Çocukluk yıllarımda, köy yerlerinde tarlada uyuyan birinin ağzından yılan girdiğini duyardık. İnsanın vücuduna giren yılanı çıkarmanın çok zor bir iş olduğunu doktor arkadaşlarım hep söylerler.
Gerçi bilinçsizce kullanılan zirai ilaç ve gübreler yüzünden, tarlalarda böcek-yılan da kalmadı. Artık böyle olayları pek duymuyoruz.
Her şeyi bozduğumuz gibi doğanın dengesini de bozduk!
Fakat 11 yıllık AKP iktidarı süresince çok sayıda 'Siyasi Yılan'ın varlığını gördük.
Kimi 'Cemaat' , kimi 'Tarikat' , kimi 'Kürtçü Bölücü' , kimi
'Mücahit-Müteahhit-Her şeye Müsait' kılığına girip AKP'nin içine kaçtılar. Buradaki en önemli konu, Erdoğan'ın iktidara gelmek için bunları bünyesine kendisinin kabul etmesiydi. İktidara gelebilmek uğruna Erdoğan, bunların gerçek yüzlerini ve niyetlerini bile-bile partisinin içine aldı.
Bu asalak tipler asla doymak bilmezler. Dilim-dilim, adım-adım siz verdikçe daha fazla isterler. Bünyenin zayıf düşmesi-hastalanması bunları hiç ilgilendirmez. İstemeğe ve istediklerini zorla da olsa almaya devam ederler.
Cemaat ile AKP arasında son günlerde tekrar alevlenen 'çıkar kavgası' anlattığım olayın örneklerinden sadece biridir. Cemaatin 'Yargı ve Emniyet' örgütlenmesi, ele geçirdiği bu mevkilerden bir santim bile gerilemek istememesi yüzünden aralarında kamuoyuna yansımayan çok ciddi bir kavga vardır.
Kürtçü-Bölücü PKK Narko-Terör örgütü de, Erdoğan'ın Kürtçü danışmanları-Devlet düşmanı köşe yazarları ve eşbaşkanı Obama tarafından AKP'nin içine atıldı. Başına gelebilecekleri göremeyen Erdoğan, bu yılan çetesine bir kısım haklar vererek tatmin edeceğini ve oylarını alacağını zannetti. Ama Erdoğan'ın vücudunu kemirdikçe güçlenen çete hep daha-daha diye bağırıyordu.
Kendi asayiş güçlerini kuruyorlar, kendi vergi toplama kadrolarını oluşturuyorlar, açıkça bölünmeyi ve ayrı devlet kurmayı istemeye devam ediyorlardı.
Bu kadar darbeye hiçbir insan bünyesinin dayanması mümkün değildir.
Nitekim Erdoğan'ın bünyesi de dayanamadı. Yılanların tahribatı onu
'Kolon Kanseri' denen illete yakalattı. Bir operasyonla bağırsaklarının 25-30 santimi alındı. Kendine iyi bakması ve her gün serum yoluyla güçlü olarak takviye edilmesi gerekiyordu.
Fakat vücut takviye edildikçe, öncelikle yılanlar besleniyor ve vücudun direncinden daha hızlı olarak bunlar güçleniyordu.
Erdoğan'ın yüzüne dikkatlice bakarsanız, yılanların verdiği tahribatın izlerini net olarak görebilirsiniz.
Erdoğan artık her fırsatta hastaneye yatıp, tıbbi destek almak zorundadır.
Son 4-5 gündür ortadan kaybolmasının esas nedeni de destek tedavisi içindir.
Erdoğan içindeki yılanları dışarı atmazsa, düzelmesi maalesef mümkün değildir. Erdoğan bunları içinde tutmaya devam ettikçe, hepimiz için kaçınılmaz olan son, onun için çok çabuk gelecektir.
Bu yılanların panzehiri güçlü bir 'Ulus Devlet' yapısı, 'Laik Cumhuriyet' ,'Hukuk Devleti' ve açıklık, şeffaflık içindeki bir demokratik rejimdir. Böyle bir rejimde, kişilerin ibadet ve inanç özgürlükleri Anayasa korumasına alınacak, herkes inandığı gibi yaşayacaktır.
Sadece inanan insanlarımızı, din adına sömüren illegal kuruluşlara-sadaka dolandırıcılarına -seccade şeytanlarına ve Kürtçü Bölücü Uyuşturucu kaçakçılarına ve bunların yurt dışındaki destekçilerine yaşama hakkı verilmeyecektir.
Başbakan Erdoğan'ı son kez uyarmak istiyorum;
Sayın Erdoğan, bunlara güvenmekle hayatının hatasını yaptığını yeni-yeni anlamağa başladın. Bunları içinden atmazsan, başın çok kötü derde girecek.
Türk Milletine güven ve kendini millete teslim et. Ülkenin başına bela ettiğin
bu yılan-çıyan takımını içinden atmazsan, onlar seni çok yakında bitirecekler.
Demedi deme.