Kartalkaya’daki otel yangını felaketinde…

Çoluk çocuk…

Anneler babalar…

Oteli personeli dahil…

“78 kurban” verdik…

Kahroldu, memleket…

Karne tatili zehir oldu…
Acısı hala kalbimizde kor ateş…

***

Yanarak feci şekilde ölmemek için…

Kendini…

Otelin bilmem kaçıncı katından aşağıya bırakanlar vardı…

Türkiye’nin yaşadığı en acı gecelerden biriydi…

Üstelik…

2025 yılını yaşıyorduk…

Her şeyimiz vardı…

Ancak…

Gördük ki…

Korkunç ihmaller ve insani hatalar…

Dönüp dolaşıp yine “insanı” canından ediyordu…

Belli ki…

Her zaman olduğu “kader” deyip…

Her şeyi unutacağız…

Oysa acılardan ders almak bir insani değerdir!

Tarih bunları yazacak…

Hatta…

“Bu kadarı da olmaz!” örneklerini sıralayacak…

Gelin görün ki…

Ders alıyor muyuz acaba?

***

Facianın üstünden 11 gün geçti…

Hala gerçek anlamda sorumluları belirlenmedi…

78 insanımızın can verdiği facia için…

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde acil toplantı yapıldı…

Mevcudun “593” kişi olması gerekiyordu…

Ha’di…

Hastalar olabilir…

Tedavi görenler olabilir…

Seyahate çıkmış olanlar…

İzin yapanlar olabilir…

Ama…

Şu tablo herkese batar!

Cehennem alevlerinin arasında…

Hayatını kaybeden 78 insanımızın acısı yürekleri dağlarken…

Gazi Meclis’teki “Kartalkaya Oturumu”na…

“78 milletvekili bile katılmadı!”

Kaç vekilimiz vardı, diye merak ediyorsunuz di’mi?

Muhalefetten 30…

İktidardan ise sadece 5 milletvekili...

Belki de…

Gelmiş – geçmiş en acı tablo…

Önceki gün TBMM’de yaşandı…

***

Peki, neler yaşandı TBMM’de diye…

Her zaman olduğu gibi vekiller arasında tartışma çıktı…

CHP listesinden TBMM’ye giren İstanbul Milletvekili Bülent Kaya…

Turizm Bakanı’nı hedef aldı ve dedi ki:

“İnsanımız feryatlar içerisinde, diri diri yanarak hayatını kaybediyorsa Turizm Bakanı pişkin bir şekilde o koltukta utanmadan oturamaz arkadaşlar, oturamamalı… İstifa etmiyorsa, hiç olmazsa her zaman yaptığınız gibi, (Görevden affı istendi) diye azil mekanizmasını harekete geçirmelisiniz… Azledilmediği her gün topyekün iktidarınızın tamamı bu vebalin ortağıdır…”

***

Soru şudur…

Neden acıyla yoğrulmuş böylesi olayların adli çalışmaları…

“Dede Korkut Hikayeleri” gibi…

Uzadıkça uzuyor?

Mesela…

Ha’di birileri aslanlar gibi cevaplasın şu soruları:

“Yangın alarmı ve duman dedektörleri neden çalışmadı?”

“Yağmurlama sistemi yok muydu?”

“Güvenlik zafiyeti bu kadar mı olur?”

***

Dr. Saadet Alkış…

Türkiye'nin ilk kadın yangın yeri inceleme uzmanı…

Omay yerine ulaşınca…

İlk sözü ne oldu biliyor musunuz?

“Yağmurlama sistemlerinin devreye girmesi gerekirdi…”

Dahası var…

Yine Dr. Saadet Alkış diyor ki:

“Yangın yerinde 15 dakikadan fazla kalınmaması lazım… İnsanlar yangında yanarak ölmez, dumandan zehirlenerek ölür… Yanan yer otel; akrilik malzemeler çok ve sünger yataklar var... Süngerin içinde siyanürlü malzemeler var… Bunların dumanı çok hızlı kanı kirletir ve iç organ kanamaları başlar… Bu otel için tek bir cümle kurulabilir; (Güvenlik zafiyeti var.) İnsanlar tahliye olamamışsa burada zafiyet var demektir... 12 katlı bir yerde çarşafla tahliye insanlara reva görülmemeli…”

***

Bitiriyoruz…

Çoğu yavruları ile “karne hediyesi” tatiline gitmişlerdi…

Üstelik çuvalla para vererek…

Cumhuriyet Gazetesi…

“Acıların Oteli”nde iki kişilik gecelik konaklama fiyatının…

“37 bin TL” olduğunu gösteren görseli paylaşmıştı…

Dahası var…

Belki de en “acıklı” anlatım…

Bolu’daki 78 kişinin can verdiği yangından kurtulan…

Otel çalışanı Mehmet Can Gezici’nin sözlerinde saklı…

“Kabus filmleri”nden farksız…

NTV yazdı; diyor ki Gezici:

“İnsanlar çocuklarını hayatta kalabilsin diye aşağıya atmak zorunda kaldı... Kurtulan da pek olmadı… Otele bakınca tekrar o anlar aklıma geliyor… Yardım çığlıklarına cevap veremedik…”

An itibarıyla…

Sekiz müfettiş bu olayı inceliyor…

Gözaltı sayısı 28'e yükseldi…

Otel sahibi ve otel çalışanlarının aralarında olduğu 19 kişi tutuklandı…

Yedi kişi hakkında da adli kontrol kararı verildi…

Bakalım…

Bu vakanın dosyası nasıl kapanacak?

Nokta…

Sonsöz: “İnsanı ateş değil; kendi gafleti (aymazlık) yakar… / Hz. Mevlana…”