Değerli okurlarım, özellikle yakın tarih söz konusu olduğunda, ülkemizde müthiş bir dezenformasyon hüküm sürüyor. Bu dezenformasyonun en önemli argümanlarından birisi de' CHP'nin tek parti döneminde ( 1923-1946) camileri ahır ve depo yaptığı' tezidir. Özellikle siyasal İslamcı yazarlar tarafından başata Mehmet Şevki Eygi olmak üzere 1960'lardan bu yana sürdürülen bu yalan kervanına şimdi de AKP kadroları ve Tayyip Erdoğan da katılmış görünüyor. Konuyla ilgili olarak Recep Tayyip Erdoğan 24 Nisan 2012'de 20 Nisan 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nde çıkan bir habere dayanarak '….bu ne insafsızlık! Seferihisar'da tarihi bir camii ahır yapılmış…bu dosya içinde tek-parti döneminde camilerin satışına , depo olarak kullanılmasına ,ahır yapılmasına dair onlarca, yüzlerce haber küpürü bulunuyor' dedikten sonra 3 Eylül 2012'de de '..bu ülkede camilerin kapılarına kilit vuruldu' diyerek din istismarcılığı üzerinden tek-parti dönemi ve CHP'yi geniş kitleler önünde mahkum etmeye çalışmıştır.
Recep Tayyip Erdoğan'ın tarihi gerçeklerle hiçbir ilgisi olmayan tezlerini dönemin arşiv belgeleriyle çürütmeye geçmeden önce şunu vurgulamak istiyorum. Sevgili Sinan Meydan'ın ' El-Cevap' adlı eserinin 227.sayfasında da belirtildiği üzere'…evet, gerçekten de CHP ve İsmet İnönü 1939-1946 yılları arasında Türkiye'de ki bazı camileri depo yapmış, bu camilerin kapısına kilit vurmuş, etrafına asker dikmiş ve bu camileri ibadete kapatmıştır. 'Peki, ama burada İsmet İnönü bütün bu tasarrufları yaparken Başbakanın iddia ettiği gibi din karşıtlığı üzerinden mi davranmıştır…Tabii ki hayır…'Şöyle ki İnönü II. Dünya Savaşı 'nın devam ettiği 1939-1946 yılları arasında Türkiye'ye yönelik muhtemel bir saldırıda camilerin hedef alınacağını düşünerek özellikle İstanbul da ki müzeler de ve camilerde ki tarihi ve dini değeri olan eserleri, zarar görmemeleri için görece daha güvenli Anadolu içlerinde ki bazı camilere koydurarak koruma altına almıştı. Evet, İsmet İnönü, 1939-1946 yılları arasında Anadolu da ki bazı camileri 'depo' yapmıştır ama bu depolar, kutsal emanetler, Hz. Muhammed'in sancağı, kılıcı, hırka-i saadeti, Hz. Osman'ın kanlı Kuran-ı Kerim'i gibi dinsel ve tarihsel değeri olan eşyaların deposudur. Örneğin Topkapı Sarayında ki kutsal emanetler, bu emanetlerle ilgilene uzmanlar ile birlikte Niğde'ye götürülmüştür. Zira İsmet İnönü İstanbul'a yönelik olası bir Alman hava saldırısında öncelikli hedeflerin ibadethaneler olacağını düşünerek 'kutsal emanetler' ile ilgili önlem alam gereğini duymuştur. Dolayısı ile Niğde de ki bazı camiler, bu süre zarfında ibadete kapatılmış ve emanetlerin korunması için kapılarına askeri nöbetçiler konulmuştur. Bu konuda öyle bir titizlik gösterilmiştir ki kutsal emanetlerle birlikte Topkapı Sarayı Müze Müdür Vekili ve 30'a yakın müze görevlisi savaş bitimine kadar Niğde 'de de kalarak, kutsal emanetleri savaş koşullarında titizlikle korumuşlardır.

Başbakan'ın ve AKP kadrolarının bu konuda ileri sürdükleri yalanı çürütmeye devam edelim….Efendim, Tek-Parti döneminde II. Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında alınan bu önlemler Türkiye'de bu konuyla ilgili yapılmış ilk uygulamalar değildir. AKP'nin ve Recep Tayyip Erdoğan'ın çok öykündüğü ve yeni Osmanlıcılığı yaymak için büyük çaba gösterdiği Osmanlı İmparatorluğu zamanında da güvenlik gerekçesiyle imparatorluk yöneticileri benzer önlemler almakta gecikmemişlerdir. Örneğin tarihimizde 93 Harbi olarak bilinen 1877-78 Osmanlı- Rus Savaşı'ndan sonra İstanbul'a Balkanlardan göçler yoğunlaşınca; göçmenlerin büyük bir çoğunluğu İstanbul da ki Ayasofya, Sultan Ahmet, Süleymaniye ve Beyazıt Camileri'nde misafir edilmişler ve bu süre zarfında bu camiler ibadete kapatılmıştır. Yine I. Dünya Savaşı yıllarında Konya da ki Alaaddin Camii , askeri amaçla kullanılmış ve camii ibadete kapatılmıştı.1912-1913 Balkan savaşları sırasında da özellikle İstanbul ,İzmir ve Trakya da ki camiler in bir bölümü askeri amaçlarla ve güvenlik nedeniyle depo olarak kullanılmıştı.

Değerli okurlarım, konuyla ilgili olarak Doç. Dr. Mehmet Temel'in Akçağ yayınlarından 2010 yılında yayınlanan çok değerli ama bir o kadar da az biline bir çalışması var. Adı 'Atatürk Dönemin de Din Hizmetleri'. Bana göre CHP'nin bu kitabın yayın haklarını alıp tüm Türkiye ye dağıtması lazım. Mehmet Temel Hoca, Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi Kataloglarını kullanarak aslında bir anlamda bu tarih-dışı yalanlara cevap veriyor. Bakın o kitabın 85.sayfasında Atatürk ve İnönü dönemlerinde ibadethanelere nasıl sahip çıkıldığı ne güzel vurgulanmış'…Atatürk döneminde yürütülen inanç , ibadet ve ahlakla ilgili hizmetlerin yanı sıra bu hizmetlerin yürütüldüğü mekanların büyük bir kısmını oluşturan ibadethanelerin, inşa'sı ve tamiri ve yenileme çalışmaları , hem İslam dininin emirlerinden olan mabetlerin korunması, hem de tarihi ve kültürel mirasa sahip çıkılması bakımından oldukça önem arz ediyordu. Yurt genelinde ki cami, medrese ve mescit gibi yapıların çoğunun tarihi ve mimari özelliklere sahip olması nedeniyle korunması gerekiyordu. Bir çok cami ve mescit, Balkan, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşları'nda hasar görmüş, askeri amaçla kullanıldıkları için bakım ve onarımları yapılmamış , böylece doğa koşullarının da etkisiyle harap olmaya yüz tutmuşlardı.' Yine aynı kitabın 124 ve 125.sayfalarında Atatürk'ün Türkiye de ki ibadethaneler ile ilgili yaklaşımı '…Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatının son yıllarında üzerinde önemle durduğu hususlardan bir tanesi Türk-İslam uygarlığının tarihi, mimari ve sanatsal değer sahip abidevi eserlerinden cami ve mescitlerin tamir ve yenilenmesi idi. Atatürk, yeni inşa edilecek camilerin de Türk mimari tarzına uygun bir şekilde yapılmasını arzu ettiği gibi Selçuklu ve Osmanlı mirası mabetlerin tamir ve restorasyonlarında aslına uygun olması gerektiğine dikkat çekmiştir. Ülke genelinde yapılan tamir ve restorasyon çalışmalarında buna uyulmuştur. Tamiri mümkün olmayacak derecede harap olmuş , zamanla yerleşim merkezlerinin dışında kalmış ve değişik nedenlerle tescil dışında bırakılmış camiler de kamu kuruluşlarına, belediyelere ve özel idarelere devredilmiştir. Sonuç olarak Atatürk döneminde İslam dininin ulviyetine yaraşır bir şekilde dinini gerçek anlamda tanıyan ve anlayan bilinçli bir toplu oluşturulmasına , ibadetin ve ibadethanenin kalitesinin yükseltilmesine , dinimizin layık olduğu yüce mevkie çıkarılmasına çalışılmıştır'

Değerli okurlarım, şimdi gelelim Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi Katologları'na göre tek-parti döneminde Türkiye de ki hangi şehirlerde hangi camilerin bakım ve onarımı için o zor ekonomik koşullarda , ekmeğin karne ile satıldığı bir dönemde cumhuriyet hükümetinin Tl üzerinden ne kadar büyük bir bütçe ayırdığına. Kaynağımız Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Arşivi, Katolog no:30.10/192.317.6 lef 1 ve lef 2…

İstanbul- Süleynamiye Camii 150 bin, Şehzade Camii 60 bin, Beyazıt Camii30 bin, Fatih Camii 40 bin, Yeni Camii 90 bin, Azapkapı Şehit Mehmet Paşa Camii 80 bin, Fatih Mesih Paşa Camii80 bin, Sultan Ahmet Camii 40 bin, Sultan Selim Camii 40 bin, Edirne Kapı Mihrimah Camii 50 bin, İbrahim Paşa Camii 20 bin, Aksaray Laleli Camii 45 bin, Üsküdar Valide Camii 35 bin, Edirne Kapı Karye Camii 20 bin, Çarşamba Fethiye Camii 50 bin, Tahtakale Rüstem Paşa Camii 50 bin, Kadırga Sokollu Mehmet Paşa Camii 30 bin, Üsküdar Rumi Mehmet Paşa Camii30 bin, Üsküdar Ayazma camii 30 bin, Tophane Nusretiye Camii 25 bin, Davut Paşa Camii 40 bin, Hekimoğlu Ali Paşa camii 45 bin, Eyüp Sultan camii 35 bin ,Eyüp Zal Mahmut Paşa Camii25 bin, Çemberlitaş Atik Ali Camii35 bin, Nuru Osmaniye Camii 70 bin, Beşiktaş Sinan Paşa Camii45 bin. Beylerbeyi camii 20 bin, Galata'da yer altı camii 20 bin, Üsküdar Çinili Camii 20 bin, Fatih Bali Paşa Camii 20 bin, Küçük Ayasofya Camii 30 bin, Galata Arap camii 20 bin, Beyoğlu Ağa Camii 30 bin, Kadıköy Mustafa-yı Salis Camii 20 bin, Üsküdar Selimiye Camii 25 bin, Ortaköy Büyük Mecidiye Camii 25 bin, Kasımpaşa Cami-i Kebir Camii 30 bin, Cerrahpaşa camii 30 bin, Sümbül Efendi camii 20 bin, Topkapı Mahmut Paşa Camii 20 bin, Hobyar Camii 20 bin..

Bursa- Hüdavendigar Camii 50 bin, Haruza Bey camii 30 bin, Muradiye Camii 35 bin, İvaz Paşa camii 30 bin, Ulu Camii 80 bin, Demirtaş Paşa Camii 80 bin, Yegici Köhne Camii 20 bin, Tuz Pazarı Camii10 bin, Koca Efendi Camii 20 bin, Şehadet Camii 30 bin, Yıldırım Camii50 bin, Yeşil Camii 35 bin, Emir Sultan Camii 25 bin, Orhan Gazi Camii 40 bin , Ebu İshak camii 25 bin, Beyazıd-ı Veli camii 20 bin.

Edirne - Selimiye Camii 50 bin, Eski Camii 40 bin, Üç Şerefeli Camii 30 bin, Muradiye Camii 30 bin, Beyazıt Camii 50 bin, Yıldırım Beyazıt Camii 50 bin, Ayşe Kadın camii 40 bin, Süleymaniye Camii 30 bin, Tabip Lari camii 30 bin, Gazi Nihal Camii 40 bin..

Ankara- Arslanhane Camii 30 bin, İki Şerefeli Camii 70bin, Eskicioğlu Camii 20 bin, Ahi Evran Camii 20 bin, Hacı Bayram Veli Camii 50 bin, Hacı Musa camii 20 bin, Zincirli Camii 10 bin, İmaret camii 20 bin, Kurşunlu Camii 12 bin, Yeni Camii20 bin, Leblebici Camii 15 bin, İbadullah Camii 12 bin, Tacettin camii 8 bin, Tabakhane Camii 10 bin, Alaattin Camii 10 bin, Yusuf Camii 6 bin, Hacı Murat Camii 20 bin, Kadıoğlu Camii 6 bin.

Erzincan- İsmet Paşa Camii 25 bin, Cami-i Kebir 25 bin, Yeni Camii 25 bin, Halilullah Camii 25 bin.

Erzurum- Cami-i Kebir 40 bin, Şeyhler Camii 25 bin, Kara Cehennem Camii 25 bin, Normanlı Camii 25 bin, Caferiye Camii 25 bin, Lala Paşa Camii2 5 bin, Pervizoğlu Camii 25 bin

Niğde- Sungur Bey Camii 40 bin, Sultan Alaaddin Camii 40 bin, Hüsameddin Camii 30 bin, Hacı Hasan Ağa Camii 30 bin.

Mardin- Büyük Camii 40 bin, Melik Mahmut Paşa Camii 40 bin, Latifiye Camii 30 bin.

Trabzon- Hatuniye Camii 30 bin, Fatih Camii 30 bin, Hacı Hasan Paşa Camii 25 bin.

Antalya- Tekeli Mehmet Paşa Camii 40 bin, Vali Bey Camii 40 bin, Elmalı Ömer Paşa Camii 40 bin.

Manisa- Muradiye Camii 60 bin, Sultan Camii 30 bin, Ulu Camii 20 bin.

Diyarbakır- Hüsrev Paşa Camii 40 bin, Behram Paşa Camii 40 bin, Firdevs Bey Camii 40 bin.
Diğer illere gelince Gaziantep Kara Tarla Camii 40 bin, Kayseri Kurşunlu Camii 40 bin, Lefke Rüstem Paşa Camii 20 bin, Sivas Ulu Camii 30 bin, Divriği Ulu Camii 50 bin, Sivas Meydan Camii 30 bin, Edirne Havza Kasım Paşa Camii 40 bin, Gebze Çoban Mustafa Paşa Camii 60 bin, Yozgat Çapanoğlu Camii 30 bin, İzmit Pertev Paşa Camii 55 bin, Diyarbakır Melik Ahmet Paşa Camii 40 bin, Çorum IV.Murat Camii 40 bin, Isparta Mutlu Camii 30 bin, Malatya Hacı Yusuf Efendi Camii 40 bin, Konya Alaaddin Camii 30 bin, Bilecik Kasım Paşa Camii 30 bin, Keskin Hasan Dede camii 30 bin…

Değerli okurlar, Cumhuriyet arşivinin bize sunduğu bu listeden de anlaşılacağı gibi Türkiye genelinde toplam 142 camiye yekûn 6 milyon TL harcama öngörülmüş ve bu rakam tamire muhtaç diğer camilerde göz önüne alındığında 10 milyon TL civarına yükselmiştir.

Geçerken ekleyelim., başbakan ve şürekasının Cuma namazlarını kıldığı ecdat camilerinin onarımlarını da o beğenmediği, sürekli kötülediği tek partili yılların CHP'si yapmış. Dahası, İstanbul'daki camilerin bir bölümü de DP iktidarı döneminde Vatan Caddesi genişletme çalışmaları sırasında Adnan Menderes hükümetleri tarafından yıktırılmıştı. Sonuç olarak koca bir yalanın sonu..1960'lardan beri kulaktan kulağa aktarılan bir soğuk savaş dönemi malzemesinin iflası…evet usta(!) bakalım şimdi ne diyeceksin bu hususta….