CHP bir seçim kampanyası başlattı ortalık karıştı, gündem değişti. CHP seçim kampanyasının daha ilk atışında hedefi tam on ikiden vurdu. Neydi CHP'nin ilk atış mermisini oluşturan kimyasal maddenin adı? ' MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ' sloganı. Daha ilk reklam spotunda AKP liderliğinin kimyası bozuluverdi. Atalarımız boşuna söylememişler ' Bir elin nesi var, iki elin sesi var' diye. Hakikaten de o iki elin birbirine çarpmasından çıkan ses AKP'yi korkutuverdi ta baştan. Halbuki ne var bu iki elin çarpışmasından çıkacak seste. Bırakın insanlar ellerini yakaya yapışmak, boğaz sıkmak, yumruk yapmak, başkasının malına el atmak, başkasının cebine sokmak yerine böyle kullansınlar. Bırakın insanlar duygusal ve düşünsel tepkilerini böyle göstersinler. Ne var bunda basit bir ses çıkarıyorlar; Şak, şak, şak. Alınmayın bundan siz politikacılar da tıpkı sanatçılar gibi alkışı seven kesimlerden değil misiniz? Varsın alkışlasın millet. Alkışlamaları ellerinin tersiyle itmelerinden daha iyidir, inanın. Ama siz bu alkışın ardından milletin bu seçimde sizleri ellerinin tersiyle iteceklerini düşünüyorsanız ben bunu bilemem. 7 Haziran hepimize gösterecek bu şak, şak, şak'ların ne anlama geldiğini. Ama yinede bu alkış işine tepki göstermenizde haklı olabilirsiniz. Çünkü bu milletin ne yapacağı hiç belli olmaz. Bunlar baba, bacı, paşam, ağam dediklerini de bir zamanlar alkışlaya alkışlaya siyasal tarihe gömdüler ya. Ne olur ne olmaz dikkatli olmak lazım bence de.

Haaa bir de CHP'nin bu alkış meselesinin ardından patlattığı' Yaşanacak Bir Türkiye' lafı da çok kızdırdı AKP liderliğini değil mi? 'Sanki Türkiye'de yaşayan 77 milyon insan yaşamıyor da can çekişip yerlerde sürünüyor' diye içlerinden geçirdiklerini duyar gibiyim. Ne yapmaya söz veriyormuş CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu? Yoksulu olmayan bir Türkiye yaratmak için iktidara gelmek istiyormuş. İktidara geldiğinde ne yapacak mış? 17 milyon yoksula sosyal destek verecekmiş. Nasıl olacakmış bu sosyal destekler? Aile sigortası uygulamasıyla mevcut sosyal yardımlar iki katına çıkacak, yoksul ailelere verilen bu destek 720 liranın altında olmayacakmış. Ek olarak ailede hamile kadın varsa ona 240 lira, 0-3 yaş arasındaki çocuk için 240 lira beslenme ve çocuk bezi yardımı, 3-5 yaş arasındaki çocuklar için 400 lira kreş yardımı yapacakmış. Yapamaz mı? Yapar. Yapar çünkü; bunu bir çok CHP'li, MHP'li, HDP'li ve bazı AKP'li belediyeler bile şu an yapabiliyorlar, devletten daha güçsüz olmalarına rağmen.

Durun daha bitmedi. 6- 18 yaş arası çocuklar için 240 lira eğitim desteği, askerdekiler için 360 lira askerlik desteği, 65 yaş üzerindekiler için 300 lira ve engelliler için 400-600 lira engellilik desteği verecekmiş CHP. Eeee bunları vermez mi? Verir. Neden ve nasıl mı 'verir' diyorum? Çünkü bunları da bir çok belediye verebiliyor. Yani koskoca devlet mi veremeyecek? Verir hem de çok kolayca. Yeter ki ihalelerini şeffaf yapsın. Mal ve hizmet alımlarında yandaşlarını koruyup, kollamasın. Fiyatlandırmalarında gerçek piyasa koşullarını baz alsın. Lüks ve israftan kaçınsın. Özellikle israfın haram olduğunu iyi bellesin. Bakın ne kadar iyi niyetli önerilerde bulunuyorum değil mi sevgili okuyucularım? Sizin aklınızdan geçen, dilinizin ucuna kadar geliveren o malum kelimeyi bile yazmadım işte.

Demek ki neymiş' hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar konuşa konuşa anlaşırlarmış'. İşte CHP'de bu seçim kampanyasında bunu yapıyor. Negatif değil pozitif söylemlerle bir kampanya sürdürüyor CHP. Bu da AKP kurmaylarını daha da sinirlendiriyor. CHP düşmüyor dillerden son haftalarda tüm meydanlarda, ekranlarda ve gazete sayfalarında. Herkes öyle veya böyle CHP seçim beyannamesini konuşuyor. Neymiş, Kılıçdaroğlu notere gitmiş ve 11 milyon emekliye yönelik bir sözleşmeye imza atmış. Ne yazıyor muş bu noter tasdikli belgede? Kılıçdaroğlu emeklilere iki dini bayramda birer maaş tutarında ikramiye verecek ve bununla da kalmayıp emeklilerin sorunlarını sıfırlayacakmış. Ne yapacakmış emeklilerin sorunlarını sıfırlamak için? En düşük net emekli maaşını 1500 liraya yükseltecekmiş. Yükseltemez mi ? İntibak yasasını çıkardığında, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) nın idari masraflarını azatlığında, ihalelerini şeffaflaştırdığında ( ki bunları yapmayı Kılıçdaroğlu eski tecrübesiyle çok iyi bilir), özel hastanelerle ve ilaç firmalarıyla doğru ilişkiler kurduğunda bu bayram ikramiyeleri de ödenebilinir, maaşlarda bu rakama yükseltilebilinir. Bakın bu bölümde de yine sizin aklınızdan geçen o kelime ile sarayı-marayı, köşkü- möşkü,uçağı- mucağı, helikopteri, arabayı, çanağı- bardağı, dış gezileri- iç gezileri, örtülü ve örtüsüz ödenekleri, danışman ücretlerini falan- filan gibi kelimeleri hiç kullanmadım.

Neyse başka ne yapacakmış CHP lideri Kılıçdaroğlu? Taşeron işçileri kadrolu ve sendikalı yapacakmış. Yapamaz mı? Yapar. Nasıl mı? Değiştir norm kadro kısıtlamalarını, kaldır aradan taşeron hazretlerini, onlara verdiğin kar tutarını işçiye ver oldu bitti. Devletin kasasından para harcamana da gerek yok garip taşeron işçiyi sevindirmek için.

Haaa başka ne vardı sorunları sıfırlama işinde ? Çiftçiye mazotu 1 buçuk liraya verecekmiş. Verir. Nasıl mı? Bu günkü iktidar denizde çalışan balıkçıya, denizde zevk yapan lüks tekne sahiplerine nasıl veriyorsa öyle. Kaldırır çiftçinin mazotuna eklediği ÖTV, KDV gibi değişik dolaylı vergi tutarlarını hop diye iner mazot bir buçuğa. Peki kaldırırsa devlet zarar etmez mi? Etmez? Neden mi etmez? Döner bu koca devlet yakuttan, pırlantadan, elmastan bu güne kadar almadığı bu vergileri artık bunlara ekler ve de böylece zararı kurtarır. Çiftçinin yüzü güler, bu değerli şeyleri alan zenginlerimizin de birazcık eli cebine gider.

Yani dostlar kısaca AKP'liler boşu boşuna CHP'ye' kaynak nerde' diye soruyorlar. Varsın sorsunlar. İşte, AKP'lilerin merak ettiği bu ve benzer soruları yanıtlamak, yıllardır yanıltılan milletimizi aydınlatmak, nasıl bir Türkiye yaratmak istediklerini anlatmak için başta CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, özellikle ekonomi alanında uzman yönetim kadroları, milletvekilleri adayları ve binlerce partili sokak -sokak, ev- ev, meydan- meydan dolaşarak yurttaşlarla buluşuyorlar. Bunlardan ayrı olarak ta CHP İzmir İl Başkanlığı tam otuz ilçede tanıtım ve propagandadan sorumlu komisyonlar oluşturarak sahaya sürdü. İl Başkan Yardımcıları Metin Atmaca, Banu Özdemir, İl Yönetim Kurulu Üyeleri Orhan Karaoğlu, Neşe Seçkin, İl Kadın Kolları Üyeleri İlknur Haşlamacı ve Nursel Kurşunerler ile İl Gençlik Kollarından Gökhan Balcı ve Ferhat Şahanlı'dan kurulu bir üst komisyon bu otuz ilçedeki yaklaşık yüz elli kişiden oluşan bu ilçe komisyonlarını yönetiyorlar. Ayrıca ana kademe komisyon ile bu ilçe komisyonları arasında bölge sorumluları da görevlendirilmiş durumda. Yani CHP'liler bu seçimde sahanın hiçbir noktasında boşluk bırakmadan büyük bir moralle tam saha pres yapıyorlar. Hadi hayırlısı bakalım. Anlayacağınız 'YAŞANACAK BİR TÜRKİYE BENİ BOZMAZ' diyen milyonlarca CHP'li ve CHP gönüllüsü bu genel seçimde destan yazmak için el ele, gönül gönüle vermiş durumdalar. İnanın bu beni de bozmaz. Bunu gerçekleştirenleri bende ayakta alkışlarım doğrusu. Hem de Milletçe.