EGEDESONSÖZ - İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü, Gazeteci Ümit Yaldız, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayları arasında adı geçen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’la ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Uzun süre cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili konuşmayan Mansur Yavaş’ın bu konuda anketler yaptırdığına, hatta “Bir sağdan bir soldan vuruyorlar” sözleriyle hem içeriden hem dışarıdan saldırıya uğradığını ima ettiğini hatırlatan Yaldız, Mansur Yavaş’ın CHP’den aday gösterilmemesi durumunda başka bir partinin adayı olarak seçime girebileceğini söyledi.
CHP’NİN İKİ FORVETİ VAR AMA HANGİSİNİ OYNATACAK, BELLİ DEĞİL!
Konser organizasyonlarına ödenen para üzerinden son günlerde sıkça eleştirilen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın artık sesini daha çok çıkarmaya başladığına dikkat çeken Ümit Yaldız, şunları söyledi:
“Cumhuriyet Halk Partisi, son yerel seçimde bir üstünlük elde etti ve 47 yıl sonra birinci parti oldu. O oyların hepsinin CHP oyu olmadığını, CHP’liler de biliyor. CHP’nin elinde şu anda, büyük bir fırsat var. 2014’te Ekmeleddin İhsanoğlu çıktı. 2019’da bambaşka bir hikaye ortaya çıktı Muharrem İnce ile. CHP, Erdoğan’ın karşısına bir aday çıkaramadı. Bugün birbirinden merdane iki adayı var. Bu aslında bir handikaptır. CHP açısından. İki forvetiniz var ama sistem sizi tek forvet oynamaya zorluyor! Hangisini tercih edeceksiniz? İmamoğlu, sürecin siyasi patronu gibi duruyor. CHP kamuoyunda, biraz daha fazla CHP’li bulunduğu için, Mansur Yavaş’ın bir adım önünde bulunuyor. Özgür Özel’in Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısına genel başkan adayı olarak çıkarılmasından seçilmesine kadarki sürecin her anında Ekrem İmamoğlu vardı. MYK’da da Ekrem İmamoğlu ağırlığı var. İmamoğlu, Türkiye’nin ve CHP’nin gerçekliğidir. Mansur Yavaş ise CHP’nin ötesinde bir güce sahiptir. Bu iki santrfordan biri kafa topunda iyi, diğerinin ayakları çok iyi. Mansur Yavaş, Türkiye’de değişimi isteyen Cumhur İttifakının da gjzli gözdesidir. Bu değişimin yumuşak olmasını isteyen bir kesim var. Erdoğan gitsin, onun yerine merkeze oturan, güven veren biri gelsin; biz de rahatsız olmayalım, diyorlar. MHP seçmeni, AK Parti seçmeninin bir bölümü, İYİ Parti seçmeninin neredeyse tamamı, Mansur Yavaş diyor. Ama DEM’e döndüğümüzde, TKP’ye, TİP’e döndüğümüzde Ekrem İmamoğlu öne çıkıyor. Şu var ki, bugün hangisini koyarsanız, ikisi de sonuca gidecek gibi görünüyor. Biri belki daha rahat gider ama öteki de sonuca gider gibi görünüyor.”
MANSUR YAVAŞ, OYUN DIŞINDA BIRAKILACAĞI KAYGISINA KAPILIRSA, NE OLUR?
“14 Mayıs öncesinde de durum böyleydi aslında. 14 Mayıs’ta, Meral Akşener’in dediği gibi Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerine bu iki isimden birisi aday gösterilseydi, muhtemelen bu iki isimden birisi Cumhurbaşkanı idi. CHP o zaman treni kaçırdı. Bana göre İmamoğlu ve Yavaş da bana göre bugünkü kadar cesur değillerdi. Ortaya çıkamadılar, sıralarını beklediler. Genel Başkanın ihtiraslı duruşunu kıramadılar, çok istiyor olmalarına rağmen geri planda kaldılar. Hem İmamoğlu, hem Yavaş, cumhurbaşkanı olmayı çok istiyor. Yavaş, bugüne kadar cumhurbaşkanlığı konusunda pek açıklama yapmadı ama bugün, 50 anket yaptırdım, hepsinde birinciyim diyor. Eylül ayında yaptığımız kamuoyu yoklamasında, Özgür Özel mi, Ekrem İmamoğlu mu, Mansur Yavaş mı Cumhurbaşkanı olsun diye sorduk, İzmir seçmeni yüzde 37 ile Mansur Yavaş dedi. Daha ilginci, CHP seçmeninin önünde de Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu’nun önünde çıktı. Bundan sonra ne olur? Ekrem Bey, genç bir siyasetçi, Mansur Yavaş’a göre. Yavaş, bir fırsat varsa, onu değerlendirmek isteyecektir, CHP dışında bir fırsat olsa dahi. Mansur Bey, oyun dışında bırakılacağı kaygısına kapılırsa, ki sağdan da soldan da saldırı altındayım, diyor. Dolayısıyla Mansur Bey, bu iddiasının arkasında bir şekilde duracakmış gibi görünüyor. Şöyle bir fotoğrafla karşılaşabiliriz. Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş, Recep Tayyip Erdoğan veya onun atayacağı bir isimden oluşan, yani üçlü bir cumhurbaşkanlığı yarışı olabilir. İş bu noktaya kadar varabilir. Diyorlar ki, İmamoğlu siyasi yasaklı olabilir. Özgür Özel, kendisini İmamoğlu’nun bıraktığı kefeye koymak isteyebilir. O kadar çok senaryo var ki… Cumhurbaşkanı adaylığı konusu, daha seçime 4 yıl olduğu halde çok erken geldi. Türkiye’nin enerjisi boşa harcanıyor bence. Mansur Yavaş olayı, bir partileşmeye sebep olabilir. 100’den fazla parti var ama onların çoğu parti değil, particik. En kabadayısı Muharrem İnce idi. Kendisi de partisi de boyunun ölçüsünü aldı. İktidara alternatif partilere baktığımızda Anavatan Partisi, Ecevit’in DSP’si, 2002’de AK Parti’si, birer kadro partisiydi. Vatandaş, ülkeyi kim daha iyi yönetebilir, diye soruyor. O yüzden yeni bir parti kurulabilir, adayı da Mansur Yavaş olabilir.”
AHDE VEFA MESELESİ CHP’DE 5 KASIM 2023’DE O KURULTAY SALONUNDA KAPANMIŞTIR
Oğuz Kaan Salıcı’nın çıkışıyla başlayan kurultay tartışmalarına da değinen Ümit Yaldız, CHP’de ahde vefanın 5 Kasım 2023’te kurultayda bittiğini söyledi:
“81 ilde açıklama yapıldı, kurultayla ilgili. O açıklama, sanki bir kurguydu. Çünkü imza verdiler falan deniyor ama faks çekilmiş illere. İtirazı olan 24 saat içinde bildirsin, demişler. İtiraz edenin istifasını da hazırlaması gerekirdi. Sonuçta kimse ses çıkarmamış. İtiraz etmek öyle kolay bir şey değil. Eğer imzaya ihtiyaç varsa, kurultay için, durum vahim demektir. Şu kadar il başkanı açıklama yaptı denilse, o genel başkanın koltuğunun şiddetle sallandığını düşünürüm. İzmir’den 56 delegeden 55’i, Kılıçdaroğlu için imza vererek kurultaya gitmişti. Bu sıkıntıya önlem alınmaya çalışılıyor. Ayrışmaya varabilecek görüş ayrılıkları derinleşiyor. Ahde vefa açıklaması yapan milletvekillerine gülüyorum. Ahde vefa, Cumhuriyet Halk Partisi’nde bitmiştir. Vefa, bir semt adı mı? Kemal Kılıçdaroğlu kaybetti diye bayram çocukları gibi zıp zıp zıplayan milletvekilleri gördük. Kemal Kılıçdaroğlu’na kamyon dolusu laf edenlerin, Kemal Kılıçdaroğlu olmasaydı, onların bir varlıkları olabilir miydi? Kendilerini yoktan var eden Kılıçdaroğlu’na, o yapıya sırtlarını döndüklerinde, terbiye sınırlarını zorladıkları gün, 5 Kasım 2023’te o kurultay salonunda ahde vefa meselesi kapanmıştır. Öyle bir şey yoktur artık. Özgür Özel’e elbette oy verilebilir, o başka. Apoletiniz varsa, kürkünüz varsa, CHP’de geçerliliğiniz vardır. Parti sözcüsü Deniz Yücel de biliyor, bu görev bittiğinde çevresindeki üç beş kişi dışında kimsenin kendisini aramayacağını bilmiyor mu? Bu hazin sonla maalesef o da karşılaşacak. Bu bir kültür olarak siyasete yerleşti. Sonuçta, Kemal Kılıçdaroğlu safında kalan milletvekilleri, rasyonel bakıldığında, onların son dönemi olduğunu görüyoruz. Kurultay takıntısıyla partiyi yöneten Özgür Özel, bu arkadaşları herhangi bir yere yazmaz, mahalle delegesi bile yazmaz. Özgür Özel, bana oy verdin mi, verdiysen benden, vermediysen benden değilsin mantığında. O yüzden CHP’yi yönetemiyor zaten. O arkadaşlar, kendi siyasi hayatlarını uzatmak için böyle davranıyorlar, bir kumar oynuyorlar. Çok rahat oynuyorlar, çünkü kaybedecek bir şeyleri yok.”