Bayraklı'yı yıkıp geçen depremin acıları henüz kabuk bağlamamışken…

6 Şubat sabahı yeni bir acı haberle uyandık.

Kahramanmaraş'la birlikte 10 il, 7,7'lik depremle sarsıldı.

Binlerce bina yıkıldı.

Hemen ardından gelen 6'nın, hatta 7'nin üstünde artçı depremler…

Ayakta kalan binaları yerle bir etti.

Yıkılan bina ve hayatını kaybedenlerin sayısı da giderek artıyor.

Umarım ve dilerim olmaz ama…

Kahramanmaraş depreminin bilançosu, Marmara depremindeki gibi çok ağır olacağa benziyor.

***

Böyle acılarda, afetlerde birleşmeyi, kenetlenmeyi, yardımlaşmayı bilen milletiz.

Bu özelliğimizle ne kadar övünsek azdır.

Daha deprem sabahı…

Yurdun dört bir yanında yardım paketleri hazırlanmaya başladı.

Kendi karnını doyuramayan, çoçuğuna bir çift ayakkabı, bir mont alamayanlar bile…

Karınca kararınca yardım yaptı, depremzedelere…

Gönlünden geçen yardımı yapacak gücü olmayan Ece anne…

Bebeği için ay başında satın alıp bir kenara koyduğu bir koli bebek bezini gönderdi Kahramanmaraş'a.

Kimisi yürekleri de ısıtacak bir battaniye gönderdi.

Gıda paketleri, uyku tulumları, hijyen ürünleriyle doldu TIR'lar, uçaklar…

Yardım yarışı o kadar hızlıydı ki…

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin başlattığı 'Umut Hareketi' başlığı altındaki kampanyaya katılmak isteyen birlerce İzmirli…

Aynı anda yardım işlemi için sisteme girmeye çalışınca…

Sistem kilitlendi, iyi mi!

***

Umut Hareketi'nin ilk etabında 17 bin 765 yemek paketi…

974 gıda paketi…

1374 hijyen paketi…

8 bin 985 battaniye…

1481 uyku tulumu…

11 TIR, iki uçak ve bir gemiyle deprem mahalline gönderildi.

Başkan Tunç Soyer, yardım kampanyasının devam ettiğini duyurdu.

İzmir Büyükşehir, 'bir kira, bir yuva' başlıklı bir başka kampanya başlattı.

Kira yardımı yapmak isteyenlerle, boş evini depremzedelere açmak isteyenleri mağdurlarla buluşturmak hedef…

Ne kadar duygu yüklü bir şey!

Bu arada…

İlçe belediyeleri, iş dünyasının kurumları, STK'lar da yardım konusunda olağanüstü duyarlıydı.

Mutluluk paylaşıldıkça büyürmüş.

Acılar da paylaşıldıkça azalırmış.

Depremzedelere kardeşlerimizin acıları, bu büyük yardım fırtınasıyla ne kadar azalır bilemem ama…

Vicdanların huzur bulduğunu söyleyebilirim.

***

AFAD ekipleri…

Arama ve kurtarma gönüllüleri kar altında çok büyük bir özveriyle çalışıyor.

Bu yüce gönüllü insanlara ne kadar teşekkür etsek azdır.

Bölgeye yardım ekiplerini götüren uçakların, ücretsiz olarak oradaki insanları çeşitli illere taşıyacağı bilgisi geldi.

Gaziantep'te mahsur kalan Aydınlı genç Berkay, tir tir titrediği, aç kaldığı halde…

'Eğer buradaki insanları kaderleriyle baş başa bırakıp gidersem, vicdanım rahat olmaz. Yardım ekibine katıldım zaten' yanıtını verdi.

İzmirli Özgür öğretmen de ailesiyle mahsur kalmıştı Gaziantep'te…

Evi yıkılmamıştı ama yüreği paramparçaydı.

O da İzmir'e uçakla dönmeyi reddetti, 'Buradaki insanları yüzüstü bırakamam' dedi.

Bir yerde sıcak yemek verildiği, gidip alması yönündeki teklife de…

'Bizim yeterince yiyeceğimiz var. O yemeklere el süremem, ihtiyacı olanlar yesin' sözleriyle insanlık dersi veriyordu adeta…

***

Güzel insan hareketlerini say say bitiremeyiz.

Ancak aramızda 100 liralık battaniyenin fiyatını anında 250 liraya çıkaran hainler de var.

O hainlere rağmen…

Varını yoğunu ortaya koyup depremzedelere yardım eden güzel ülkemin yüce gönüllü insanlarıyla gururlanıyorum.

Bu güzel insanlara teşekkür ediyorum.

Ve, 'Yaşayın, var olun, çoğalın' diyorum.