Ergenekon iddianamesinin 248. ek klasöründe çıkan bir rapor da, PKK Lideri A.Öcalan hakkında çok ilginç bir ayrıntı dikkat çekiyor. Bu raporu, terör uzmanı olan, 1 Emniyet Amiri, bir başkomiser ve iki polis memuru hazırlamıştır.’¶
Raporun sonuç bölümünde, Öcalan'ın yakalandığında ilk olarak " Benim annem de Türktür. Bana hizmet etme şansı verilirse hizmet etmeye hazırım" dediği hatırlatılarak Öcalan ile ilgili, "Bu tarzdaki söylemlerin, aslında Öcalan'ın hiçbir zaman PKK terör örgütünün mücadelesi içerisinde yaşamadığı" ifadesi kullanıldı.
Bu konuları çok iyi takip eden biri olarak, bunun bir adım sonrasının Apo'nun af edilmesi ve TBMM'ne girmesi demek olduğunu söyleyebilirim.
AKP'nin, Türk Milletine son hediyesi bu olsa gerek.
Şener: Başbakan'ın Kendisi Kriz!
AKP'yi beraberce kuran ve AKP'nin, ekonomiden sorumlu bakanlığını yapan Şener, Başbakan Erdoğan'ın "Galataport'u engelleyenleri tarihe havale ediyorum" dediği kişinin kendisi olduğunu söyledi. Başbakan'ın RANT İŞİNİ çok iyi bildiğini söyleyen Şener, "Başbakan'ın kendisi krizdir" dedi.
Şener ayrıca, Başbakan'ın SAMİ OFER'le defalarca görüştüğünü söyledi. "Ankara Bilkent Otelinde AKP'nin kuruluş gecesi kutlanırken, OFER'i erzak kapısından, bizzat Başbakan odasına aldırdı" dedi.
Olayı, otel çalışanlarından doğrulatırken ilginç bir detayı yakaladık. Görüşmeyi basından saklamak isteyen (neden sakladılar, anlamadım) Başbakanlık Korumaları, OFER'i, kabak (balkabağı) kılığına sokup, manav görünümündeki Başbakan'ın odasına soktular.
Ne çalışkan Başbakanımız var. Helal olsun.
Domuz Gribi- Ekonomik Çıkar:
Domuz gribi arkasındaki ekonomik çıkarlar nelerdir?Dünyada her sene milyonlarca insan malaryadan (sıtma) ölüyor, halbuki basit bir tül sineklik onları koruyabilir. Gazeteler bundan bahsetmiyor!
Dünyada her sene 2 milyon çocuk ishalden ölüyor, halbuki 23 sentlik bir serum onları kurtarabilir. Gazeteler bundan bahsetmiyor!
Kızamık ve zatürreden her sene 10 milyon insan ölüyor. Tüm bu insanlar daha ucuz ilaçlarla kurtulabilir. Gazeteler bunlardan da bahsetmiyor.
Bundan yaklaşık 10 yıl önce kuş gribi çıktığında bütün gazeteler bizi bilgiye boğdu. "Bütün diğer salgınlardan daha tehlikeli’… Dünyayı tehdit eden salgın!"
Gazeteler sadece bu tavukların korkunç hastalığından bahsediyordu. Buna rağmen toplam insan kaybı, 10 senede 250. Yani senede 25. Normal grip senede 500 bin can alıyor. 25'e karşı 500 bin!
Niçin kuş gribinden bu kadar bahsedildi?
Çünkü bu tavukların arkasında bir "Horoz" vardı, büyük ibikli bir horoz; Uluslararası ROCHE ilaç grubu’… Bu şirket Asya ülkelerine milyonlarca doz Tamiflu sattı. İngiltere 14 milyon doz satın aldı. Kuş gribi sayesinde ROCHE milyarlarca dolar kar etti.
Bugün de DOMUZ GRİBİ psikozu başlatıldı. Tüm dünya medyası bundan bahsediyor.
Kuzey Amerikan Gilead Sciences şirketi Tamiflu ilacının patent sahibidir. Bu işletmenin en büyük hissedarıysa DONALD RUMSFELD'dir. Bush döneminin Savunma Bakanı, Irak savaşının stratejisti’…
Gerçek "Pandemie" (dünyayı etkileyen, büyük salgın) çıkar salgınıdır, sağlığın paralı askerlerinin çıkarları.
Eğer domuz gribi söylendiği gibi gerçekten dünyayı tehdit eden büyük bir salgınsa, dünya sağlık örgütü bu hastalıktan bu kadar tedirgin oluyorsa neden bu hastalığı, dünya sağlığını tehdit eden bir hastalık olarak ilan edip, hastalığa karşı aynı ilacın jenerik türevlerinin üretilmesini önermiyorlar?
ROCHE'un haklarının iptalini isteyip yerine, her ülkenin kendi üreteceği jenerik türevlerini üretmiyorlar?
Bu soruların cevabını Sağlık Bakanı'ndan alacağız. Şimdi olmazsa yakında, Yüce Divan'da.
(Yazı için Değerli dostum Dr. S.Doğan'a teşekkür ederim)