Başbakan Erdoğan 15 Kasım’’da İzmir’’e geliyor. 570 Kilometrelik İzmir-Ankara bölünmüş otoyolunun açılışını yapacak. Ayrıca İzmirliler’’e demokratik açılımı anlatacak.’¶
İzmir’’e yeni yollar yapmak kolay, ancak yeni demokratik açılımları anlatmak çok ama çok zor.
Çünkü bu kent, Türkiye’’nin en tutucu, en Kemalist en militarist, şehridir.
Bu tespit bana ait değil..
Yıllarca İzmir’’de gazetecilik yapmış ünlü yazar Ergun Babahan söylüyor.
Ege’’de Son Söz’’de Gönül Soyoğul ile Ergun Babahan arasındaki söyleşide şöyle bir konuşma geçiyor:
’“SOYOĞUL: ’…Ee, ne yapacağız yani, AKP'ye biat mı edelim?Onu mu demeye çalışıyorsun?Bir dahaki seçimlerde AKP'ye mi oy verin diyorsun?
BABAHAN: Kimsenin kimseye biat etmesi değil. Dik çıkacaksa bile, doğru düzgün dik çıkacak. Yani öyle Atatürk, Türk Bayrağı, laiklik gibi çocuksu şeylerle değil. Ak Parti'ye tavır alınacak yerde doğru tavır alınacak, destekleneceği zaman da doğru desteklenecek. İzmir'in bir kent olarak normalde, İzmir siyasetinin, bu bildiriydi vesaireydi kısmında, geleneksel olarak darbenin, darbecilerin karşısında olması, iktidar kimse, kimliğe neyse dikkat etmeden, sivil siyaseti desteklemesi gerekiyor. İzmir'de bu yok mesela şimdi.
SOYOĞUL: İzmir'deki o karşı çıkış ruhu, çocuksu mu oldu yani şimdi?Bugüne kadar Erdal Abi'nin deyimiyle hep rüzgara karşı yürüyen bir İzmir var. Dikine giden bir şehir...
BABAHAN: Aslında İzmir'in değişimden ve gelişiminden korktuğunu gösteriyor o dikine gidiş dediğin.
SOYOĞUL: Öyle mi yorumluyorsun?
BABAHAN: E öyle, Özal mesela, değişim ve gelişimi temsil ediyordu Türkiye'de. Beğen beğenme, eleştir eleştirme. Ak Parti onu temsil etti, İzmir’’in en yakın olması gereken Avrupa Birliği'ne, en büyük reformları Ak Parti yaptı, İzmir ona da karşı. Daha muhafazakar, hiçbir şey yapmayan CHP'den yana tavır alıyor. Konservatif bir şehir oldu İzmir, değişimden korkan, yenilikten korkan bir şehir. En büyük sıkıntısı bu İzmir'in.
SOYOĞUL: Bu kolay değişecek bir duygu/düşünce değildir
BABAHAN: Çünkü rekabetçi duygu İzmirlileri rahatsız ediyor. Bir tane pizzacı varsa, ikinci bir pizzacı olmasın, bir bakkal varsa, ikincisi olmasın’’’’.
İzmir medyasının Gönül Ablası’’nın, Erdal Şafak, Yılmaz Özdil, Güngör Mengi’’yle yaptığı söyleşilerde İzmir’’in ’“tutucu’” tarafı bolca işleniyor.
Rekabetçi duygular, değişim, yenilik, farklı siyasi görüşler İzmirlileri hep rahatsız eder.
Bunları konuşmak, yazmak ise daha çok rahatsız eder.
CHP’’nin şemsiyesine sığınarak ’“değişim yağmurundan’” korunduklarını sanırlar. Öyle olmuyor işte.
İzmir’’in korkularından, ön yargılarından kurtulması lazım.
Başbakan Erdoğan’’ın İzmir’’de yol açıp, demokratik açılımı doğrudan anlatma isteği biraz da bu kaygıları gidermeye yönelik olacaktır.
Bir şey daha..
Bazı ulusalcıların Başbakan Erdoğan’’ın İzmir ziyaretini yer-yer protesto etmeye hazırlandıkları yolunda haberler alıyoruz.
Herkes kentte zarar verecek davranışlardan kaçınmalıdır.