Sayid Tarantino ile yeni bir filmde buluşuyor

Tüm dünyada izlenme rekorları kıran, geçtiğimiz ay tartışmalı bir finalle ekran yolculuğunu noktalayan Lost’’un yıldızlarından Naveen Andrews, Quentin Tarantino ile yeni bir film çekecek.’

 

 

İzlemedim işte. Lost’’a özel bir durum değil, rol aldığım hiçbir diziyi izlemiyorum.

 

Bir süre dizideki karakterlerin neden ölüp ölüp dirildiklerini anlamadığı için soranlar vardı.

 

Vermeyi çok isterdim ama şirket KGB gibi çalışıyordu. Bölüm halindeki senaryolar şirketin adamlarıyla geliyor, bize teslim ediliyor ve setten çıktığımızda evimize arabalarla bırakılıyor ve sözleşmeler imzalıyorduk. Bir sonraki aksiyonu bilmediğimizden verilecek sır olmuyordu. Böylesine gizemli bir projede yer almamıştım. Ancak KGB’’de bu kadar gizlilik olabilir.

 

Senaristler öyle istedi. Ama senaryonun öyküsü tüm karakterler için dengeli bir dağılım içindeydi.

 

-İkiz kulelere yapılan saldırıların etkisi geçmemişken, Iraklı bir karakter olarak karşımıza çıktınız. Yakın çevrenizde nasıl tepkiler aldınız ve siz nasıl hissettiniz?

Siyah ve beyaz gibi keskin çizgileri olan bir karakter değil Sayid. Çok kompleks bir karakter olduğunu düşünüyorum. Eğer Sayid çok düz bir karakter olsaydı bu teklifi kabul etmeye bilirdim ama öyle olmadı. Üstelik Amerika’’da Iraklı Sayid çok sevildi.

 

-İngiliz Hasta filmi ilk önemli işiniz oldu, sonra Kama Sutra adında bir filmde rol aldınız. Ardından büyük proje Lost. Yıllar içinde kariyerinizdeki gelişimi anlatabilir misiniz?

26 yaşındaydım, İngiliz Hasta ve Kama Sutra’’da rol aldığımda. O zamanlar bir çok yönden farklı biriydim. Geriye baktığımda hayatımın çok değiştiğini görüyorum. 35 yaşında Lost’’a başladım, şimdi 41 yaşındayım. Altı yılda güzel gelişmeler oldu.

 

Kesinlikle John Lock.

 

Maggie Grace oldu ama sonra onu öldürmek zorunda kaldım, üzgünüm Maggie.

 

 

Bu nu ne re den bi li yor su nuz?

 

Aaa Planet Terror, tamam! Yeni bir film projemiz var ama bu konudan bahsetmem yasak.

 

Durduk yere bilgi vermiş oldum. Evet doğru, ama bu konuyu konuşmamalıyım, dünya basınında ilk sizin gazeteye vermiş olduk bu bilgiyi.

 

Sanırım dil yüzünden bir anlaşmazlık oldu. Çünkü ben İstanbul’’a Konstantin

demedim, Bizans’’ı okuduğumdan dolayı geçmişini de dile getirerek cümle kurdum. Yoksa Atatürk’’ün bu ülkenin geleceğini ne denli doğru yönlendirdiğini, kadınlara verdiği önemi, ülkesini nasıl sevdiğini biliyorum.(Habertürk)