Onuncu defa yazdığım için üzgünüm. Ama bu yıl hükümetin aldığı bir kararla bu görüşümün toplumda kabul gördüğünü anlıyorum.
Vakti ile Osmanlı ordusu gırtlağına kadar siyasetin içine gömülü olduğu için, Balkan harbinde bağımsızlıklarını yeni almış Bulgaristan ve Yunanistan karşısında hezimete uğramıştı. Batılı ülkeler araya girmese bu iki yeni devlet Istanbula girecekti. Vakti ile efendileri olan ülkeye kafa tutmuş ve başarılı olmuşlardı.
Birinci dünya savaşından sonra galip devletler arasında yer alan Yunanistan Anadoluyu da tek başına fethedebileceğini ,dolayısı ile Megalo İdea (büyük fikir) yı gerçekleştirebileceğini düşünerek İzmire asker çıkardı. Yerel Rum toplumu desteğinde Yunan ordusu Ankara nın Nallıhan ilçesine kadar ilerledi. Yunanlı siyasiler iki ölümcül hata yapıyordu. Birincisi Anadolu içlerinde Rum halk fazla yoktu, lojistik destek sağlanması çok zordu, ikincisi ise, Türk ordusu artık siyaset dışında tutuluyordu.. Afyonda iki ordu kozlarını paylaştı ve Yunan genel kurmay başkanı esir düştü. Yunanistanın ayakları yere bastı ve bu harbe teşne olanlarının bir kısmını idam etti bir kısmını da hapishanelere tıktı. Istiklal savaşında bizim askeri kayıplarımız hastalıktan ölenler dahil yirmi bir bin kişi idi . Birinci dünya savaşındaki kayıplar resmi rakamlarla iki yüz elli bin kişi. Bu günkü harpler ile mukayese edildiğinde istiklal savaşımız (mesela Bosna Hersek kayıpları iki yüz elli bin kişiden fazla) küçük harpler sınıfında.
Durum böyle olmasına rağmen biz her geçen gün kurtuluş savaşı dolayısı ile illerde programlar düzenliyor, kutlamalar, resmi geçitler yapıyoruz. Evet onuncu defa yazıyorum, Yunanistan ile coğrafik yönden komşuyuz., hep düşman mı kalacağız. Küçük bir savaşı yıllarca kutluyacakmıyız. Bu savaşı canlı ve diri tutarak hep silahlanacakmıyız. Fransa ile İngiltere yüz yıl süren savaşlar yapmışlar. Milyondan fazla kayıp vermişler, hiç biri bu savaşları anmıyor bile.
Harplerdeki başarılarımızı Ülkemizin sosyal yaşantısından çıkarmalıyız. Yetiştirdiğimiz çocuklarımıza dövüşmeyi değil, bilimde sanatta yol almayı telkin etmeliyiz. Hükümet doğru bir karar alarak bu gibi kutlamaları protokolden çıkardı. Buna bazı yerel yöneticiler karşı çıktı. Bazı odalarda her zamanki iş güzarlıkları ile karşı çıktı. Alternatif kutlama ve anma programları düzenledi. Bu yıl bir başlangıç oldu.. Artık biz de aşırı mübalağadan kurtulup sivil idarenin gereğini yaparız diye düşünüyorum.