İnsanda utanma, sorumluluk, insan hayatına saygı duygusu kalmamışsa o kişi için Anadolu'da 'Bunun suratı nasır tutmuş, kim bilir kalbi nasıldır' derler.
Afyon'daki feci olayı milletçe yaşadık. İçimiz iki kere yandı.
Birincisi; Pırıl pırıl vatan evlatlarının yok yere kaybedilmesiydi. Hayattaki en büyük acı evlat acısıdır. Bu yüzden Türk Milleti genel olarak 'Allah düşmanıma bile evlat acısı vermesin' diye dua eder.
O acılı aileleri, anaları-babaları-kardeşleri-sevgilileri-arkadaşları teselli edecek, acılarını durduracak sözler henüz bulunmadı. Onlar aldıkları her nefeste o acıyı hissedecekler, o acıyla yaşayacaklar…
Onlara bir nebze olsun huzur verecek tek olay, gerçeği öğrenmeleridir.
Birincisi; Pırıl pırıl vatan evlatlarının yok yere kaybedilmesiydi. Hayattaki en büyük acı evlat acısıdır. Bu yüzden Türk Milleti genel olarak 'Allah düşmanıma bile evlat acısı vermesin' diye dua eder.
O acılı aileleri, anaları-babaları-kardeşleri-sevgilileri-arkadaşları teselli edecek, acılarını durduracak sözler henüz bulunmadı. Onlar aldıkları her nefeste o acıyı hissedecekler, o acıyla yaşayacaklar…
Onlara bir nebze olsun huzur verecek tek olay, gerçeği öğrenmeleridir.
O gece, o cephanelikte neler oldu?...
Olay, gerçekten bir kaza mıydı?
İçerden yapılan bir sabotaj mıydı?
Dışarıdan yapılan bir sabotaj mıydı?
Bu ve benzeri onlarca soru bu şehit ailelerinin beyinlerini devamlı kurcalayacaktır.
Bu çocukların dirisine sahip çıkamayan devlet, hiç olmazsa bunu yapmalıdır. Hem de en kısa zamanda ve herkesi tatmin edecek ciddi delilleri teker-teker göstererek yapmalıdır…
Olay, gerçekten bir kaza mıydı?
İçerden yapılan bir sabotaj mıydı?
Dışarıdan yapılan bir sabotaj mıydı?
Bu ve benzeri onlarca soru bu şehit ailelerinin beyinlerini devamlı kurcalayacaktır.
Bu çocukların dirisine sahip çıkamayan devlet, hiç olmazsa bunu yapmalıdır. Hem de en kısa zamanda ve herkesi tatmin edecek ciddi delilleri teker-teker göstererek yapmalıdır…
İkincisi; Binlerce yıllık Türk Ordusunun Komutanının düştüğü acıklı durumdur.
Genel Kurmay Başkanlığının sitesine girdiğinizde, tarihçe bölümünde, Türk Ordusunun kuruluş yılının M.Ö 209 olduğu yazar. Doğrudur da. Ordumuzun kuruluşu Mete Han'a dayanır. Dünyanın en tecrübeli, birikimi en fazla olan ordusunun Komutanı, kendi sorumluluğu altında, 25 evladımızın şehit olduğu gün, AKP iktidarının 'cemaat kontenjanından' atadığı Vali'den hediye kabul edebiliyor!...
Bu, Türk Milletini derinden yaralayan bir olaydır.
Kamuoyundan gelen tepkiye Paşa'nın verdiği cevap, daha da vahimdir; 'Olay aniden gelişti, nezaketsizlik olmasın diye hediye kabul ettim!...'
Genel Kurmay Başkanlığının sitesine girdiğinizde, tarihçe bölümünde, Türk Ordusunun kuruluş yılının M.Ö 209 olduğu yazar. Doğrudur da. Ordumuzun kuruluşu Mete Han'a dayanır. Dünyanın en tecrübeli, birikimi en fazla olan ordusunun Komutanı, kendi sorumluluğu altında, 25 evladımızın şehit olduğu gün, AKP iktidarının 'cemaat kontenjanından' atadığı Vali'den hediye kabul edebiliyor!...
Bu, Türk Milletini derinden yaralayan bir olaydır.
Kamuoyundan gelen tepkiye Paşa'nın verdiği cevap, daha da vahimdir; 'Olay aniden gelişti, nezaketsizlik olmasın diye hediye kabul ettim!...'
Genelkurmay Başkanının her ziyareti önceden saniye-saniye planlanır. Nasıl bir şilt verileceği, ne çeşit bir hediye alınacağı, nerede fotoğraf için poz verileceği, şeref defterinin ne zaman imzalanacağı, basına neler söyleneceği bunların hepsi önceden planlanır. Yani Paşa, bilerek Vali'den hediye kabul etmiş ve ona şilt vermiştir.
Böyle bir zavallılığın basın için malzeme olacağını, bu olaydan Türk Milletinin incineceğini öngöremeyen bir komutan, maalesef Türk Milletinin şanssızlığıdır.
Bu kadar basit bir iletişim olayını göremeyen Paşa ve Kurmay heyetinin yaptığı ve yapacağı 'terörü önleme' planlamalarının benim için kıymeti sıfırdır.
Bu kafa mı terörü önleyecek? Kendini koruyamayan, kendini basına malzeme yapan Paşa mı bu dış destekli terörü önleyecek? Bu kafa mı, bizim büyütüp 'Peygamber Ocağı' bildiğimiz yere emanet verdiğimiz çocuklarımızı sağ-salim bize geri gönderecek? Of, of ölmüşüz, ağlayanımız yok…
Böyle bir zavallılığın basın için malzeme olacağını, bu olaydan Türk Milletinin incineceğini öngöremeyen bir komutan, maalesef Türk Milletinin şanssızlığıdır.
Bu kadar basit bir iletişim olayını göremeyen Paşa ve Kurmay heyetinin yaptığı ve yapacağı 'terörü önleme' planlamalarının benim için kıymeti sıfırdır.
Bu kafa mı terörü önleyecek? Kendini koruyamayan, kendini basına malzeme yapan Paşa mı bu dış destekli terörü önleyecek? Bu kafa mı, bizim büyütüp 'Peygamber Ocağı' bildiğimiz yere emanet verdiğimiz çocuklarımızı sağ-salim bize geri gönderecek? Of, of ölmüşüz, ağlayanımız yok…
Tüm bu acıların üzerine Başbakan Erdoğan parti toplantısındaki sözleriyle tüy dikiverdi;
'Bazı Emekli Paşalar, ocaklarına ihanet ediyor!...'
Bir emekli general, 'Afyon'daki olayın kaza ihtimali çok düşüktür' dedi ya, Başbakanımız sultanımız ona bozulmuş…
Sayın Başbakan; Ocağına ihanet edenlerin, ordudan irticai faaliyetleri sebebiyle atılan eski subaylar olduğunu, sahte delilleri üretmede malum merkeze destek verdiklerini, aynı askerlerin Suriye için asker eğittiklerini ve sizin emrinizde çalıştıklarını Türk Milleti isim-isim çok iyi biliyor.
Siz lütfen işinizi yapın, idari ve askeri sorumluları bulun, yargıya teslim edin. Terörü önlemek için doğru politikalar uygulayın. Her gün şehit vermeye devam ediyoruz. PKK bu ülkede yolların kontrolünü ele geçirmiş, devamlı yol kesip adam kaçırıyor. İnsanlar belli bölgelerde seyahat etmeye korkuyorlar. Kimsenin sizin gibi binlerce koruması yok.
'Bazı Emekli Paşalar, ocaklarına ihanet ediyor!...'
Bir emekli general, 'Afyon'daki olayın kaza ihtimali çok düşüktür' dedi ya, Başbakanımız sultanımız ona bozulmuş…
Sayın Başbakan; Ocağına ihanet edenlerin, ordudan irticai faaliyetleri sebebiyle atılan eski subaylar olduğunu, sahte delilleri üretmede malum merkeze destek verdiklerini, aynı askerlerin Suriye için asker eğittiklerini ve sizin emrinizde çalıştıklarını Türk Milleti isim-isim çok iyi biliyor.
Siz lütfen işinizi yapın, idari ve askeri sorumluları bulun, yargıya teslim edin. Terörü önlemek için doğru politikalar uygulayın. Her gün şehit vermeye devam ediyoruz. PKK bu ülkede yolların kontrolünü ele geçirmiş, devamlı yol kesip adam kaçırıyor. İnsanlar belli bölgelerde seyahat etmeye korkuyorlar. Kimsenin sizin gibi binlerce koruması yok.
Tüm bunların 'Siyasi Sorumlusu' sizsiniz. Demokrasinin en güzel tarafı hesap verebilme-sorabilme kurumunun işlemesidir. 'Haberim yoktu', 'ben bilmiyordum', 'görmedim', 'duymadım' gibi mazeretlere sığınamazsınız. Madem ki bu aziz milletin yönetimine talip oldunuz, size verilen emanetin esas sahibi olan Türk Milletine, Türk Tarihine ve Türk Yargısına hesap vereceksiniz…
Kendi çocuklarınızdan birini, Afyon'da paramparça olan yavruların birinin yerine koyun, ne demek istediğimi anlarsınız…