Toplantıda ESİAD üyelerine seslenen Emekli Büyükelçi, Ümit Yalçın, Türkiye’nin doğru stratejilerle global dengelerde öne çıkabileceğini söyledi. Yalçın, BRICS gibi uluslararası oluşumlarla iletişimin faydalı olduğunu ancak Türkiye’nin AB çıpasını koruması gerektiğini vurguladı.
REKABETÇİLİĞİN KURALLARI DEĞİŞECEK
ESİAD Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Birliği Yuvarlak Masası’nın katkıları ile düzenlenen toplantının açılışında konuşan ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, dış politikadaki gelişmelerin iş dünyasını yakından ilgilendirdiğini vurguladı. Ülkemizin, jeostratejik konumu nedeniyle giderek artan bölgesel krizlerin tam ortasında yer aldığını ifade eden Zorlu, şöyle devam etti: “2025 yılında ülke ekonomilerinin yanı sıra uluslararası siyasetin nasıl şekilleneceği merak konusu. İkinci Trump döneminde uygulanacak ticari ve ekonomik tedbirlerin ilk sinyalleri seçim vaadleri sırasında ortaya çıktı. Trump yabancı ürünlere karşı en az yüzde 10’luk yeni gümrük vergisi, Çin menşeili ürünlere ise ek yüzde 60 vergi koyacağını söyledi. Sanayi ve ticaret politikalarını etkileyecek bir diğer konu da karbon nötr hedeflerine uyulması. İklim değişikliği konusunda Trump ilk başkanlığı döneminde yüzlerce çevre koruma programını geri çekmiş ve Paris İklim Anlaşması’ndan çekilen ilk ülke ABD olmuştu. Trump’ın yine benzer bir politika izleyeceği anlaşılıyor. Bu durum başta otomotiv sanayii olmak üzere pek çok sektörde rekabetçiliğin kurallarını alt üst edebilir. Özellikle siyasi ve ekonomik anlamda giderek zayıflayan ve 2050 karbon nötr taahhüdü bulunan AB’de alarm zilleri daha fazla çalacaktır. Bu denkleme Çin’i de dahil ettiğimizde dünyayı karmaşık bir tablonun beklediğini söyleyebiliriz.”
ESİAD Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Birliği Yuvarlak Masası Başkanı Rebii Akdurak da, yuvarlak masa olarak her ay değerli bir konuşmacıyı üyelerle buluşturduklarını hatırlatarak, bu toplantılarda iş dünyasının dış politika ve ekonomi odaklı sorunlarına ışık tutmaya çalıştıklarını dile getirdi.
ASIL MESELE EVRENSEL KRİTERLERE UYUM
Dünyadaki teknolojik gelişmelerin, özellikle yapay zekanın ve büyük teknoloji şirketlerinin ekonomik, siyasi ve sosyal süreçler üzerinde derin etkileri olduğunu belirten Emekli Büyükelçi Ümit Yalçın da, Türkiye’nin hem küresel teknoloji devrimine hem de uluslararası ilişkilerdeki dinamiklere uyum sağlaması gerektiğini vurguladı. Avrupa Birliği, Balkanlar, Orta Doğu, göç ve ticaret savaşları gibi meselelerin Türkiye için fırsatlar ve riskler barındırdığını dile getiren Yalçın, “ABD ve Avrupa’nın güvenlik politikaları Türkiye’ye stratejik önem kazandırabilir. Ancak Türkiye’nin oyunu doğru oynayıp, soğukkanlı bir şekilde hareket etmesi gerekiyor. Türkiye’nin AB’ne üyeliğinde asıl mesele, kriterlere uyum sağlama sorunudur. Kopenhag ve Maastricht kriterleri, sadece Batı’ya ait değildir. Evrensel değerlerdir ve Batı karşıtlığı adına evrensel, sağlam ilkelerden uzaklaşmamalıyız. AB'yi eleştirmek ve AB'nin içinde bulunduğu durumla ilgili doğru ve gerçek tahliller yapmak başka, oradan çıkmış birtakım evrensel prensiplere sırt dönmek başka bir şey. Yani o yüzden bizim o çıpayı yine de tutmamız gerekiyor. Toplumlar ancak ortak bir hedefle birlikte bir yere gidebiliyor. Bizim çıpamızın atılacağı yer de Afrika, Asya, BRİCS falan değil. Türkiye hepsiyle temas etsin, ilişkilerini geliştirsin ancak AB çıpasından vazgeçmesin” dedi.