMA ÜZERİNE YOĞUNLAŞTIRSAN .

Yorumu oyla      14      7  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Balbay’a miting gibi destek
CHP İl Yönetimi, Ergenekon Tutuklusu İzmir Milletvekili Balbay’ı 30 Eylül’deki ...
Aytun Çıray’dan hastane sorusu
CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Sağlık Bakanlığı tarafından yapılacağı ...
'Gerekirse İsrail'le savaşırız'
Erdoğan, ABD televizyonunda Charlie Rose'un sorularını yanıtladı. Erdoğan ...
 
Aksünger’den ziyaret maratonu
Yeni yasama yılı öncesi ilçe ziyaretleri gerçekleştiren Erdal Aksünger, ...
AK Parti İzmir'den polemik yerine davet
Yarın temeli atılacak Konak Tüneli’ne ilişkin tartışmalara girmeyen AK ...
CHP İzmir'de 'Bayır'a karşı' imza hareketi!
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “İzmir’i kendime bağladım. Kimse karışmasın” ...
 
Erdoğan'dan İsrailli gazeteciye anlamlı cevap
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün New York'taki BM binasından yürüyerek ...
Sökmen’e genel merkezden jet üyelik!
CHP’ye üye olmayı yaklaşık 10 ay bekleyen ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ...
CHP Konak'ta olağanüstü toplantı
CHP Konak İlçe Başkanı Aytekin Tunus belediye meclis grubu ile olağanüstü toplantı yaptı.
 
Serdar DEĞİRMENCİ
Serdar DEĞİRMENCİ
Sonbahar
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Başıboş canileri toplamak!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bu da geçer
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yemek kitabı değil Kültürel Miras!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İşte 'gülen' ilk fotoğrafı!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva