Sabancı Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof.Dr.Ali Çarkoğlu ve Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu’’nun, Ekim-Aralık 2009 da 65 İlde, 1600 haneyle görüşerek hazırladıkları çalışmalarının iki bölümünü incelemek istiyorum.’¶
Birinci Bölüm; ’“Türk Seçmeni son dokuz yılda sağa kaydı. Sağda yer aldığını söyleyenlerin oranı, aynı süre içinde %22,7 den, % 34,2 ye çıktı.’”
Klasik Türk Seçmen yapısını yıllara göre incelediğimizde; kendini ’“sağ seçmen’” olarak nitelendirenlerin oranı % 60 - %65 olarak değişmektedir. Son 9 yılda ki artışla bu oran %70 lere kadar tırmanmış görünüyor. Bu sonuçların analizi, hem sağ, hem de sol seçmenler ve partileri kapsayan çok ayrı bir inceleme konusudur.
Bugün yapmak istediğim, kendini bu % 70 lik sahada pay sahibi zannedenlerin gerçek durumlarını açıklığa kavuşturmaktır.
AKP: Milli Görüş geleneğinden gelen ve siyasi hayatlarının tamamında ’“Merkez Sağ’’ı’” reddeden AKP, 2002 seçimlerinden sonra devamlı olarak kendisinin bundan böyle Merkez Sağ’’da olduğunu söylemektedir. Merkez Sağ’’da olan boşluktan yararlanan AKP gerçekte ’“Tarikatlar ve Cemaatlerin’” desteklediği, uluslar arası güçlerin organizasyonundaki bir ’“Ilımlı İslam’” projesidir. AKP’’nin bu oy oranına sahip olmasındaki en büyük etken, Merkez Sağ’’da ki siyasi boşluktur.
MHP: Milliyetçi oylara sahip MHP, % 15’—18 oranında ki oy oranını arttırmak için, kendisini devamlı olarak Merkez Sağ’’da göstermeye çalışmaktadır.
DP: Demokrat Parti, Adalet Partisi, Anavatan Partisi, Doğruyol Partisi çizgisinde gelişen
Merkez Sağ ülkedeki hemen tüm eserlerin yapıcısıdır. Her on yılda bir yapılan darbelere, yok edilen kadrolarına, içerden ve dışarıdan takılan çelmelere rağmen 1993 yılında, Turgut Özal’’ın vefatı ve Süleyman Demirel’’in aktif politikadan ayrılmasına kadar, hem demokrasinin korunması ve geliştirilmesine hem de tüm ülkeyi eserlerle bezemeye başarıyla devam etmiştir.
Sonra gelen parti başkanlarının, Merkez Sağ geleneğinden olmamaları, Amerika’’yı Türkiye’’den daha iyi tanımaları, yatırımlarını ABD’’ye yapmaları,hırslarının akıllarından üstünde olmaları, mal varlıklarında birbirlerini aklama rezillikleri, Yüce divan korkuları, bu dev çınarın hayatını devam ettirmesini zora soktu. Ne zaman ki, Demokrat Parti ve o siyasi gelenekten gelen partiler küçüldü, ülke sıkıntıya düştü. O zaman Türkiye seçmeninin yaklaşık % 70’’ inin buluştuğu Merkez Sağ, akbabaların işgaline uğradı.

Bu gün de durum maalesef böyledir. Merkez Sağı sahiplenmesi, toparlaması ve tekrar iktidar yolunu açıp, ülkeye huzur ve kalkınma getirmesi beklenen Demokrat Parti, nerededir?

Ülkenin hangi problemi ile ilgili bir kamuoyu bilgilendirmesi, bir panel, ses getirecek bir meydan mitingi gördünüz veya duydunuz mu?Bırakın bunları 81 İl ve tüm İlçelerinde çalışan, halka açık, halkın yardımına koşabilecek örgütleri var mıdır?Yoktur. Anketlerde ’“ve diğerleri arasında’” gösterilmesi, tecrübe abideleri Sn. Cindoruk, Sn.Yılmaz ve arkadaşlarını rahatsız etmiyor mu?Yapamadığınızı kabullenmek için, %1’’in altına inmeniz mi gerekiyor?

Bu davranışınızla, tüm yatırımlarını Amerika’’ya yapan, malvarlığının hesabını veremeyen ve siyasete döndüğü anda hakkında her gün kaset- görüntü ile tüm DP’’lileri sokağa çıkamaz hale getirecek birine kapı açtığınızın farkında değil misiniz?
Ya siz Demokrat Parti’’nin fedakar teşkilat mensupları?Hem şikayet edip, hem susmak sizin gibi demokrasi savaşçılarına yakışıyor mu?Önünüzdeki kongrenin, sadece DP’’nin değil, Türkiye’’nin kaderi ile doğrudan ilgili olduğunu bilmiyor musunuz?
Sizlere bir ağabeyiniz olarak sesleniyorum; Lütfen bir araya gelin, kongrenin tanzimine el koyun. Kimlerle olmayacağını hem parti, hem de Türkiye kamuoyuna ilan edin. Gerisi üç günde tanzim edilir. DP hamurunda yoğrulmuş, görev bekleyen binlerce arkadaşınızın koşarak sizlere yardıma geleceğini göreceksiniz’…
İkinci Bölüm:
Yine aynı ankete göre; Son dokuz yılda, ’“Demokrasiden memnun değilim’” diyenlerin oranı, %29 dan, %50 ye yükselmiş. Bundan birinci derecede AKP sorumludur. Üretmeyen, istihdam yaratmayan, insan onuruna yakışır bir şekilde bölüşmeyen, üretim ekonomisinden, sadaka ekonomisine geçen, yolsuzluğun, yoksulluğun tavan yaptığı, Laik Cumhuriyetin ve Atatürk Türkiye’’sinin her gün örselendiği bir ortamda ne beklenebilir ki?
Peki, insanlara umut vermesi, moral aşılaması, her tarafı defolu bir AKP’’yi dahi yıpratamayan muhalefetin hiç mi kabahati yok?
Herkes kendi evinin önünü süpürürse, mahalle tertemiz olur. CHP, kendi seçmenine moral verecek bir seçimi başarıyla gerçekleştirdi.
Şimdi sıra Merkez Sağ’’ın yeni patronu olması gereken Demokrat Parti'de, o da başarıldığında, seyreyleyin siz Tayyip Bey’’deki kalp çarpıntısını’…