'Kim inanır, Kadir İnanır'. Pek sempatik bulunmasa da severiz bu tekerlemeyi. Yeri geldiğinde yer mekan gözetmeksizin şak diye yapıştırırız.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bakanlar Kurulu toplantısında olağanüstü halin 6. kez uzatılması kararına tepki göstererek; 'OHAL'i yeniden uzatıyorlar. Parlamento tamamen devre dışı. OHAL'i yeniden niye getiriyorsun? FETÖ ile mücadele ise yap kardeşim. FETÖ ile mücadele değil muhalefetle mücadele ediyorlar' demiş…

Ülkede muhalefetin olduğuna kim inanır?

Ben inanmayanlardanım. Bir partinin iktidarda olmayışına bakılarak ona 'muhalefet' etiketi koyabilmek ne kadar mümkün? Şayet öyle bir tanımlama doğru kabul edilirse MHP'ye ne isim verilecek? Onun da adı 'muhalefet'.

Kürsüde konuşmanın bir adım ötesine gitmeyen eylemler ne kadar muhalefetse, CHP ancak o kadar muhalif bir parti bence…

Bu; söylediklerinin tamamı yanlış veya hiç doğrusu yok anlamına gelmemeli.

Hükümetin, Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrekte yüzde 11.1 büyüdüğü yönündeki açıklamalarına karşın; 'Vatandaş cebine baktı büyüme yok. Nerede bu büyüme? Bu büyüme gerçek bir büyüme olsa işsizlik azalır. Üniversite mezunları arasında işsizlik daha da yüksek… '

Büyüme ile işsizlik oranı arasında kurulan orantı gerçekten tartışma götürür.

Ha keza Kılıçdaroğlu'nun 'Farklı düşüncelere saygı göstermek siyasetin temel gerekçelerindendir. İnsan olmanın da bir gereğidir. Siyasetçinin temel görevlerini tanımlayan düzenleme sosyal devlettir. Güçlü bir sosyal devlet kimsenin gelecek endişesi taşımadığı bir devlet demektir. Siyasal düşünceyi kullanıp iktidar olanların da baskıyı değil, demokrasiyi savunması lazım'sözleri…

Söylemde sıkıntı yok. Sıkıntı söylemlerin eyleme geçirilemeyişinde…

'Referandumdan 'Evet' sonucu çıkmamış ve bir anayasa değişikliği gerçekleşmemiştir. 16 Nisan'da yapılan referandum yok hükmündedir. Referandumun şaibeli sonuçlarını tanımıyoruz, tanımayacağız. Referandum yenilenmelidir, tekrar edilmelidir. CHP bu süreçte üzerine düşen her şeyi yapacaktır. Bunların içine Meclis'ten çekilmek de girer''

Bunları, sokaktaki adam söylemedi.

Gelinen nokta ortada, Kemal Kılıçdaroğlu 'OHAL kararnameleriyle Türkiye Büyük Millet Meclisi devre dışı bırakılmış, iradesi açıkça istismar edilmiştir' diye 'feryat' ediyor.

Siz kendinizi ne kadar ciddiye alıyorsanız, o kadar ciddiye alınırsınız. Acaba seçmen, söylem ile eylem arasındaki tutarsızlığı mı baz alarak CHP'ye iktidarı layık görmüyor?