Milli Eğitim Bakanlığı'nın Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nde yaptığı değişiklikle, okullarda ibadethane açılmasına izin çıktı. Bakanlık, illerin valiliklerine yazı göndererek okullarda gerekli çalışmaların yapılmasını istedi.
Dokuz Eylül Gazetesi’nden Umut Karakoyun’un haberine göre Yine Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından üst yazıyla gönderilen talimatta Camii ve Gençlik temalı etkinlikler kapsamında öğrencilerin camilerde devam eden sabah namazı buluşmaları ve hadis derslerine katılımının sağlanması talimatı verildi.
Resmi yazıda “Gerçekleştirilmesi planlanan bu etkinliklerin verimli bir şekilde icra edilmesi için gerekli planlama ve hazırlıkların yapılmalıdır” denildi. Eğitim ve Bilim İş Görenleri Sendikası (Eğitim İş) İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Bülent Turan, yetkililere, “Cemevi ve Sinegog da açacak mısın?” diye sordu.
LAİK EĞİTİME DARBE
Eğitim İş İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Bülent Turan, “Bütün okullar aşağı yukarı İmam Hatipleştirildi. Bunun bir sonucu olarak okullara ibadethane yapma zorunluluğu getirildi. Bu AKP iktidarının laik eğitime vurduğu darbelerden biridir. Yetkililere sormak lazım; Ceme Evi ve Sinegog da açacak mısın? Ya da buna benzer talepleri olanlara uygun ortamları sağlayacak mısın? Bizim okullarımız genelde formal eğitim veren okullar. Ne spor salonu, ne kütüphanesi ne de öğretmenlerin çalışma ortamında motivasyonu artıracak uygun ortamlar yok. Bakanlık, İmam Hatip Okullar'na gösterdiği özeni bu ibadethaneler için de göstererek okullara yazı gösterdi. Uygun yerlere havadar yerlerde ibadethane açılmasını istedi. Milli Eğitim, laik eğitim esaslarına göre öğrenci yetiştirir. Sanat eksik, müzİk eksik, spor eksik, bir tek ibadethanesi mi kaldı bu okulların?” dedi.
MEDRESEYE DÖNÜŞÜM
Yapılanların yanlış olduğunu ve laik eğitime darbe vurulduğunu söyleyen Turan, doğabilecek sorunlara dikkat çekerek yetkilileri şöyle uyardı: “İmam Hatiplerin özendirilmesi, ibadethanelerin açılmasının zorunlu hale gelmesi, türbanla ilgili değişiklikler, okullarda türbanın meşru hale getirilmesinin amacı, laik eğitimi ortadan kaldırmaktır. Tek mezhep, tek din üzerinden gelecek kuşaklar biçimlendirilmeye çalışılıyor. Bunun altından kalkılamaz. Eğitim birliğinin zedelenmesine neden oluyorlar. Okullar medreseye dönüştürülüyor. Okullar medrese değil. Okullar bilim, sanat üreten yerlerdir. Türkiye'de din işleri ile toplum işleri artık bir birine karıştırılmaya başlandı. Gençlik ve camii buluşması adı altında haftalar düzenleniyor. İktidarın laik ve bilimsel eğitimden elini çekmesi gerekiyor. Camisi ayrı okul ayrı... İslam Türkiye'de ortaçağını yaşıyor.” (Dokuz Eylül Gazetesi)