Eskiler derlermiş ' iki gönül bir olunca samanlık seyran olur' diye
Günümüzde ise bu atasözünden sadece ucu acı acı batan sivri hayat samanları karşısında iki gönül kısmı kalmış.
Seyran kısmı, ödenemeyen kiralar, eve gelen hacizler, evde ekmek bekleyen bebelerde sürünmektedir.
Biliyorum şimdi diyorsunuz kendi kendinize bu samanlık seyranlık da nerden çıktı diye?
Söyleyeyim…
Başbakan genç bekarlara çağrı yapıyor, evlenin diye. Bir de üstüne en az 3 çocuk istiyor.
Başbakanı bu cümleleri sarf ederken izlediğimde inanamadım
Millet karnını doyurmakta zorlanırken başbakan alay eder gibi evlenin ve üç çocuk yapın diyor.
3 milyona yakın işsizin olduğu, asgari ücretin yediyüz kusur olduğu, iç ve dış borçları kapatmak için ülkenin her bir karış toprağının dağ, tepe, köprü, otoyol demeden satıldığı, insan haklarının dibe vurduğu, insanların adalete güvenmediği, antidepresan kullanımının tarihin en yüksek oranlarına ulaştığı ülkemde tek sorun evlenme meselesiymiş de haberimiz yokmuş.
Öğrendik…
Tamam, aile kurmak çok güzel bir şey.
Çoluk çocuk kalabalık olmak harika.
Onda hem fikiriz…
Ama önce gelir seviyesini yükselt ki, insanlar bir nefes alsın, yaşam kalitesi artsın,
İnsanlar geçim sıkıntısından, hayat şartlarının ağırlığından yaşamaktan zevk almaz olmuş, ruh sağlığı bozulup kendi çocuğunu, karısını, kocasını öldürüyor hale gelmiş.
Daha birkaç gün önce okuduk gazetelerde, Muğla'nın Bodrum İlçesi'nde 2 ay önce evlenen genç çalıştığı alışveriş merkezindeki işinden çıkarılınca girdiği bunalım sonucu kendisini evinin kapısında asarak intihar etti.
Tabi tok açın halinden anlar mı?
Evet, Sayın Başbakan
Dediğim gibi önce siz hayat şartlarını, çalışan haklarını iyileştirin, göz boyama istatistiklerinden ve yandaş ekonomistlerden memleketi arındırın, gelir dağılımındaki adaleti sağlayın bakın bakalım o zaman,
Bu millet 3 değil 5 çocuklu aileyi bile kurar.