Ümit YALDIZ
Sen misin özür dilemeyen!
10 Aralık 2011 Cumartesi

Bugün 10 Aralık Dünya İnsan Hakları günü… Ve hamdolsun, Türkiye ileri demokrasiye geçiyor!  Daha basılmamış kitabın yazarını basıp aylarca hapse atabiliyoruz ya da seçilmiş milletvekillerini hücreye tıkabiliyoruz. Ne demokrasi ama… Kim ne derse desin hukuk siyasallaşıyor. Kişiye göre kararlar, kuruma göre ayarlar…
'Eğer adalet mülkün temeliyse bu temel çoktan çürümeye başladı' diyor herkes. Temeli çürüyen binada ne kadar rahat olunabilirse o kadar rahatız bugünlerde. 
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyonda öyle ilginç, öyle garip kararlar alınıyor ki, şaşırmamak elde değil. Özel yetkili savcıların genel seçim öncesi başlattığı operasyonun ikinci dalgası Kasım’ın 22’sinde geldi. Altı ay arayla gelen her iki operasyonda çoğunluğu 20–30 yıllık devlet memuru, üst düzey bürokrat 80’e yakın kişi gözaltına alındı. Örgüt ve çete suçlamasıyla…
Operasyon yapılan kurum CHP’li Büyükşehir olunca da ister istemez yorumlar siyasi oluyordu. ‘AK Partili belediyelere operasyon yapamayan/yapmayan adaletin hıncını CHP’li, MHP’li dahası muhalif belediyelerden çıkardığı’ en favori yorumdu mesela. Operasyonlar İzmir’i almak için 9 yıldır var her yolu deneyen AK Parti’nin son marifeti olarak yorumlandı kimilerince de.
Son dönemde İzmir’i projelerle ikna etmeye çalışan siyasi iktidarın bu işin içinde olmadığını savunanlar da oldu. Kayseri belediyesine yönelik iddialarla başlayan süreçte İzmir'deki operasyonun bir ayağının Köşk’e hatta Pensilvanya’ya kadar uzandığı savunanlar da. Yargının kendi içindeki bir hesaplaşmanın dışa vurumu olduğunu düşünenlere de rastladık bu süreçte.
Tüm bu yorumların bazılarına katıldık, bazılarını eleştirdik.
Ama ortada tartışma/su götürmeyen gerçekler de vardı. Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik özel bir çalışma, özel bir plan vardı birilerinin gündeminde.  80’e yakın denetçi ve müfettiş tarafından lime lime edilen CHP’li Belediye, aylardır istim üstündeydi. 
Örgüt, çete, ihaleye fesat suçlamalarıyla gözaltına alınan, tutuklanan, hapse tıkılan onlarca bürokrat… İstim üstünde bekleyen, rutin kararları bile alamayan, 'acaba sıra bana da gelecek mi' diye endişelenen diğerleri…
Sabahın kör bir saatinde evlerinden alınan birinci sınıf devlet memurlarına üçüncü sınıf suçlu mualemesi yapılıyordu mesela...Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’dan, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’a, İzmir Milletvekili Ali Aşlık’a kadar herkes yargıya yükleniyordu. 
Operasyonun ilk günlerinde medyaya açıklama üstüne açıklama yapan Başsavcı Durdu kavak da CHP’lilerin ve Aziz Başkan’ın hedef tahtasındaydı. 
Habur Savcısı diye nitelendirilen Kavak, HSYK’ya resmen şikayet edilirken, Erzurum’da dönemin Erzincan Savcısı bugünün CHP Milletvekili İlhan Cihaner’i yargılayan hakim İsmail Şahin’in ikinci duruşmaya yarım saat kala rapor alması, yerine gelen hakimin tutuklanması istenen15 bürokratı birden tahliye etmesi, İzmir’deki sürecin normalleşebileceğinin işareti olarak yorumlanıyordu.
Hatta AK Parti’nin İzmir’deki siyasi rotasını çizenlerce desteklenmeyen tam aksine eleştirilen operasyon dosyanın her an kapanabileceği, kapanmasa bile ‘özel yetkililerin’ elinden alınıp normal mahkemeye verilebileceği iddia ediliyordu bir yerlerde.
*
Ama ne olduysa CHP’nin İzmir’deki ‘Demokrasi, Özgürlük ve Cumhuriyet’ mitinginden sonra oldu. Normalleşme eğilimi gösteren süreç bir anda gerildi. Rüzgar tersten esmeye başladı. Gündoğdu Meydanı’nda on binlerin huzurunda Yargıtay’ın 160 yeni üyesini ‘AKP’nin militanı’ diye nitelendiren  Kılıçdaroğlu, bu sözleriyle on binleri coşturdu belki ama operasyonun gidişatını da derinden etkiledi. HSYK, hafta başında kendilerine ‘militan’ benzetmesi yapan Kılıçdaroğlu’ndan 11 bin hakim ve savcı adına özür beklediği açıkladı.
HSYK’nın bu açıklamayı yaptığı saatlerde operasyonlarda tutuklanan 24 kişi adına yapılan itirazların tamamı reddedildi. Ancak ikinci dalgada sorgu hakimi tarafından tutuksuz yargılanma kararı verilen ve tahliye edilen 28 kişi için özel yetkili savcı Birol Çengil’in 'tutuklama talebiyle' yaptığı itiraz Çarşamba gününe bırakıldı. Kılıçdaroğlu ise HSYK’ya yanıtını Perşembe günü TBMM’de bütçe görüşmeleri sırasında vereceğini açıkladı. Bunun üzerine Çarşamba günü verilmesi beklenen ‘itiraz kararı’ da hakimin izinli olduğu gerekçesiyle Cuma’ya ertelendi.
Tam da bu süreçte CHP ile Yargı’nın kişiselleşen kavgası başlamış, fitili İzmir’den ateşlenen bu kavganın sürece zarar vereceği endişeleri de artmıştı.
O günlerde kaleme aldığım bir yazıda bu endişeyi şahsen taşıdığımı ortaya koymuş ve ‘Umarım CHP sile yüksek yargı arasındaki bu kavga’ İzmir’de normalleşme eğilimi gösteren sürece zarar vermez’ demiştim.
Sonuçta Kılıçdaroğlu, beklendiği üzere Perşembe günü ‘özür’ dilemedi. TBMM kürsüsünde Gündoğdu’daki kadar hırçın değildiyse de yüksek yargı ile kavgasını sürdürdü, işi adalet bakanını istifaya davet etmeye kadar götürdü.
Dün Adana’daydı Kılıçdaroğlu… Yargının CHP’nin üstüne geldiğini gerekirse bedel ödemeye de hazır olduklarını söylüyordu. Ve HSYK’nın kendisinden özür dilemesi gerektiğini konusunda da ısrar ediyordu. CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile Yüksek Yargı arasındaki özür polemiği devam ediyor.
Ne Kılıçdaroğlu HSYK’dan özür diledi şu ana kadar ne de HSYK Kılıçdaroğlu’ndan…  
Ama İzmir’deki Özel Yetkili Mahkeme, 22 Kasım’da gözaltına alıp, serbest bıraktığı 13 kişiden özür diledi bugün öğle saatlerinde.
‘Özür dileriz, sizi yanlışlıkla serbest bırakmışız’ deyip hepsini tutukladı.
Gel de bu işin içinde CHP-Yüksek Yargı kavgası arama…
Gel de bu işin içinde bir bit yeniği görme!
Dün akşam saatlerinde savcıların itirazını görüşen özel yetkili mahkemenin hâkimi, odasına kapanıp bir karar verdi. Karar metnini, mahkeme kalemine bırakıp, gazetecilerin ısrarlı sorularını yanıtsız bırakarak evinin yolunu tuttu. Kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Operasyonun ilk günlerinde bülbül gibi şakıyan savcı bile susmuştu. Emniyet bile ‘bir şey bilmiyor’ ya da açıklamıyordu. Hâkim ve savcılar gönül rahatlığıyla, huzurla uzandıkları yataklarında derin bir uyku çekmeye hazırlanırken, haklarındaki itirazın sonucu avukatlarına bile verilmeyen çoğunluğu üst düzey bürokrat 28 kişi geceyi istim üstünde geçirdi.
Sadece onlar mı? Eşleri, çocukları, yakınları, arkadaşları, dostları da öyle…
Ve sır gibi saklanan o karar öğle saatlerine doğru ortaya çıktı. Tutuklama için verilen yakalama fezlekesi polise ulaşır ulaşmaz polis de 13 adrese ulaşıp, görevini yaptı.  
*
Bir süre önce canlı yayında, ‘yeni bir operasyon beklemiyorum’ diyen Başkan Kocaoğlu ise kararı gecekondudan temizlediği Kadifekale sırtlarında ağaç dikme şenliğinde öğrendi. Üzgünüm demekle yetindi sadece… Üzgünüm… Ne diyebilirdi ki! ’Yüksek yargı ile CHP arasındaki kavganın sonucu budur mu’ demeliydi yoksa? 
İzmir mitinginde ‘Kantarın topuzunu fazla kaçıran’ genel başkanını mı kızmalıydı yoksa bu sözleri kişiselleştirip İzmir’e yansıttığı düşünülen yüksek yargıyı mı?
Son dönemde yaşadıklarını düşünürsek O hepimizden iyi biliyordu, sözün bittiği, demokrasinin bittiği, hukukun yerle bir olduğu yerde olduğumuzu…
Ama özel yetkili mahkeme heyetini bir konuda tebrik etmek gerekiyor. Sabahın kör bir saatinde yapılan gözaltıları/baskınları eleştiren Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay gibi devlet büyüklerini dinleyip tutuklama kararlarını öğle saatlerinde uyguladıkları için tabi ki.  En azından Dünya İnsan Hakları gününde ‘ileri demokrasi ülkesindeymişiz’ gibi davrandıkları için ya da. Yoksa bunun için İzmir emniyetini mi tebrik etmeliyim?  Bilmiyorum.
Bu arada... Kılıçdaroğlu, HSYK'dan ve Yargıtay'dan özür dileseydi tutuklama kararları aynen verilebilir miydi?
Bu sorunun yanıtını ben bilmiyorum... Biliyorsanız siz söyleyin!
 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 19 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
ali 11 Aralık 2011 Pazar 18:46

bu olayların başlamasına neden olan yer grand plazadır.2 hafta önce tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldıklarında gecenin o saatinde,başkan sadece muharrem derbentoğullarını minibüsüne alarak baş başa 20 dakika görüştü.ve şu anda muharrem derbentoğulları firari!ne tesadüf.sadece gözünüzü açın.her yönüyle araştırın olayları.

Yorumu oyla      13      13  
ali 11 Aralık 2011 Pazar 18:30

ilk operasyondan sonra,eshot bütün bilgisayarlarının hard disklerini değiştirmiş.neden acaba? çünkü o dönemde eshotta arama falan yapılmamıştı.turgut bey,amacım saygısızlık yapmak falan değil.sizi de anlıyorum,yakınınız içeride.umarım en kısa zamanda suçsuzluğunu ispatlar ve özgürlüğüne kavuşur.benim derdim,belediyenin içinde bir çok şey olurken ve çalışanların bir kısmı bunları bilirken,sırf işsiz kalmamak uğruna sessiz kalmaları.basit bir soru sordum,neden firarda?

Yorumu oyla      14      11  
ARAS 11 Aralık 2011 Pazar 14:51

İŞTE İNSAN HAKLARI GÜNÜ SAVCI BEYİ KUTLAMAK LAZIM İTİRAZ ETME GEREKÇESİNİDE. KAÇMA VE DELİLLERİ KARARTMA ŞÜPHESİ VARMIŞ. DEMEKKİ SAVCI BEY DELİLLERİN TAMAMINI TOPLAMADAN BU OPERASYONU YAPMIŞ. SALINAN DEVLET MEMURLARI GÖREVLERİNE DÖNÜP İŞLERİ İLE MEŞGUL İKEN BİR SABAH ANZSIZIN PARDON DENİLEREK YENİDEN TUTUKLANDILAR. HANGİ DELİLİ KARARTTILAR ACABA 4734 SAYILI KANUNA GÖRE YAPILMIŞ VE TÜM EVRAKLARIN BİRER FOTOKOPİLERİ DANIŞTAY VE SAYIŞTAYDAYKEN HANGİ EVRAKLARI YOKETTİLER BEN SADECE GÜLÜYORUM.....

Yorumu oyla      21      6  
turgut 11 Aralık 2011 Pazar 13:43

Ali bey;o kaçmış bu kaçmış bizene!bilip bilmeden yorum yapmayın;hem neden düşünmeyecekmişiz bu arkadaşları,bir gün sizinde başınıza gelebilir unutmayın bu tür insanlıkdan uzak yorumlarda yapmayın;seninde yakının olsa ne derdin acaba?ayıptır günahtır;size ne kimin işe alındığı başka yerlerde yokmu bunlar?siz işe giremedi iseniz konuşmayın bari;hangi iş yeri tanıdık önayak olmadan insan alıyorki?herşeyin bedeli varsa adalette var;suçsuzlukda var unutmayın;cezaevindekilere saygışı konuşun bari

Yorumu oyla      21      8  
ali 11 Aralık 2011 Pazar 12:39

turgut bey,muharrem derbentoğulları neden kaçıyor?

Yorumu oyla      14      13  
ali 11 Aralık 2011 Pazar 12:31

turgut bey,bugüne kadar başkanın her dediğini,koşulsuz şartsız kabul edip yapanlar,kanunlara uygun olmamasına rağmen,sırf efendileri istiyor diyen imza atanlar düşünsün.siz neden düşünüyorsunuz? her şeyin bir bedeli var.... 7 sülalelerini işe aldılar...karı-koca cenneti belediye...

Yorumu oyla      14      15  
oral antmen -1935 11 Aralık 2011 Pazar 12:01

referandumdan sonra başbakanın emrine giren bağımlı yargı hakkında fikir sahibi olmayan , patagonyada oturan bir AKP yandaşı bir kişi tarafından kaleme alınmış bir yazı ...

Yorumu oyla      16      6  
11 Aralık 2011 Pazar 11:56

CHP'ye gönül veren "ok gibi dürüst" insanlar bu yazılarıma alınmasın, kırılmasın. İzmir'in sorunu CHP değil. İzmir'in sorunu beceriksizlik. CHP yöneticileri bir beyaz eşya tüccarını İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na getirerek sonunu hazırladı. İstisnasız hepsinin söylediği söz; “Piriştina beyfendiydi, insanlarla uğraşmazdı. Hele emekçi insanlarla hiç uğraşmazdı. Kocaoğlu seçimle göreve geldikten sonra çalıştığımız kurumu tanıyamaz olduk, hergün bir başka baskıyla karşılaştık” dediler.

Yorumu oyla      16      16  
turgut 11 Aralık 2011 Pazar 10:37

Bu iş siyasi değildir diyenlere diyorumki inşallah sizde oralara düşersiniz inşallah suçsuz yerede görürsünüz ne demekmiş birşeyin olamadığını bilerek oralarda olmak nasıl bir acıdır.Son kişilerin yaşlarından örnek;55,58,62.Alın size adalet bu yaşlarda orada kendilerine sağlıklarına bir şey olursa kim ödeyecek bu bedeli;Haykırıyorum artık Yeter diye ama kim duyacakki?Siyasetin elinde oyuncak oldular;yeter yeter bu amaç Başkansa alın onuda rahat edin;bunca kişi yerine 1 kişiye üzülelim..

Yorumu oyla      24      10  
turgut 11 Aralık 2011 Pazar 10:30

Evet Ümit bey tüm dedikleriniz çok çok doğrü;kimse işleri yanlızca bürokratlık olan bu insanlar ne yazıkki siyasete malzeme edildi;bu insanların ailelerinden biri ve kendimde o demir parmaklıkların arkasında bu olaydan 7 ay kalmış birisi olarak içim acıyor haykıramıyorum;yazıktır günahtır ne yapmamız lazım kendimizimi yakalım bu işi birilerine duyurmak için.Ulusal medya nerede neden bu insanlar bir oyuna alet edildiler..

Yorumu oyla      19      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
İzmirli kız ve Onur E. Yıldız meselesi
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Sinema dünyasına İzmirli iki yıldız!
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İzmir’in sokakları hem kız hem deniz kokar… 
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çocuk nasıl şımarır?
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve bugün Türkiye (8) 'Sokak satıcıları'
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva