Ümit YALDIZ
İki işbirlikçi, iki İrlandalı ve İZMİR ÇETESİ
6 Mayıs 2011 Cuma

Dışarıda öfkeli/kızgın bir kalabalık! İçeride ise 4 günlük kodesin yorgun savaşçıları.
Ana/baba günü az gelir tarife… Günler süren muammanın çözüldüğü, sır perdesinin biraz olsun aralandığı operasyonun adliye aşamasındayız.
Kimin neyle suçlandığı bilmiyoruz. Yandaş medya üzerinden servis edilenler üzerinden değerlendirmeler yapılıyor şimdilik. Hepsi bu. Ortada bir çeteden söz ediliyor edilmesine de, neyin/kimin çetesi olduğu konusunda fikri olan yok.
Çete yakıştırmasını kimse üzerine almıyor. Gözaltındakilere de yakıştıramıyorlar işin doğrusu.
İçeride geçirdikleri 4 günden sonra ortama biraz alışmış görünseler de henüz tam bir çete olabilmiş değiller. Gözlerindeki endişe İzmir Adliyesi’nin devasa camlarından dışarı fışkırıyor. Aynı endişeli gözlerle onları görmeye/bulmaya çalışan sevenlerinin/dostlarının bakışlarıyla çakışıyor. Bir umut dalgası geliyor ve ‘Herkesi serbest bırakabilirler’ şayiası bahar havası estiriyor bir anda. Sonra ‘Böcek koymuşlar, dinleme yapmışlar, kafaya koymuşlar’ yorumları alıyor onun yerini. Gecenin ilerleyen saatlerinde gökyüzünü daha bir karanlık eden o hava, hem içeride hem dışarıdaki kasveti bir kat daha arttırıyor.
*
İzmir’in Dürüst Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun ekibini hedef alan ‘çete operasyonuna’ anlam veremedi İzmir. 2 Mayıs’ta başlayan operasyona tepkiler dinmek bilmedi.
Sasalı’dan gelen köylüler, Tire’deki sütçünün, Bayındır’daki Çiçekçinin, Seferihisar ve Menderes’teki mandalinacının selamını getirmişti Aziz Başkan’a…
Taşerondan kurtulan işçisi avuçları acıyana kadar alkışlıyor, ayakları kopuncaya kadar yürüyordu. Asma tavan, mobil tuvalet, yangın merdiveni, fazla mesai gibi açıklanabilir derecede basit suçlamalar olamazdı bu hengamenin nedeni…
Ya da sırf üretici kazansın diye Tireli köylüden alınan tonlarca süt, Seferihisarlı üreticiden alınan tonlarca mandalina ya da köylü kadınların ürettiği 24 Kasım’da hanım öğretmenlerin boyunlarını süsleyen fularlar da olamazdı.
Neydi o zaman?
Özel Yetkili 4 savcının vereceği kritik kararı bekleyen endişeli kalabalığın önemli bölümüne göre olay bal gibi siyasiydi. Ve içeridekilerin kalemi çoktan kırılmıştı. Hem de Kılıçdaroğlu’nun Kayseri dosyasını açtığı gün.
Sonradan anlaşıldı, Büyükşehir’e yönelik ‘ortam dinleme, teknik takip, casus böcek yerleştirme’ ve hizmetli kılığındaki polisleri içeriye sızdırma operasyonları ile Kayseri dosyasının açıldığı dönemin eşleştiği…
Her şey son altı ayda yoğunlaşıyor, pandomima da Kılıçdaroğlu’nun Kayseri yüklenmesiyle kopuyordu. Birileri Kayseri’nin rövanşını mı alıyordu? Kim di bu?
Yolsuzluk iddialarından hemen sonra ‘ben kefilim’ açıklaması yapan Kayserili bir devlet büyüğümüz mü yoksa İzmir’i ne pahasına olursa olsun almak isteyen Erdoğan mı?
Savcılar mütalaaya girdiğinde içeridekiler dışarıya, dışarıdakiler içeriye kilitlenmişti.
İlk partide 14 kişi serbest bırakıldı sadece. Köpekleri sayesinde operasyonun kaderini değiştiren Ali Sabuktay’dan Genel Sekreter Yardımcısı Serpil Baran’a kadar… Sevinç çığlıkları kısa sürdü. Genel Sekreter’in de içinde olduğu 20 kişi hala içerdeydi.
Sevinçler kursakta kaldı o yüzden. Gözler nöbetçi mahkemeye çevrildi.
Ama bir sorun vardı. Dahası büyük bir sorun vardı. Operasyon için düğmeye basan hâkim ile savunmaları alan hâkim aynıydı.
Yani 10. Ağır Ceza’nın hâkimi Ali Sayın, yakalama kararı verdiği isimlerin ifadesini alacak, kaderlerini çizecekti. Hakim Sayın’ın bu tür davalarda ‘bol tutuklama’ kararlarıyla tanınması bir yana çete/örgütlü suç operasyonu için düğmeye basan ismin, yakalama emri verdiği isimleri yeniden değerlendirecek olması hukuken sakat bulunuyordu. Hem de davaya tam destek veren İzmir Barosu tarafından… İtirazlar çare etmedi. Ali Sayın 20 kişi tek tek, ağır ağır dinledi.
İşte tam da bu noktada umutlar kararmaya başlamıştı. Sabaha kadar süren umutlu bekleyiş günün ilk ışıklarıyla birlikte karardı. Hakim Sayın, Aziz Başkan’ın sınıf arkadaşı Pervin Şenel Genç ve eski dostu Reha Pekerten’in de aralarında bulunduğu 7 ismi çete suçundan tutukladı. Karabağlar Belediye Başkan Yardımcısı Hulusi Gülşen, Kuşadası Belediyesi’nin iki yöneticisi ve çoğunluğu organizasyon firması sahibi/çalışanı toplam 17 kişi… Aziz Başkan’ın da eşi Dr. Türkegül Kocaoğlu’nun da gözyaşlarını tutamadığı an bu andı işte. Henüz 1 yaşındaki bebeğinden ayrılan/koparılan Serpil Keskin’in hikayesi yürekleri dağladı. Yakınları ‘çete/örgüt’ suçundan tutuklananların çığlıkları da öyle…
*
Oysaki gece boyunca kâh gülmüş kâh hüzünlenmiştik. Gülmüştük. Çünkü şüphelilere yöneltilen sorular komikti.
-Diş fırçası ile macun dağıtmak için neden iki ayrı ihale açıp, sonra macun ve fırçayı birleştirdiniz?
-Telefonda ‘Toptan çözüm’ diyorsunuz. Bu ne anlama geliyor. Yoksa şifre mi?
-Şirketler Koordinatörlüğü çete içinde bir makam belirtisi mi? Gibi gibi gibi…
Belki de özellikle sorulmuş ama bizi güldürmüş sorulardı bunlar…
*
İçeriden gelen/sızan bilgiler ışığında çeşitli senaryolar üretiliyordu. Eki kişinin etkin pişmanlıktan yararlandığı yani amiyane tabirle ‘öttüğü’ iddia edildi önce Yani işbirliği yapmış, gammazlık etmişlerdi. Bir yandan kimlikleri diğer yandan neden pişman oldukları, kimler için ne türden iftiralar ürettikleri merak ediliyordu. 
Tahminler yapıldı, 3-5 isim geldi akıllara. Hatta gözaltına alınanlardan birinin bir diğerini (Beni ölümle tehdit ediyor) diyerek savcıya şikâyet ettiği bile konuşuldu. Aylardır randevulaşamayan/görüşemeyen bazı isimlerin ‘çete’ suçlamasıyla aynı koğuşa düşmesine mi şaşarsın yoksa Aziz Başkan’ın yollarını ayırdığı Ersu Hızır ve Ferda Eser’le yeniden kader birliği yapmak durumunda kalmasına mı?
*
Ve son bomba… Davada iki işbirlikçi var dedik ya…
İki de ‘gizli tanık’ varmış iyi mi? Kim olabilir diye düşündük? Uzun uzun ifadesi alınan gazetecilerin olması mümkün değil gibi… Çünkü gizlilikleri kalmadı. Ya arazi meselesinden Aziz Başkan’a takık hanımefendi gibi canı yanmış biri ya da halen içeride olan/çalışan 2 İrlandalı. Adı üstünde gizli tanık!
Şimdi biraz toparlayalım. Neyimiz var neyimiz yok elimizde?
İki işbirlikçi gammazımız var mı?
İddiaya göre var. Ya 2 gizli tanık ya da içimizdeki İrlandalı! Hamdolsun o da var.
2’si F tipinde olmak üzere 3 ayrı hapishanede iddianameyi/davayı bekleyen bana göre çoğu masum 17 şüpheli. Ve de arkalarında koskoca bir İzmir.
Alın size İzmir çetesi…
Arkadaşlarını hapse uğurlarken gözyaşlarını tutamayan Aziz Başkan’ın 12 Haziran akşamını nerede geçireceğini merak ediyorum şimdiden? Sınıf arkadaşı Pervin Şenel Genç’in tutulduğu Bergama’da mı yoksa gençlik arkadaşı, onun zoruyla belediyeciliğe bulaşan, görünüşte mandalina almaktan başka suçu olmayan Reha Pekerten’in tutulduğu Buca’da mı?

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 14 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
kahraman 8 Mayıs 2011 Pazar 00:32

neden sabırsızız yargıya güveniniz varsa kararı verir ama sevgili yorumcular ve köşe yazarları suçsuzdur komplodur deyip hükmü koymuşlar ya suçluysalar bunu yazanlar ne yapacaklar takip edeceğiz inşa allah suçsuzdurlar

Yorumu oyla      13      9  
7 Mayıs 2011 Cumartesi 20:12

Aynı Bucadaki CHPli kardeşlermiz gibi onurlarıyla coşkuyla serbest kalacaklar ve iftiracıları utandıracaklar...

Yorumu oyla      17      9  
7 Mayıs 2011 Cumartesi 16:41

Sabri arkadaş görevimi ve tahsilimi sormuş açıklama gereği duydum. 2000 yılında Rahmetli Piriştina döneminde İzelman'da şef olarak başladım. Sırasıyla Müdür yardımcısı, Müdür ve Koordinatör oldum. 2004 yılında Aziz bey göreve geldiğinde de aynı görevdeydim ve halen aynı görevi yürütmekteyim. Tahsilime gelince Erzincan Eğitim Yüksek okulu mezunuyum. Haaa burada yazanlar benim gibi cesur olsalarda gerçek isimleriyle yazsalar. Bizim kimseden korkumuz yok. Alnımız ak...

Yorumu oyla      15      9  
sabri 7 Mayıs 2011 Cumartesi 16:16

serhan sen belediyede torpille calisan degil misin ? gorevini ve tahsilini azizle olan iliskinden de bahsetsene akp buyuk tehlike ama en az onun kadar buyuk tehlike de chp icerisinde rant gruplarinin olusmasidir. ilknur hanim kimin basdansimani idi 7 yilda ihaleler kimlere verildi. son 3 yilda kac MHP li Kac BBP ise alindi. Belediyeden calisanlarin kaci emekli olmasina ragmen calisiyor. Hangi ailelerde birden fazla aile bireyi belediyede calisiyor .Birazdan bunlardan bahset lutfen biz eskisehir gibi bir belediye ve baskani istiyoruz. Pristina gibi projelere sahiplenen AKP teslim etmeyen cesur yureklere ihtiyacimiz var

Yorumu oyla      16      11  
salih 7 Mayıs 2011 Cumartesi 14:46

bu bir operasyondan çok gözdağı gibi... genel seçim öncesi chpnin yükünü taşıyan büyükşehire gözdağı. geri çekilmesini istiyorlar aziz kocaoğlunun. üç beş aya hepsini bırakıp aklarlar. ama bir uyarı yapıyorlar sanki. sıkıysa ankarayı istanbulu kayseriye de incelesinler, onların ofislerine de koysunlar böcekleri...

Yorumu oyla      19      6  
CORCMORC 7 Mayıs 2011 Cumartesi 13:45

Bu operasyonda adı geçen birisi daha vardı hem de 1 numaralı zanlı idi.Şimdi hatırladım ERSU HIZIR.Ne oldu o na.Örgüt lideri de o idi.Mahkemeye bile çıkmadı...savcılıktan salıverildi galiba....Bu nasıl 1 numaralık anlamadım.Operasyonun ciddiyetini siz düşünün....Karala karala da nereye kadar.....

Yorumu oyla      19      6  
Serhan Balcı 7 Mayıs 2011 Cumartesi 12:28

Sayın Yaldız; Latin dilerinde halkların tedhişle ezildikleri dönemlere kurşun yılları denilir. Kurşun sadece öldürmeye yaramaz. Tecrit etmeye yarar asıl. Ses geçirmez, ışık geçirmez, hava geçirmez,hele söz hiç geçirmez, tüm özgürlükleri tecrit eder.5 gündür yaşadıklarımızı düşünürsek İzmir'in tepesine kurşun bir kalpak iniyor diyebiliriz. Adeta hukuk bitti, İzmir tecrit ediliyor.Sayın Yaldız suçlamaların hiçbirinin elle tutulur bir yanı yoktur.Genel Sekreterimiz ve arkadaşlarının ülkeye hizmet etmekle geçen bir ömürleri var. Terör örgütü mensubu değiler, katil, soyguncu, bozguncu, hırsız, ırz düşmanı, vatan haini değiler. Banka hortumlamadılar. Kendisine dokunmayan yılana methiyeler düzen bir sistemde doğru ve dürüst oldukları için tutuklandılar. Denilebilir ki yapılan işlem kanuna uygun. Kanuna uygunluk sadece yasalığı dile getiriyor. Ancak yasal olma her zaman meşru olma, yani akla, adalete ve hakkaniyete uygun olma değildir. Sayın Yaldız o gece sizinle konuştuğumuz bir konuyu burada kamuoyunun bilgisine sunuyorum. Savcılık 20 kişiyi salıverdikten sonra kaç kişi tutuklanır diye sohbet ederken siz 2-3 kişi derken ben en az 15 demiştim. Bu kanıya nerden vardın diye sorduğunuzda aynı mahkeme aynı hakim demiştim. Bizde 2009 yılında benzer operasyona maruz kalmıştık. Operasyon emrini veren yina aynı hakimdi. Nöbetçi hakimde aynı hakimdi. Biz 48 kişi tutuklanmak istemiyle mahkemeye sevkedilmiştik. 43 ümüz tutuklanmıştık diye size cevap vermiştim. Yani sonuç belliydi. Keşke haklı çıkmasaydım diyorum.Hukuka saygı duyuyorum, hukukun üstünlüğüne inanıyorum, Adaletin yerini bulacağına inanıyorum. Ama geç kalan Adaletinde Adalet olmadığımın bilincindeyim. "NE HAZİN BİR DÜNYADA YAŞIYORUZ. BİR ÖNYARGIYI YIKMAK, ATAOMU PARÇALAMAKTAN DAHA GÜÇ" Saygılarımla...

Yorumu oyla      19      7  
ömür şanlı 6 Mayıs 2011 Cuma 19:13

her ne kadar kordonda sıkıntı yaşasakta geçmişte ben aziz başkanın bu olayla ilgisi olucağına inanmıyorum

Yorumu oyla      35      9  
KARAHAN 6 Mayıs 2011 Cuma 19:09

KOPYALA YAPISTIR YAPAN DURUST OLMAYAN ARKADAS SENIN CIKARIN NEDIR

Yorumu oyla      29      10  
Sadece vatandaştan "Chpli dürüstler" yorumcusuna 6 Mayıs 2011 Cuma 18:22

Saygıdeğer yorumcu arkadaşım, bu yorumunuzu birkaç gündür ayni şekli ile değişik yazıların altında okumaktayım. Her görüşe saygısı olan birisiyim ama emme basma tulumba gibi, her yazıya ayni yorumu yapmanız bende görüşlerinize karşı güvensizlik yaratmaktadır. Yorumculukta da istediğiniz ve eleştirdiğiniz tarafsızlığı, önce sizler gerçekleştirmelisiniz ki yazanı ve yazarı eleştirmekte saygı ve destek görebilmelisiniz.

Yorumu oyla      34      9  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
İzmirli kız ve Onur E. Yıldız meselesi
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Sinema dünyasına İzmirli iki yıldız!
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İzmir’in sokakları hem kız hem deniz kokar… 
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çocuk nasıl şımarır?
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve bugün Türkiye (8) 'Sokak satıcıları'
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva