Sen İran'a-Suudi Arabistan'a-Suriye'ye-Afganistan'a-Pakistan'a-Sudan'a-Libya'ya- Mısır'a gidiyorsun.
Oralardaki rejimleri görüyorsun ve bu ülkeleri Türkiye ile mukayese edip, 'Türkiye de demokrasi var, AKP olarak biz demokrasimizin standartlarını yükselttik' diyorsun ve ne yazık ki buna sende inanıyorsun!
Son günlerdeki beyanlarını alt alta yazıp, üzerine 'Demokrasi benim için amaç değil, sadece araçtır' dediğin sözlerini koyunca, senin 'demokrasi şakülünün' iyice kaydığı anlaşılıyor. Hem kayan şakülünü düzeltmek, hem de Demokrasi'yi, Debokrasi'ye döndürmeni engellemek için sana, ortaokul 'Yurttaşlık Bilgisi' kitabından 'Demokrasi nedir', bölümünü tekrar hatırlatmak istedim.
Lütfen iyi dinle, iyice belle ve ezberle kardeşcazım!
Türkiye'de demokrasi var demek için, şu temel şartların olması gerekir;
-Ülke Tam Bağımsız Olmalıdır.
-Kuvvetler Ayrılığı İlkesine uyulmalıdır.
-Özgür Yurttaşlık Bilinci olmalıdır. (Biat Kültürü olmamalıdır)
-Yargı Bağımsız olmalıdır.
-Basın Özgür olmalıdır.
-Şeffaflık ve Hesap Verilebilirlik ilkesi işlemelidir.
Küçük kardeşim Tayyip;
11 yıldır Türkiye'de tek başına iktidardasın. Astığın astık, kestiğin kestik. Ödeneğin örtülüsü de, örtüsüzü de sende. Türkiye'de senin sözünün üstüne söz söyleyecek delikanlı yok. Kardeşin Abdullah bile senden fellik-fellik kaçıyor. Uydunu fırlatmaya bile çağırmadın, sesini çıkarabildi mi?
Benden başka herkes senden tırsıyor.
Sana gene benden fayda var. Ben sana sorayım, sen hem cevaplarını hem de kararını ver. Bizde Demokrasi mi var, Debokrasi mi var?
-ABD'nin 22 ülkenin sınırlarını değiştirecek Büyük Ortadoğu Projesinin eşbaşkanı olup, o ülkenin taşeronluğunu yapan ülke 'Bağımsız' olabilir mi?
(Bk. ABD Güvenlik Danışmanı Ben Rhodes'in son açıklaması)
-'Kuvvetler Ayrılığı İlkesi benim hizmet yapmamı engelliyor' anlayışının hakim olduğu ülkede demokrasi var mıdır?
-Şartsız itaat 'Biat' kültürü ile yetişmiş, karşı fikre en ufak saygısı olmayan, tartışmaya-ilme kapalı kafaların yönettiği bir ülkede demokrasi yaşayabilir mi?.
-Adalet Bakanlığının üst düzey bürokratlarının HSYK'nın üst yapısını oluşturduğu bir ülkede, emir almadan görev yapabilen 'Bağımsız Yargı' olabilir mi?
-Devlet Bankalarından verilen usulsüz kredilerle el değiştirilen medya gruplarının olduğu, Medya patronlarının polis ve Vergi Denetim elemanları ile diz çöktürüldüğü, hapisteki gazeteciler sayısında dünya birincisi olan bir ülkede Basın Özgürlüğünden, akıl sağlığı yerinde olan insanlar söz edebilirler mi?
-Suçluların yerine Savcıların yargılandığı, dolandırıcılıkla suçlananların devletin önemli kurumlarının başına getirildiği, ülkeyi yönetenlerin servetlerinin hesabının çocuklarının düğün takılarıyla açıklandığı, Bakanların çocuklarının birden bire ülkenin en zenginleri arasına katıldığı bir düzende şeffaflık-hesap verilebilirlik olabilir mi?
Yaa işte böyle küçük kardeşim Tayyip.
Bu şartlarda sen, bizde demokrasi var diyemezsin. Dersen sana gülerler, o zaman da abin olarak beni üzmüş olursun. En iyisi sen, bizde Tayyip usulü demokrasi var de. Ve bunu devamlı tekrar et. Önce kendini, sonra bizi ikna et. Senin sözün var;
'Et tekraru Ahsen, velev kane yüz seksen' (Yüz seksen kere de olsa tekrar iyidir) diye.
Baktın kimse inanmıyor, 'Debokrasi'yi' kabul et. Kabul et de bizdekinin 'Debombokrasi' olduğu anlaşılmasın!
Hadi kardeşim Tayyip, sen gene 'İstişare Toplantısı' yap, ama sadece kendin konuş. Başka kimse konuşamasın. Alışırlar, sonra yol olur, aman ha dikkat et.
Öptüm küçük Kardeşim.
Not: Bir kardeşimde, Tayyip'in küçüğü, hayırsız en küçük kardeşim olan kebapçı Ferit Şahenk'tir. Önce Hürrem'i tesettüre soktu, sonra iki televizyonunu da/NTV-Star) birde Liboş Mehmet ve yamaklarının emrine verdi. Cuma akşamı,
bizlere 'Bana bildiğim soruları sor' adlı, sadece 'Debombokrasi' ile yönetilen ülkelerde görülebilen bir ' Klasik Tayyip Resital'i' daha izletti.
Rahmetli Ayhan Şahenk, herhalde mezarında dört dönmüştür.
Haydi, hep beraber kocaman bir alkışta hayırsız küçük kardeş Ferit'e.
Alkışlamayanın başına 'Demokrasi' düşsün.