Onurlu Duruş: Türk Silahlı Kuvvetlerinin şu an ki komuta heyetinin çeşitli zorluklar içinde olduğunu en iyi bilenlerdenim. ’¶ Bizler gibi, TSK’’nin da olmazsa olmazı ’“LÂİKLİK’” ilkesine saldırı var. Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu Anayasa Mahkemesince belirlenmiş ve mahkûm edilmiş bir iktidar var. Türk Ordusunu ’“düşman ordusu’” gibi gören ve ahlaksızca saldırılara devam eden bir grup ’“tarikat basını’” var. Yalan yanlış belgeler düzenleyip, her türlü teknolojik sahteciliği yapıp Türk Ordusunu yıpratmak isteyen dış istihbarat örgütlerince kurgulanan ve ’“tarikatçı polisler’” tarafından desteklenen gazeteler var. Bu saldırıların gerçek yüzünü göremeyen ve ’“demokrat’” olmakla övünen uyuyan basın var. Bölücü Örgütün denetiminde, ’“zehir saçan’” pislik yuvası basın organları var. Emperyalist Devletlerin Türkiye üzerindeki oyunları var. Var var var’…

Tüm bu olumsuzluklara karşı, dünyanın en güçlü ordularından olan Türk Ordusunun bin yılı aşkın bir tarihi ve hafızası var. Başımıza gelen bu belaların hiçbiri yeni değil ki. Geçmişte uğraşıp çoğunu alt ettiğimiz olayların bu günkü versiyonu. TSK bu olayları alt edecek güce ve birikime sahip ’“Demokrat’” bir ordudur. TSK, Türk Milletinin kendisine verdiği olanakları en yararlı şekilde kullanmaktadır. TSK’’ dan beklenen şudur; ANAYASAMIZIN ÇİZDİĞİ SINIRLAR İÇİNDE, DEMOKRATİK REJİME SADIK KALARAK, BU SALDIRILARI BERTARAF ETMESİ ve ONURLU DURUŞTAN ASLA TAVİZ VERMEMESİDİR. Zaman zaman yapılan davranışlar herkesi üzmektedir. İki örnek verelim;

*Kuzey Irak’’ta, Türk Askerinin başına ’“ÇUVAL’” geçirten Amerikalı General’’in karşısına bir Türk Generalini neden oturttunuz?Eğer hükümetten bir baskı gördüyseniz, niçin Türk Milletine olayı anlatmadınız?Siz askersiniz, diplomat değilsiniz.

*Başörtüsü ayrı türban ayrı şeylerdir. Başörtüsünün TSK’’ da serbest olduğunu kendim gördüm. Daha bir ay evvel oğlumun yemin töreni için gittiğim askeri birlikte, ülkenin her tarafından gelen bayanların arasında başörtülü hanımefendiler de vardı. Türbana gelince, türban siyasi simgedir ve Türk yargısı tarafından yasaklanmıştır , üstelik AHİM tarafından da onaylanmıştır. Yasaları ’“insani gerekçelerle’” uygulamamak gibi bir göreviniz mi var?Siz yasaları uygulamazsanız, ’“sıkma başlı militanlar’” gelirler kapınızın önünde sizi protesto ederler. 8 yıldır ’“tek başına’” iktidar olup, bu sıkıntıyı çözmeyen iktidara, yasaları çiğneyerek destek olmak zorunda mısınız?Başbakan eşi olmak, Orgeneral eşi olmak kimseye ayrıcalık hakkı vermez. Kimse için yasaları eğip bükemezseniz. Bunu yaparsanız, sizden beklenen ’“ONURLU DURUŞ’” zedelenmiş olur.

SİZİ MİLLET SEÇMİŞTİ, ŞİMDİ İNDİRECEK:
Başbakan devamlı olarak ’“Bizi Millet Seçti’” diyor, elbette doğru. Ama şimdi AKP’’ yi iktidardan indirip, Bağımsız Türk Yargısının şefkatli ellerine bırakacak. Bu da doğru. Neden mi?Anlatalım; Geçen hafta BEŞİKTAŞ’’IN seçimli kongresi vardı. Bir tarafta başarısı tartışılan ve taraftarın tepkisini çeken Yıldırım Demirören, diğer tarafta ise Murt Aksu. Murat Aksu AKP’’ nin her şeyiyle desteklediği bir adaydı. Babası, Bülent Arınç amcası, Kadir Topbaş abisi, AKP nin tüm İstanbul İl ve ilçe teşkilatları, insanüstü bir gayretle çalıştılar. Tüm bilbordlar Murat Aksu’’nun resimleri ile donatıldı. Büyük boyutta paralar harcandı. 5 bin kadar üye iki adaya da oy vermeyeceği için oylamaya katılmadı. Katılanların büyük çoğunluğu Murat Aksu’’nun arkasındaki AKP’’ yi gördüğü için ona oy vermedi. Beşiktaş seyircisi ve simgesi ’“ÇARŞI’” Türkiye’’nin en demokrat ve en duyarlı seyircisidir. Kongre öncesi yapılan sohbetleri ve toplantıları izleyen bir arkadaşımın bildirdiği gibi genel kanı şu idi; BİZİM KÖTÜMÜZ BİLE AKP NİN İYİSİNDEN DAHA İYİDİR. Bu da ÇARŞININ Türk Demokrasisine hediyesi olsun.

İkinci tespitimiz ise şu; Tekel İşçileri hak mücadelesi veriyor, Başbakan sinirleniyor, ’“Bizi Tekel İşçisi seçmedi’” diyor. Doktorlar, Eczacılar, itfaiyeciler, çalışanlar eylem yapıyor, Başbakan gene sinirleniyor ve ’“bizi bunlar da seçmedi’” diyor. Emekliler, çiftçiler, köylüler perişan durumda. Bir dokun bin ah işit. Bahar aylarında onlar da meydanlara inecek. Başbakan yine ’“bizi bunlar seçmedi’” diyecek. Daha geride, Başbakan’’ın yok saydığı bakkallar ve esnaflar var, memurlar var, işsiz gezen gençler var.

LÂİKLİĞİN ANAYASAYA GİRİŞİNİN 73. YILI:
Devlet büyüklerimiz, Laikliğin 1937 yılında Anayasamıza GİRİŞİNİN 73. Yılını kutlar gibi yapıyor. Biliyorsunuz 30 Temmuz 2008’’ de Anayasa Mahkemesi, AKP’’yi Laikliğe karşı eylemlerin odağı olarak kabul etmişti. Esas kutlamayı, Laikliğin ÇIKIŞ tarihinin ikinci yıldönümü olan 30 Temmuz 2010 tarihinde yapacaklar! Ömürleri yeterse. İyi Pazarlar.