Sayın Uğur Yüce'nin 'Global Human Development Forum' da yaptığı konuşmadan aldığım bazı rakamları vermek istiyorum.
Bu rakamları ve gerçekleri Türkiye'yi yöneten Başbakan'dan duyamazsınız.
Onun gündeminde, 'sürdürülebilir kalkınma', 'çevre sorunları', 'zengin-yoksul farkı', 'dünyadaki su sorunu' gibi gerçek problemler yoktur.
Aksine; Başörtüsü, İskilipli Atıf Hoca, Seyit Rıza, Derviş Mehmet, İmam Hatipler, Dindar-Kindar Gençlik, Cumhuriyeti kuranlara ve Türk Ordusuna küfür-hakaret, yapılan derslik sayısı ile övünmek(okul değil-derslik), hayali projeler onun tercih ettiği konulardır !...
Bu rakamları ve gerçekleri Türkiye'yi yöneten Başbakan'dan duyamazsınız.
Onun gündeminde, 'sürdürülebilir kalkınma', 'çevre sorunları', 'zengin-yoksul farkı', 'dünyadaki su sorunu' gibi gerçek problemler yoktur.
Aksine; Başörtüsü, İskilipli Atıf Hoca, Seyit Rıza, Derviş Mehmet, İmam Hatipler, Dindar-Kindar Gençlik, Cumhuriyeti kuranlara ve Türk Ordusuna küfür-hakaret, yapılan derslik sayısı ile övünmek(okul değil-derslik), hayali projeler onun tercih ettiği konulardır !...
*Antarktika üzerinde büyük bir ozon deliğinin fark edildiği 1980'lerin sonlarından itibaren, dünyanın koruyucu tabakası olan stratosferik ozonun incelmesi en önemli çevre kaygılarından biri haline gelmiştir. Alınan tedbirler sayesinde 1980 öncesi seviyelerine ancak 2060 ile 2075 arasında dönüleceği tahmin edilmektedir.
*1992-2010 döneminde dünya ekonomisinin toplam GSYİH(Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) %75, kişi başına gelir ise %40 büyümüştür.
Ancak, dünya nüfusunun en zengin %10'luk kısmının ortalama geliri, en yoksul %10'luk kısmın gelirinin yaklaşık DOKUZ katıdır. Zengin ve yoksul ülkeler arasındaki kişi başına düşen gelir farklılıkları sürekli bir şekilde artmaktadır.
Ancak, dünya nüfusunun en zengin %10'luk kısmının ortalama geliri, en yoksul %10'luk kısmın gelirinin yaklaşık DOKUZ katıdır. Zengin ve yoksul ülkeler arasındaki kişi başına düşen gelir farklılıkları sürekli bir şekilde artmaktadır.
*Dünya nüfusunun %27'si 'MUTLAK YOKSULLUK' içinde yaşıyor.
*Dünya nüfusunun %20'sinin, yani 1,3 milyardan fazla insanın, güvenilir elektriğe erişimi yoktur.
*884 milyon kişi temiz suya erişimden yoksundur. Dünya nüfusunun ancak %57'si temiz içme suyu elde edilebiliyor.
*Aşırı avlanma, okyanuslardaki tüm balık stoklarının %85'ini kullanılmaz hale getirmiş ve tüketmiştir.
*Doğa tarafından insanoğluna sağlanan hizmetlerin hemen hemen 2/3'ü dünya çapında azalmıştır.
*Gelişmekte olan ülkelerde 2000 ve 2008 yılları arasında yetersiz beslenen insan sayısı yaklaşık 20 milyon artmıştır. Dünyada 7 milyar nüfusu besleyecek yeterlilikte küresel gıda üretimi gerçekleştirilmektedir. Ancak, gıdaya ulaşım bir sorun olarak devam etmektedir. Bir yandan açlık giderek artarken diğer yandan gıda fiyatları da sürekli artmaktadır.
*Her yıl 5,2 milyon hektar orman alanı kaybedilmektedir.
*Dünya nüfusunda toplam yetişkinlerin %16'sı hala temel okuma-yazma becerisine sahip değildir.
*2020 yılından önce enerji sektörüne yapılması gereken ancak yapılmayan
her 1 Dolarlık yatırımın karşılığında, 2020'den sonra 4,3 Dolarlık bir yatırım yapılması gerekecektir.
her 1 Dolarlık yatırımın karşılığında, 2020'den sonra 4,3 Dolarlık bir yatırım yapılması gerekecektir.
*2035 yılında enerji üretiminde kömür kullanımının %65 artacağı öngörülüyor. Şayet kömür kullanım oranı daha yüksek seviyeye çıkarsa, dünyamız 6 santigrat derece daha ısınacaktır ki bunun sonuçları çok vahim olacaktır.
Bu sorunlar, ülkeyi yöneten siyasi iktidarın 'sürekli gündeminde' olması ve hem içeride, hem Birleşmiş Milletlerde, hem de diğer uluslararası forumlarda takip edilmesi gereken sorunlardır.
Fakat sorunları çözüme ulaştırmak için, önce sorunları anlamak-bilmek ve kabullenmek gerekir. Bilmiyorsanız, okumuyorsanız, bilene de danışmıyorsanız farkında olmadığınız sorunu nasıl çözeceksiniz?
Fakat sorunları çözüme ulaştırmak için, önce sorunları anlamak-bilmek ve kabullenmek gerekir. Bilmiyorsanız, okumuyorsanız, bilene de danışmıyorsanız farkında olmadığınız sorunu nasıl çözeceksiniz?
İşte AKP İktidarının durumu tam da böyledir. Devlet adamı gibi değil, kurnaz Belediye Encümeni üyesi kafasıyla, kasaba tüccarı gibi düşünürler. Üç çocuktan başlar, beş çocuğa kadar çıkarlar. Göstermelik ve günü geçirecek yatırımlarla zaman doldururlar…
Büyük projeler; Bilen-bilmek için danışan-bilime ve gelişmeye açık kişilerin işidir, biat kültürüyle yetişen cemaat ve tarikat artıklarının işi değildir…
Not: Yarın ki yazımızda, bu konudaki fırsatları ve önerileri aktarmaya çalışacağız…