Metehan UD / EGEDESONSÖZ - Akfen Holding bünyesinde yer alan Akfen Elektrik Enerji Şirketi’nin Aydın’da inşa etmek istediği rüzgar enerji santrali ve elektrik depolama tesisi yargıya taşındı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın proje için vermiş olduğu ÇED olumlu kararının iptali için Akçay Havzası ve Madran Dağı Koruma Derneği tarafından dava açıldı.
Dava dilekçesinde, proje sahasının içme suyu kaynakları üzerinde yer aldığı, kuşların göç rotasında olduğu, ÇED sahasında zeytinlikler yer aldığı ve arkeolojik SİT sahalarının yanı başında yer aldığı belirtilerek verilen kararın hukuka aykırı olduğu ifade edildi. Söz konusu projenin orman, su, tarım, doğal SİT alanlarının yok olmasına neden olacağı ileri sürüldü.
Dava dilekçesinden kesitler:
- Proje kapsamındaki türbin sahaları ile şalt merkezi civarında su kaynağı olup olmadığı tüm ayrıntıları ile kesin bir şekilde ortaya konulmamıştır. Dava konusu Rüzgar Enerji Santrali inşası ve işletmesi esnasında bir çok alanda tahribat yapılacağı muhakkaktır. Doğal su kaynaklarının da bu tahribattan en olumsuz bir şekilde payını alacağı şüphesizdir. Bu nedenle doğal su kaynakları üzerine kurulması planlanan bu rüzgar elektrik santrali projesi alanında işletme faaliyeti yapılması kesinlikle düşünülmemelidir.
- RES projesinin yapılması planlandığı yer Bozdoğan ilçesinin eteklerine kurulduğu batı tarafında Çine, güneyinde Muğla ilçeleri bulunan üzerinde neredeyse 500 yıllık çam ormanları olan, bir o kadar da yerleşik insan hayatının olduğu, bölge halkı tarafından hayvancılık, tarım, arıcılık gibi alanlarda üretim yapıldığı geçimin bu sayede sağlandığı bir habitattır.
- Orman sahasında gerçekleştirilecek proje faaliyetlerinden dolayı ne kadar ağaç kesileceği, ağaç kesimlerinin 1000 yıllık kök sistemine sahip Madran Dağının orman bütünlüğünü bozup- bozmayacağı, kesilen ağaçların yerinin nasıl doldurulacağı, bu tahribatın ne kadar mali kayba sebep olacağı, bu kayıplar karşısında projeden elde edilecek yararın ne olduğu, kesin olarak belirlenmediği gibi, anılan yönetmelik hükümleri kapsamında " kamu yararı ve zaruret" olgularının birlikte değerlendirilmesi gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
- Madran Dağının en önemli göç yollarından biri üzerinde yer aldığı göz önüne alındığında, bölgede kurulacak rüzgâr enerji santrallerinin Türkiye’nin ulusal sınırlarını aşarak bütün bölge kuş çeşitliliği üzerinde olumsuz sonuçlar doğurması olasıdır. Tüm bu sebeplerle gerekli ve yeterli incelemeler yapılmadan ÇED olumlu raporu verilmesi hukuka aykırıdır.
- Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünün E-52623597-165.02.04-4287822 sayılıyazısıile"Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkındaki Yönetmelik" gereğince söz konusu mezar yapısının bulunduğu 177 ada, 9 parseldeki taşınmazın tapu kütüğü beyanlar hanesine "Kayaya Oygu Mezar Yapısı Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığıdır" şeklinde kültür varlığı şerhinden dolayı anılan projenin mezarın korunma alanı içerisinde kalan bölümüne ilişkin talebin uygun olmadığı bildirilmiş olmasına rağmen anılı yasal düzenlemelere göre koruma altına alınan bölgelerde hukuka aykırı olarak ÇED sürecinin “olumlu” karar ile sonlandırılması hukuka aykırıdır.
‘MADRAN’IN YAŞAM DOKUSU ALT ÜST OLACAK’
Derneğin avukatlarından Hüseyin Korkmaz “RES’in yapılacağı Madran Dağı, Türkiye’nin en güzel doğal su kaynaklarının olduğu bir bölge. RES’ler de bu doğal su kaynaklarının üzerine kurulacak. ÇED kararı verilirken bu dikkate alınmamış. RES sahasının etrafından büyük kestane, ceviz ormanları var. RES çalışmalarında bu ormanlık alanda büyük zarar görecek. Bunlar da ÇED dosyasında yer almamış. Bölge aynı zamanda mera ve göçerler tarafından kullanılıyor. Hayvanlarını otlattıkları bir alan. Oradaki RES çalışması hayvancılığa da zarar verecektir. Madran Dağı’nın doğası su şirketleri ve taş ocakları tahrip edilmiş durumda. Şimdi yeni bir linyit ocağı açılacak. Bu RES’le birlikte Madran Dağı’nın bütün yaşam dokusu alt üst olacak. Orada canlıların yaşama şansı kalmıyor. Biz bunların olmaması için davayı açtık. Madran Dağı aynı zamanda bir inanç merkezi. Madran Dağı’nın tepesinde Madran Dağı’na adını veren türbe. Bu türbe her mezhepten insanların ziyarette bulunduğu bir alan.” dedi.
PROJE HAKKINDA
1/100.000 ölçekli Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planı’na göre , türbinler, elektrik depolama tesisi, şalt sahası ve idari bina, mera, orman, tarla, incir ve zeytin bahçelerine dikilecek.
2297 AĞAÇ KESİLECEK
Kuşların tali göç yolu üzerinde kalan türbin sahası aynı zamanda 18 endemik bitki türüne de ev sahipliği yapıyor. Proje alanı bölgenin içme suyu kaynaklarının üzerinde inşa edilecek. Proje için 126 bin 346 metrekarelik ormanlık alandaki 2 bin 297 adet ağaç kesilecek.
MADRAN BABA TÜRBESİ’NE KOMŞU
Türbinler ise Madran Dağı’na ismini veren Madran Baba Türbesi’nin yanı başında yükselecek. ÇED sahası, arkeolojik SİT sahasına ise 5 metre uzaklıkta yer alacak. Madran Baba’nın Türklerin Anadolu’da yayılmaya başladığı dönemlerde bölgeye gelmiş bir eren, derviş ya da bir Alevi Dedesi olduğu tahmin ediliyor. Madran Baba adına bir dönem, Geleneksel Madran Baba Alevi Tahtacı Şenlikleri düzenleniyordu.
AKFEN HOLDİNG HAKKINDA
Akfen Elektrik Şirketi ise Akfen Holding bünyesinde yer alıyor. Holdingin başında ise iktidara yakınlığı ile bilinen Hamdi Akın yer alıyor. Akfen Holding aldığı ihalelerle de dikkat çekmişti. Hamdi Akın’ın ismi Paradise Papers belgelerinde de geçiyor. 'Vergi cennetleri'nin olanaklarından yararlanarak zenginlerin nasıl daha da zenginleştiğini ortaya koyan Paradise Papers'a göre Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, "altın müşteri" olarak niteleniyor.
MADRAN DAĞI HAKKINDA
Aydın’ın en yüksek dağlarından olan Madran Dağı adını zirvesinde bulunan Madran Baba yatırından almaktadır. Madran Dağı barındırdığı su kaynakları ile Türkiye’nin en kaliteli kaynak sularının çıktığı bir dağ olarak biliniyor