Hiç bisikletim olmadı!
(Karne hediyesi olarak bile…)
Alsancak'ta otomobillerin vızır vızır geçtiği…
Bi'caddede doğup büyüdüğüm için…
Ailem kaza filan olur diye korkuyordu o vakitler…
Az biraz arkadaşlarımın bisikleti ile idare ettim…
Sonra o da 'The End' oldu…
'Aşk olmayınca…'
Bisiklet sadece rüyaları süslemekle kalıyordu…
Çaresiz…
Bisikletle ilgili kaderime boyun eğdim…
***
Sonra…
O bisikletsiz 'bisiklet aşkı' içimde öyle bi'yara açmış ki…
Bi'kez daha garip biçimde karşıma çıktı…
Komik ama gerçek…
Yeni Asır'da sorumlu yazı müdürü olarak görev yaparken…
Merhum Özal'ın aleyhimize açtığı bi'davada…
Hakim katibeye 'yaz kızım' diyerek…
Gözümün içine bakarak sordu:
'Mal varlığınızda neler var?'
Beklemiyordum, avukatımızla göz göze geldim, cevap verdim:
'Bir bisikletim bile yok!'
Hakim bile kendini tutamadı, güldü…
O kadar yani…
***
Bugün, İzmir'in Büyük Başkanı Tunç Soyer'in bisiklet aşkı…
Prima haberlerin başında geliyor…
O da bisikletine sevdalı…
Biri makamda, diğeri evde iki bisikleti var…
Misak-ı Milli sınırları içinde…
Makam arabasının arkasına bisiklet aparatı taktıran…
İlk belediye başkanı olarak tarihe geçti…
O'nun bu sevdası yüzünden…
Bahse girerim İzmir'de bisiklet satışları bile patlamıştır…
Ancaaak…
İzmir'de 'bisiklet aşkı'nı yürekten yaşayan…
Bir Belediye Reisi daha var…
O'nun 'bisiklet sevdası' hobi değil; zaruretten!
Peki, kim o Başkan?
***
Ödemiş'in CHP'li Belediye Başkanı Mehmet Eriş…
Aslında…
İzmir'in en kıdemli 'bisiklet aşkı' yaşayan reisi…
O'nun bisiklet sevdası…
Rahat 25 yıl öncesine dayanıyor…
Belki, daha öncesi de var…
O bir öğretmen…
Ama Ödemiş'te herkes O'nu…
'Bisikletli Başkan' olarak bilir, sever…
O bisikletin hikayesini ise az kişi bilir…
***
Mehmet Eriş, daha 30'lu yaşlarını sürerken…
1994 seçimlerinde SHP'den belediye başkan adayı olur…
900 oyla seçimi kaybeder…
Bi'heves ticaret hayatına atılır…
Ortaklarıyla birlikte resmen batar…
Onurlu adamdır Öğretmen Mehmet Eriş…
Borcunu kuruşuna kadar ödemek için…
Evini satar, arabasını satar, bahçesini satar…
Sonunda…
Yeniden öğretmenliğe başlar…
Yürüyerek koca Ödemiş'i dolaşmak mümkün mü?
Çaresiz…
Borç, harç…
O günün parasıyla (taksitle) 100 liraya…
Füme renkli Bisan marka bir bisiklet satın alır…
Asla küsmez siyasete…
Bisikletinin üstünde devam eder politika yapmaya…
Kahveden esnafa…
Çarşı'dan sanayi sitesine hep bisikletle gider-gelir…
Mecburiyet'ten sahibi olduğu o bisiklet…
Mehmet Eriş'in vazgeçemediği 'uğuru' haline gelir…
1999 seçimlerini de…
Bu 'uğurlu bisikleti' ile kazanır…
Belediye'deki devir-teslime o Bisan'la gelir…
Yer yerinden oynar…
Sonra makam arabasına binmeye başlar…
Ama Bisan'ına asla ihanet etmez…
Bu kez boş zamanlarında Ödemiş'i o bisikletle turlar…
Göze gelmiş olacak ki…
Bi'sabah bi'bakar, gözlerine inanamaz…
Sevgili Bisan'ının yerinde yeller esiyor…
Bisikleti çalınan çocuklar nasıl üzülürse…
O da öyle kahrolur…
Bütün Ödemiş'i talan eder, Bisan'ını bulamaz…
Çaresiz…
Bu kez 300 liraya (artık taksitle değil tabii…) bir Bianchi satın alır…
Okyanus mavisi…
O Bianchi şimdi belediyenin bahçesinde…
Bekçilerin korumasında…
Yine ona biniyor, Ödemiş'in 'Bisikletli Başkanı'…
Ve bi'daha ayrılmamak üzere…
O'na gözü gibi bakıyor…
Bisiklet aşkı böyle bi'şi işte…
Nokta…
Sonsöz: 'Hayat bisiklete binmek gibidir… Dengede kalmak için, hareket etmeye devam etmen gerekir… / Albert Einstein – Bilim İnsanı…'