Yaşamın içinde elle tutulur, gözle görülür her şey bir değer...’¶
Bu değerin her bir parçası doğanın gücü; İnsan aklı ve bilinciyle yoğruluyor ki, o değer ortaya çıkıyor...
Evrensel düşüncede insanın eleştirel aklını kullanmasıyla çözemeyeceği hiç bir sorun olamayacağı yeralıyor. Bu noktada, doğanın kendini sürekli yenileyişi; İnsanın aklı ile ulaşılamayacak noktalara ulaşması ne kadar da değerli değil mi?
Yeni bir güne başlarken usunuzdan geçenler önünüzdeki süreci nasıl tamamlayacağınızın belirleyicisiyse eğer, tamamlanan gün de sizin ne kadar etkin olduğunuzu düşüyor tarihin iz düşümüne. Başlarken düşündüklerinizi belki gerçekleştiremiyor, ulaşamıyorsunuz ama bir yaşam bilinciniz varsa, o kısa saatlerin bir özeleştirisini yapabiliyor, aynaya bakıp kendinizle yüzleşebiliyorsunuz!..
Kendi özeleştirisini yapamayanların, aynaya bakma yetisine ulaşmış olamayanların düntası değildir bu!
Onlar, kendilerine has ayrı bir evrende yaşıyormuş gibidirler; Ayrı yaşam koşulları, birliktelikleri, dostlukları vardır. Özeldirler anlayacağınız!
Oysa kimse bu evrenin sahibi değildir ve olamaz da!
Yaşam ne onların düşüncelşeri üzerine kurulabilir ne de ayrıcalıklı koşullarda yaşanabilir!
Bir sporcunun kendine özgü yaşamı vardır diyemeyiz örneğin...
Spor evrensel bir olaydır...
Sevgiyi, barışı, dostluğu, mücadele azmini yaratır ve geliştirir; Uluslararası barışın en büyük iletişim kaynağı spordur...
İki ülkenin yıllar boyu savaşının bitmesinde; Toplumların birbirleriyle olan çekişmesinde sporun barışçıl katkısını nasıl bir kenara itebiliriz?Olimpizm ruhunun gelişmesi de bu değil midir?
Sporcu başarıya ulaşmanın yolunun vereceği emek ve düzenli yaşamdan geçeceğini bilir. Spor bilinci içinde centilmence yarışmacı kimliğini geliştiren insandır...
Anlayacağınız sporcu da emekçidir...
Üstelik yaşama sıkı sıkıya sarılmasını bilen, örnek kişiliğe sahip bir emekçi...
Ülkemizde kendini geliştirmiş zengin bir insan kalitesine sahibiz. Ancak, bunun ne kadarından yararlanıyoruz?
Soruyu bir anlamıyla da bu kalitedeki insanların ne kadarı çevresini etkileyecek katılımı gösteriyor diye de değiştirebiliriz...
Ne yaparsak yapalım, toplumsal değerlerin alt-üst olduğu, duyarlılıklarımızınkaybolduğu bir süreçten geçtiğimizi kabul etmemiz gerekiyor...
Yaşama dair değerleri yokettiğimizin farkında olamıyoruz; Yaratıcı kimliğimizi kullanmaktan kaçınıyoruz...
Oysa o kadar değerliyiz ki!
Kırıp döküyor, bir yana savuruyoruz dostluklarımızı, yaşanmışlıkları!...
Oysa o kadar kolay mı kazanılıyor bu değerler?
Kıssadan hisse a dostlar...
Yaşam bir ustalık gerektiriyor...
Hangi alanda olursa olsun...
Emek vermediğiniz hiç bir şey değer bulmuyor!..
O yüzdendir ki, yaşam ustalığı emek işidir!..