Gazetelerde başlıklar; 'Altınordu U19 takımı UEFA Gençler Ligi'ne veda etti' yazıyordu.

Oysa 'veda' değildi kocaman bir 'merhaba'ydı. Bornova Stadı'nda yaşananlar…

'Merhaba ' sözcüğünün Farsça; 'Benden size zarar gelmez' anlamı içerdiği rivayet olunur. Ya da Arapça, 'hoş geldiniz' 'bulunduğunuz mekanda rahat edin' koşutunda, bir başlangıç, bir iyi niyet sözcüğü.

Altınordu'nun aslan gibi gençleri, rakiplerine hala futbolun çirkinliklerine bulaşmadıklarını, ağabeyleri gibi pozitif futbol anlayışından ödün vermediklerini, daha ilk dakikadan ortaya koyup, gerçekten genç takım oyuncusu olduklarını Doğanlar'ın yeşil çimenleri üzerine serdiler, dün akşam üzeri … Adeta 'Merhaba … Bizden size zarar gelmez… Biz buraya futbol oynamaya çıktık. Kırmızı lacivert renkleri ve ay –yıldızı temsil edip, futbolla turu geçmek niyetimiz' diyordu.

Ne var ki; Atletico Madrid'in RVP'leri aynı niyette değildi. Ukrayna'nın 'Palabıyık' ı Zhabchenko da, rakibin sözüm ona profesyonellik kisvesi altındaki sertliğine, çaktırmadan tekme tokat girişine, sesiz kalınca Genç Şeytanlar'ın işi baştan çıkmaza girmişti bile.

Kerim Alıcı, 'Tosiç' kabadayılığı ve çılgınlığında olmadı. Ama o U19'un A Takım'la en fazla maçı çıkmış, en deneyimli oyuncularından biri olarak, yaptığı gereksiz hareketle kırmızı karta zemin hazırladı, sonra da bedelini ödedi. Takıma da ödetirken ayıp etti. Dileriz kulağına küpe olur.

Zhabchenko, liglerimizde gördüğümüz tiyatroyu, 'Eyyamcılar Kralı' adlı oyunu Doğanlar Perdesi'nde sahneye koyuyordu, UEFA gözlemcilerinin gözünün içine baka baka, sahayı papatya tarlasına çevirmecesine, kartlar havada uçuşurken … Altınordu'nun 'kaya' gibi stoperi Seydi Kayasoy, karınca sürüsü gibi başına üşüşen üç Atletico'lunun arasından nefis bir hareketle kafa topunu sökerken, biz alkışlarımızı sahaya yollamaya hazırlanırken… O ne? Ukraynalı sarı kartını çıkardı ve Seydi'yi oracığa gömüverdi. Aslında kendi düdüğüydü Bornova'nın çimlerine gömdüğü… UEFA kariyerine eyyamcılığı, polisliği, kolaycılığı kayıt düşürürken…

Böyle bir hakemle, bu sinir harbinde gerisi teferruattı. Nitekim 10'a – 9 biten maç… Dakikalarca bir eksik, aslanlar gibi mücadele eden, Atletico'yu 10 kişiyle neredeyse sahasına hapseden, ama rakibin tecrübesine boyun eğen, bir türlü üç direğe gidemeyen bir Altınordu… Son dakikalarda gelen ikinci gol. Sonuç 2-0 … 'Veda' yani…

Değil… Kesinlikle 'veda' değil. Bir 'merhaba' bu…

Yıllardır efsane Göztepe'nin Atletico zaferleriyle avunan İzmir futboluna, (22.11.1967 – 8.2.2017) yarım asır sonra iki tur geçip, 'Atletico'lu merhaba' dır, UEFA Gençlik Ligi Top 16 mücadelesi…

Türk çocuğunun, İzmirli gençlerin, Cumhuriyet'le yaşıt, İzmir kulübünün Gençler Ligi'nde de olsa Avrupa'da İspanyol devleriyle bile yarışabileceğinin ilk sinyalleri ilk 'merhaba'sıdır, Bornova'da yenik tamamlanan ama gönüllerde kazanılan o 90 dakika…

Üç belediye başkanı izledi karşılaşmayı… Büyükşehir - Aziz Kocaoğlu, Bornova - Olgun Atila, Menemen - Tahir Şahin… Yıllardır 'gelmiyorlar' diye yakındığımız, öksüz protokol tribünlerinden, bürokrasiden de, siyasetten de sıcak bir 'merhaba'dır, tribün manzaraları…

Ya; İzmir Marşı'yla coşan, soğuk havayı, o sıcacık içten yansımalarıyla ısıtan, doğru dürüst tezahürat yapmayı dahi beceremeyen, ancak sahaya üç bin yürek gönderen, o karşıdaki güzelim koro…

Altyapıda forma giyerek futbol üretiyor her biri. Belki ileride U19 formasını onlar giyecekler. Belki Frieburg'un, Manchester'ın gündemine onlar düşecek, beş – altı yıl sonra… Küfürle, dayakla, kinle, intikamla, ne pahasına olursa olsun kazanmakla, futbolu tüketmiyor onlar, günümüz tribünlerine inat… İlyas ağabeylerinin önderliğindeki tribünde, haykıran o incecik cılız sesler…

Ve; 'Keşke 1.Lig maçlarına da gelseler' diye düşünürken bizler, temiz tribüne de koca bir 'merhaba'dır, kırmızı – lacivertli gençler.

Ve sahadakiler Berke- Kerim – Ali Mert- Yusuf Yalçın – Seydi- Oğulcan – Enis – Hamit – Alican - Fatih – Anıl … ve diğerleri Ozan Can, Selçuk, Musa Caner, Alper Kadir, Arda Hilmi, Onur, İbrahim Çağrı …

Merhaba, sizlere gençler ve onları yönetenler… Altınordu'yu örnek alın beyler.

Cumhuriyet'ten bize miras kaldın. Açtığı yolda, gösterdiği hedefe, yürüyorsun durmadan…

Merhaba! Altınordu...