Bugün Pazar…

Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla…

Atatürk'ü bu köşede anma ve hatırlama günü…

Bir kez daha…

Az bilinen yaşanmış bir öyküyü paylaşalım…

Bunu yaparken de…

Bu anıyı bugünlere taşıyan anıyı kaleme alan Muharrem Erenli'yi ve derleyen Süleyman Bulut'u…

Saygıyla analım…

***

Eylül, 1919…

Atatürk, Sivas'ta kongre toplamak için, lise binasında çalışmalarını gece-gündüz sürdürürken, günlük hizmetlerini bir delikanlı yapıyordu…

***

Osmanlı İçişleri Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı…

Sivas'ta görevli Ali Galip'ten…

Kongre çalışmalarını ne olursa olsun…

Engellemesini ister…

Bunun üzerine…

Sivas'ta, Padişah güçlerinin lise binasına baskın yapacağı…

Mustafa Kemal'i öldürecekleri söylentisi dolaşmaya başlar…

Mustafa Kemal'i korkutup…

Sivas'tan kaçırmaya yönelik bu söylentiyi…

Gazi Paşa'nın hizmetindeki delikanlının babası da duymuştu…

***

O günden sonra…

Sık sık lise binasına gelip giderek oğlunu uyarmaya başlar:

'Bak oğlum, bugün yarın burası Padişah güçleri tarafından basılacak; Mustafa Kemal ve arkadaşları yakalanacak… Onlar her şeyi göze almışlar, sen aileni düşün…'

***

Bu geliş ve gidişlerin farkına varan Atatürk…

O delikanlıyı karşısına alır ve sorar:

'Kimdir bu sık sık gelip giden?'

Delikanlı çekinerek…

'Babam…' der…

Atatürk yine sorar:

'Ne istiyor peki?'

Delikanlı utana sıkıla her şeyi anlatır…

Atatürk'ün o delikanlıya cevabı ise…

Unutulacak gibi değildir…

'Bak çocuk…' der, Ulu Önder ve gerisini şöyle getirir:

'Senden memnunum ama baba hakkı büyüktür… Madem öyle istiyor, git; ama babana şunu söylemeyi unutma… Vatan elden giderse evladın ne hükmü kalır?'

Nokta…

Sonsöz: 'Vatan sevgisi, ruhları kurtaran en kuvvetli rüzgardır… / Gazi Mustafa Kemal Atatürk…'