İYİ Parti'nin patroniçesi...
Büyük olasılıkla...
'CHP'ye minnettar olduğu' günleri unuttu!
Unutmasa...
Şu son derece ağır sözcük demetini...
İzmir'den...
Bağıra bağıra Türkiye'ye yollamazdı:
'Birine göre sen gavur İzmir'sin, diğerine göre sen mecbur İzmir'sin... Hadi oradan!'
Ata'dan İzmirli olarak siz yine de...
'Siyaset'te her şey mübah!' diyenlere inat!
Koyun bunu bi'kenara...
***
Gidelim...
Taaa, 2017'nin Ekim ayının son günlerine...
Meral Akşener İYİ Parti'yi yarattı...
Ne var ki...
Sayısal olarak TBMM'de grup kuramıyordu...
İmdadına CHP yetişti...
Altıok'tan 15 milletvekili istifa ederek İYİ Parti'ye geçti...
Meral Akşener, mutlu oldu...
Ana Muhalefet Partisi'ne...
Türkiye'nin huzurunda minnettarlığını dile getirdi:
'CHP ve değerli Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun ortaya koyduğu tavır her türlü takdirin üzerindedir... Tarihi bir demokratik tavırdır... Siyasi demokrasi tarihimizde övgüyle yerini alacaktır...'
Aslında...
İYİ Parti'nin Genel Başkanı
Çok anlamlı bi'şi daha dedi:
'İYİ Parti'yi seçimlere sokmama teşebbüsü, demokrasiye saldırıdır...'
Türkiye, O'nun ne denli...
Haksızlığa tahammül edemeyen bir lider olduğunu o gün anladı...
***
Bunların hepsi geride kaldı...
Yıldız Tarihi'nde kayda düşecek tek olay ise unutulmuyor...
O da...
Siyaset'te ilk kez...
Etrafında...
Altı parti liderinin oturduğu masayı...
'Ha'di bana eyvallah...' diyerek deviriverdi...
Nedenini baş yaşındaki yumurcaklar bile biliyor...
Huzursuzluğun önüne geçilemiyor...
Buna karşın 'Cumhur İttifakı' prim üstüne prim yapıyor...
Görenlerin, duyanların...
Kalbi fesat olsa...
'İktidar Partisi'nin ekmeğine yağ sürüyor' diyecek!
***
İYİ Parti'nin patroniçesi...
Neden kızgın?
Ankara ve İstanbul belediye başkanlarından...
Hiç olmazsa biri...
Cumhurbaşkanı adayı olamadı diye...
Olsalardı...
Beştepe'yi kazanabilirler miydi?
O da karanlık...
***
Meral Akşener'in...
CHP'ye kızıgınlığı geçen yılın haziranından beri sürüyor...
Belli ki...
O kocaman kırgınlık bitecek gibi değil...
Öyle ki...
Geçen Haziran'da rüzgar değiştirdi; CHP ile...
İpleri tamamen kopardı:
'CHP'den 15 milletvekili istemek hayatımın en büyük pişmanlığı... Anlıyoruz ipin ucu kaçtı... Dengelemeye çalışıyorsunuz... Aynı İstanbul'un kazanılmasının sebebi HDP dediğiniz gibi... İyi bundan sonra size hayatta başarılar...'
***
Manzara tam da böyleyken...
Yıllar öncesini hatırlattı; 'Alacaklıyım' deyiverdi...
Ardından...
CHP'den nasıl 'alacaklı' olduğunu da açıkladı:
'O 15 milletvekili mevzusunun bir ödemesi varsa, İstanbul ve Ankara'yı hediye ederek kendilerine ödedik; hala alacaklıyız...'
***
Geçen hafta İzmir'e geldi Akşener...
Kentin yerel yönetimini beceriksizlikle suçladı...
Bilenmiş bıçak gibiydi...
Gören gözlere 'rota' gösterdi:
'Arka sokaklara gidin; İzmirli olarak kabul edilen, kendini İzmirli olarak kabul eden insanlara karşı hizmetsizliğin nasıl nefret oluşturduğunu görürsünüz...'
Abooov!
İş, İzmir'e 'Tu kaka..' demeye geldi...
Tamam da...
Kendi ifadesiyle...
'Arka sokaklarına gidin bi'bakın...' dediği İzmir'i...
Yeni yeni mi keşfediyor acaba?
Bu kentin arka sokakları...
Sayın Genel Başkan...
İYİ Parti'yi kurduğunda da böyleydi...
Hatta...
Bir asır önce de öyleydi...
Demek ki...
Sayın Akşener, İzmir'i...
Sadece kalpleri mest eden fotoğraflarından tanıyor galiba...
Güzel İzmir...
Hanımefendi Genel Başkan olmadığı zaman da böyleydi...
Hatta...
CHP, 15 milletvekili verdiğinde de böyleydi!
***
Sayın Akşener'den...
Yürek hoplatan bi'tespit daha...
Yine diyor ki, İzmir için:
'Kendini İzmirli olarak kabul eden insanlara karşı hizmetsizliğin nasıl nefret oluşturduğunu görürsünüz...'
Amanın; 'nefret' de nereden çıktı...
İnsan yaşadığı yerden nefret eder mi?
Kaldı ki...
İzmir'in 'arka sokakları' da güzeldir...
Madem size göre bu kadar dökülüyor bu kadim şehir...
Neden?
Bu kadar çok göç alıyor?
Neden?
Yaşamak için birinci derecede tercih ediliyor İzmir?
***
Bir kenti kötüleyerek; 'Tu kaka' diyerek...
Kalbini fethedemezsiniz...
Fethetmek...
Sevmekle başlar...
Aşk da böyle değil mi?
Kalpler kazanılmadan...
Kuru kuru...
'Seni seviyorum...' demek yeterli mi?
***
Bitiriyoruz...
İYİ parti Genel Başkanı Sayın Akşener...
CHP'ye kızıyor...
Acısını İzmir'den çıkarıyor...
Bu kentin suçu ne?
'Elmalarla armutlarını karıştırmayalım lütfen...'
İYİ Parti'de istifaların önü alınamıyor...
Sinirler bozuksa...
Durup, dururken...
Neden?
İzmir'in fiyakasını bozacak cümleler kurulsun?
İnsan üzülüyor...
Altılı Masa devrildikten sonra...
Hiçbir şey eskisi gibi yürümüyor İYİ Parti'de...
Noktayı koymadan önce...
Sayın Akşener'in...
Taaa...
2018'in 17 Şubat'ında...
İzmir'i ziyaretinde...
Bu kadim şehir için söylediklerini hatırlayalım:
'İzmir'e her geldiğimde inancım ve ümidim artarak...
Bu yolda yeniden dimdik yürüdük...
Allah İzmirliler'den razı olsun...
İzmir sahte Atatürkçülere, sahte kabadayılara...
'Yeter, söz İzmir'indir' diyen İzmir'dir...
Allah sizleri var etsin... Allah sizleri her daim mutlu, mesut ve muzaffer kılsın...'
İzmir, o lideri alkış yağmuruna tuttu o gün...
Kentin arka sokaklarında oturanlar ise daha güçlü alkışlıyorlardı!
Nokta...
Hamiş: Bazılarımız hatırlamaz, çünkü aradan 14 yıl geçti... Bu kente en ağır, en üzücü benzetmeyi, bir zamanların Milli Eğitim Bakanı ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik yapmıştı; şu sözleri söyleyerek: 'Nur topu gibi pırıl pırıl bir çocuğa benziyor... Ama bu çocuğun yüzü gözü kir pas içinde, burnu akmış vaziyette...' Söyledi de ne oldu? Sayın eski Bakan pek ortalarda yok ama bakın, İzmir aynı İzmir...'
Sonsöz: 'Kusur bulmak için bakma birine, bulmak için bakarsan bulursun, kusuru örtmeyi marifet edin kendine... / Hz. Mevlana...