11 Haziran 2015 tarihinde Tire Organize Sanayi Bölgesi İşletmeleri (TOSBİ) konferans salonunda 'Süt Ürünleri Ve Teknolojilerinde İnovasyon' konusunun işlendiği ve yoğun bir katılımın olduğu '3. Tire Süt Sempozyumu'nun sonuç bildirgesi yayınlandı.
Sidas Tanıtım ve Ege Üniversitesi işbirliği ile organize edilen sempozyum sonuç bildirgesine Ege Üniversitesi Tire Kutsan Meslek Yüksek Okulu Müdürü Prof Dr Harun Raşit Uysal, İzmir Veteriner Hekimler Odası Başkanı Gökhan Özdemir, İzmir Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ferdan Çiftçi, İzmir Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Reha Keskinoğlu ile Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük imza atarak kamuoyuna sundular.
Sempozyumda öne çıkan iki konu Türkiye açısından son derece önemli. Bunlardan birisi sektördeki inovasyon uygulamalarının doğru okunması ve uygulanması. Son yıllarda Türkiye süt sektöründe kayda değer gelişmeler yaşanıyor. Türkiye süt sektörü inovasyona açık bir sektör ve hali hazırda birçok inovatif çalışmalar yapılıyor.
Sektörün uluslararası rekabet şansı ancak inovasyonun daha önemli kılınmasına bağlı. Süt sektörü inovatif yaklaşımlarla gelişirse o zaman daha fazla ihracat olanakları yakalayabilir. Bu durum Türkiye'nin cari açığının azaltılmasında da önemli rol oynayabilir.
Bunun için üniversite-üretici-sanayici işbirliği gerekiyor. Bugüne kadar bu işbirliğinin üretici ayağı pek olmadı. Halbuki tarımda, üretici kısmı olmazsa olmazlardan en önemlisi. Sektörün bu işbirliğini gerçekleştirmek için gerekli adımları derhal atması gerekiyor.
İkincisi çiğ süt fiyatı. Daha geçenlerde sanayici ile üretici fiyat konusunda anlaşamadılar. Sanayiciler elerinde fazla miktarda stok olduğundan süte olan taleplerinin azaldığını buna karşılık yine de süt almaya devam ettiklerini gelecek altı ay için fiyatın düşürülmesi gerektiğini söylüyorlar.
Üreticiler ise zaten 1 lira 2 kuruş olan süt maliyetini karşılayamadıklarını ve uygun bir meblağın şu andaki 1 lira 15 kuruş üzerine konmasını talep ediyorlar.
Halbuki çiğ sütte asıl sorun fiyatta değil, yüksek maliyette. Örneğin AB'de Nisan 2015 de 31.59 euro cent yani yaklaşık 93 kuruş olan çiğ süt ile yetiştirici 1 kilo 700 gram yem alırken, ülkemizdeki yetiştirici 1 lira 15 kuruş ile ancak 1 kilo yem alabiliyor. Bu nedenle çiğ süt fiyatının belirlenmesinde üretim maliyetinin dikkate alınması ve maliyetin altında bir fiyat belirlenmemesi gerekiyor. Dünyada standart olarak kabul edilen süt/yem- paritesi dikkate alınmalı. Yani 1 litre sütle en az 1.5 kilo yem alınabilmeli. Hükümet eğer süt sanayicilerini destekleyecekse, maliyetle fiyat arasındaki farkı veya süt/yem paritesi arasındaki farkı üreticiye prim olarak vermeli.
Bu arada süt sektöründe kayıt dışılığın önlenmesi, gıda güvenliğinin sağlanması, fiyat istikrarı, maliyetlerin düşürülmesi, üreticinin pazarlama sorununun giderilmesi, üretimde planlamanın yapılabilmesi ve köyden kente göçün önlenmesi için, Türkiye'nin koşulları kooperatifleşmeyi gerekli kılıyor.
Bu yapılanmanın teşvik edilmesine yönelik olarak, çiğ süt destekleri, sütünü örgütler kanalıyla pazarlayan üreticiye verilmeli, bunun için örgütsüz çiftçilere örgütlenme süresi tanınmalı, yine sütü soğuk zincir altında kontrollü bir şekilde toplayan örgütlere de daha yüksek teşvik primi verilmeli.
Bütün bunların yanı sıra tüm paydaşların katılımı ile sektöre sürdürülebilir bir rekabet gücü kazandıracak ve kaliteli üretimi esas alacak bir 'süt eylem planı' hazırlanmalı ve uygulanmalı.
Bizden söylemesi.