Türkiye, tarihinin en önemli seçimine gidiyor. 12 yıllık AKP İktidarının ülkeyi getirdiği nokta, 30 Mart yerel seçimlerine yaşamsal bir önem yükledi.
Bu seçimlerde alınacak sonuç, ya Türkiye'de demokratik rejimin yaşamasına olanak verecek ve ülke bütünlüğü korunacak, ya da Güneydoğu Bölgemizin önce özerklik, sonra 'Kuzey Kürdistan' olarak bölünmesiyle, Federe İslam Devletinin oluşmasına yol açacaktır.
AKP İktidarı ve Cemaat bilerek, planlayarak yaptıkları uygulamalarla,
Türk Devletinin direnç noktalarını köreltmişlerdir. Milli Ordunun Komuta kademesi tasfiye edilmiş, Yargı ele geçirilmiş, Yasama ise tek kişinin hakimiyetine girmiştir.
Erdoğan-Öcalan anlaşması artık inkar edilemez haldedir. Bebek katilinin posterleri ile Erdoğan'ın posterlerinin birlikte sallanması bunun kanıtıdır.
Çare Türk Milletindedir. Türk Milleti bu kumpasa son verecektir.
Tarihe not düşmek ve bir kısım 'kifayetsiz muhterislerin' kişisel çıkarlarını,
ülke çıkarlarının önüne koymaktan utanmadıklarını not etmek için sizlere bazı adamcıklardan bahsedeceğim.
Bunlar bilerek ve isteyerek Erdoğan-Öcalan ortaklığının elemanı olmuşlar ve DSP'den aday olarak, bölme işinin gönüllüleri haline gelmişlerdir;
Hamdi Sedefçi;
İsmi CHP ile özdeşleşmiş bir kişidir. 4 Dönem, yani 20 yıl Edirne Belediye Başkanlığı yapmıştır. Partisi tarafından aday yapılmayınca, DSP'den aday olmuş ve Erdoğan-Öcalan çeşmesine su taşımaya başlamıştır.
Be adam, 20 yıl Başkanlık yapmışsın. Doymadın mı? Edirne'de yerine geçecek genç birini yetiştiremedin mi? Hep sen, illa ki sen mi olacaksın?
63 yaşına gelmişsin. Hala hırsını aklının altına almayı öğrenemedin mi?
Yazık yaşadığın hayata. Kazansan ne olur, kazanmasan ne olur?
Hakan Tartan;
Bu kişi ile ilgili daha önce yazmıştım. Siyasi hayatı boyunca kendisinden başka kimseyi düşünmeyen, kendisini İzmir-Konak Belediye Başkanı yapan partisini arkadan hançerlemekten çekinmeyen, bir türlü olgunlaşamamış bir hırs küpü. Belediyenin olanaklarını ve gazeteci arkadaşlarını kullanarak, yalan-yanlış anketlerle %30 oy alacağını iddia eden bir siyaset şaşkını!
Atatürk'ü kullanarak, Atatürkçülüğe ve ülkesine en büyük kötülüğü yapan biri. Seçimden sonra ne eski patronu Aydın Doğan onu işe alacak, ne İzmirli yüzüne bakacaktır. Yerdeki taşı alıp, kendi başına vuran birine kim yardım edebilir ki…
Hüseyin Aslan;
Ege-Koop' un Genel Başkanı. Önce CHP Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday oldu. Ne kadar hakiki CHP'li olduğunu kendisi o zaman söyledi.
Aday gösterilmeyince DSP tuzağına atlayıp, DSP Bayraklı Belediye Başkanlığına aday oldu. O da olmasa idi, Ankara Bent Deresi Mahallesi Muhtarlığına aday olacaktı! Çünkü bu tiplerin b.kunda boncuk vardır. Onlar olmazsa olmaz.
Saç ekiminden, yüz gerdirmesine, zayıflama kürlerinden, imaj derslerine kadar her konuda hazır olan bu Aslanın seçim için harcadığı paralar dudak uçuklatacak cinsten. Seçimden sonra Ege-Koop hesapları ve serveti çift yönlü incelenecek. Demedi demeyin…
Hakkı Ülkü;
Milletvekili iken, TBMM Başkanlığına başvurduğunu belirtmek için, kafasını kürsüye vurunca alnı çatladı mı acaba diye çok korkmuştum. Meğer gerçekten çatlamış. 3 dönem CHP' den Aliağa Belediye Başkanlığı yaptı.
Sonra partisi onu TBMM'ye taşıdı. Milletvekilliğinden sonra tekrar Belediye Başkanı olmak için başvurdu. Aday yapılmayınca 68 yaşında olmasına rağmen, Aliağa'da 'Bir Danışılan' olmak yerine 'Bir Bölen' olmayı tercih etti ve
DSP tuzağına düşüp aday oldu. Ne diyeyim, Allah akıl-fikir versin…
Selçuk Karaosmanoğlu;
Urla'da 3 dönem, yani 15 yıl Başkanlık yaptı. Partisi aday yapmayınca, yeni adayın tanıtım toplantısına katıldı ve artık onu destekleyeceğini, kendisine yakışanın bu olacağını söyledi.
Ertesi gün ise DSP tuzağına balıklama atlayıp, DSP'den aday oldu. Bu kişinin üzerinde benim ve arkadaşlarımın çok emeği olduğu için bu kaypaklık beni daha çok üzdü. Hapishaneye düştüğünde, herkes ondan kaçarken ben ve arkadaşlarım onu ziyaret ettik. Bir kişi, tertemiz ismini nasıl çamura atar, yazıklar olsun…
Ertan Avkıran;
Ağzını açtığı zaman 'Ben 45 yıllık CHP'liyim' der. Yaş 80'e merdiven dayamış, ama Avkıran doymamış, tekrar aday olmuş. CHP aday göstermeyince, DSP'nin kucağına düşmüş. Yaşanan yılların, bazı insanları olgunlaştıramadığının en net örneğidir bu kişi. Yazık, yazık. Öteki tarafa ihanet kayığıyla gidecek!
Değerli Okurlar;
Bu kişilerin aday olduğu yerlerde, lütfen bunlara oy vermeyeceğinizi, bölünmenin sadece ve sadece Erdoğan ve Öcalan'a yarayacağını bu ihtiras sahiplerine anlatınız. Bu yazıyı onlara okutunuz. İçlerinde itiraz edecek olan biri çıkarsa, derhal bir toplantı düzenlesinler, ben hemen gelirim ve İzmirlinin huzurunda bu sepetlerin yüzlerine karşı konuşurum.
Zaten umdukları oyların binde birini alamayacaklar. Ama 'Ak köpeğin, pamuk pazarına zararı vardır' deyişinde olduğu gibi, az da olsa zarar verecekler, üstelik rezil olacaklar. Lütfen bunları uyarın. Onlara şunları sorun;
-Niçin ilk önce DSP'den aday olmadınız?
-Ecevit DSP'nin Genel Başkanı olsaydı, bugün sizleri aday yapar mıydı?
-DSP İzmir Milletvekili Rahmi Sezgin partisinden niçin istifa etti?
-Oyları bölmekle AKP ve PKK ya hizmet ettiğinizin bilincinde misiniz?
Son Çağrı;
Gelin vakit varken yanlıştan dönün. Bir araya gelin ve toplu olarak adaylıktan çekildiğinizi duyurun. Hem yanlış yapmamış olursunuz, hem de hain damgası yememiş olursunuz. Ya bir de, binde birlik seviyede oy alırsanız, nasıl insan içine çıkacaksınız? Lütfen Binali'nin dolduruşuna gelmeyin, kayınçonun haram paralarını almayın, iyice düşünün ve doğru yolu bulun.

Not;
Eyy BDP, HDP Milletvekilleri;
Diyarbakır'da düzenlediğiniz Nevruz Şenliklerinde bir tane olsun TÜRK BAYRAĞI asmak istemediniz. Nasıl kardeşlik, nasıl birliktelik, nasıl beraber yaşamak bu?
Sen Türk Milletinin uğruna can vereceği TÜRK BAYRAĞINA, Türk Vatanında saygı duymayacaksın da, ben, 54 bin insanımızın ölümüne sebep olmuş, beyni uyuşturucu kullanmaktan pelteye dönmüş, 'Yoğunlaştırma Evlerinde' yüzlerce Kürt Kızının ırzına geçmiş bir katile, onun paçavralarına sizler ve Erdoğan-Hakan Fidan ikilisi istiyor diye saygı mı duyacağım?
De si…in gidin lo, de si…in gidin lo…