'Önce babamı kaybettim kanserden, birkaç ay sonra da kardeşimi… Kardeşimin öldüğü gün, annemin gözlerinde gördüm yaşadığımız boyuttan çıktığını… Çok severdi kardeşimi… Tam o gün her şeyi unutmaya başladı… Doktoru, 'Böyle yaşayacak, dayanacaksınız' dedi… Üstelik, anneme bakan doktorun kayınvalidesi de Alzheimer hastalığının pençesindeydi… Bu sinsi, beyni kemiren hastalığın o gün daha bir farkına vardım… Gözpınarlarımda biriken yaşları zor zaptediyordum… Eşim, daha metin çıktı; 'Hiç olmazsa halan O'nun yanında… Birbirlerine destek olurlar…' sözleriyle yüreğime su serpmeye çalıştı… Bir yıl iyi geçti… Oğlu olduğumun farkındaydı… Hatta, köfteyi çok sevdiğimi bildiği için, 'Yarın sana köfte yapayım, Cahide'yi de getir' diyordu… İkinci yıl içinde annem, hayattan koptu… O'nu hergün kontrol ediyordum… Bir sabah farkına vardım ki, benim adımı unutmuştu… O hayat dolu kadın, artık ara sıra suyunun tazelenmesi gereken bir çiçekten farksızdı… Sadece kocası kalmıştı aklında… Ona, uğradığımda, 'Şimdi Necati (babamın adı) gelecek, sofrayı hazırlamak lazım…' diyordu durmadan… Zaman mefhumu diye bi'şi kalmamıştı… Aile albümündeki fotoğrafları bile O'na yabancı gelmeye başlamıştı… Bazen, hiç aklımızdan geçmeyen uzak bir akrabamızı hatırlıyor, 'O'na ne zaman gideceğiz? Dürdane bizi bekler…' diyordu… Birkaç yıl böyle sadece gri bir filmi izler gibi geçti… Artık hiçbir şeyi hatırlamıyordu… Doğal ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldiğinde de sanki kendisine bakanlara yük olmak istemiyormuş gibi, bir gece uykuya daldı ve bi'daha uyanamadı… Annem, çağın kahreden hastalığı Alzheimer'la topu topu dört yıl yaşayabilmişti… Tabii, buna yaşamak denirse…'
21 Eylül 'Dünya Alzheimer Günü'ydü… Yakını o derde düşmeyen pek bilmez… 'Alzheimer', yavaş başlayıp zamanla kötüleşen kronik bir beyin damar hastalığı…
İnanılacak gibi değil ama, gerçek… Türkiye'deki Alzheimer hastalarının sayısı neredeyse 700 bini geçiyor… İşin kötüsü, 'Türkiye'de ömür uzuyor' derken, 65 yaş altında 'Alzheimer' olanların sayısı her yıl artıyor…
Belirtileri o denli sinsi ki, farkına varmadan 'Alzheimer' oluveriyorsunuz…
Örneğin; son zamanlarda konuşurken kelime bulmakta güçlük çekip, konuşulanları anlamakta zorlandığınızı mı hissediyorsunuz? İşlerinizi planlayamıyor musunuz? Gündelik para hesaplarında sıkıntı mı yaşıyorsunuz? Gittiğiniz yolları şaşırıyor hatta çok iyi bildiğiniz yemekleri bile yapamıyor musunuz? Bu tür şikayetler kapınızı çalmaya başladıysa mutlaka bir nöroloji uzmanına başvurun…
Onlar da size büyük olasılıkla şunları söyleyecek…
'Bol bol hayal kurun… Kitap okuyun, bulmaca çözün… Yağlı, tuzlu, kızarmış ve hazır yiyeceklerden uzak durun… Her gün en az 45 dakika düzenli ve tempolu yürüyüş yapın… Siyah çikolatanın içerisinde bulunan ve antioksidan özelliği olan Resveratrol, bilişsel gerilemeyi geciktiriyor… Bol bol bitter çikolata yiyen… Stresle başa çıkabilmeye çalışın, strese teslim olmayın… Alkol ve sigara tüketimi beynin küçülmesine neden oluyor; uzak durun… Yatak odanızdan gece lambasını atın… O lamba beyin sağlığını olumsuz yönde etkiliyor… Aşırı kilonuz varsa, mutlaka tedavi olun ve ideal vücut kilonuza kavuşmaya çalışın… Fazla kilolardan kurtulmak beyin sağlığı için de çok büyük önem taşıyor…'
Sonsöz: 'Unutmayın! Alzheimer, bir insanı kendi bedenine gömmek zorunda kaldığımız tek hastalıktır…'