İZMİR - İzmir'in Konak Meydanı'na 1901 yılında Sadrazam Mehmet Said Paşa tarafından, 2. Abdülhamit'in tahta çıkışının 25. yılı şerefine yaptırılan saat kulesi ile ilgili fıkra gibi bir gerçek ortaya çıktı. Kentin simgesi haline gelen tarihi yapının, 110 yıldır tapusuz olduğu anlaşıldı. Egeli Sabah’tan Sezen Özsavrangil’in haberine göre geçen yıl İzmir ve çevresiyle ilgili kadastro çalışması başlatan Tapu Bölge Müdürlüğü, tarihi saat kulesinin tapu kaydının olmadığını tespit etti. Bu durum, İzmir Defterdarlığı Milli Emlak Başkanlığı'na bildirildi. Yapılan çalışmanın ardından saat kulesi, hazine adına tescil ettirilerek tapu kaydı altına alındı. İzmir Defterdarlığı, önceki gün gönderdiği yazıyla saat kulesini, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devretme teklifinde bulundu.
HAYRETE DÜŞÜRDÜ
Uzun yıllardır anlatılan dolandırıcılak hikayelerine konu olan, bazı uyanıkların sahte tapu ile köyden göç eden vatandaşlara sattığı saat kulesi ile ilgili şaşırtan gerçek kamu görevlilerini bile hayrete düşürdü. Kulenin tapusunun olmadığını tespit eden Milli Emlak Müdürlüğü Yetkilileri, hemen harekete geçtiklerini belirterek, "Konak'ta Ahmetağa Mahallesi sınırlarında 282 ada 1 parselde bulunan ve üzerinde tarihi 'saat kulesi' nin yer aldığı taşınmazın maliye hazinesine tescilini sağladık. Böylece, kentin simgesi olan saat kulesi, geçtiğimiz Mayıs ayında ilk tapusuna kavuşmuş oldu" diye konuştu.
KORUMA KURULU İNCELEYECEK
Tapusu olmayan saat kulesi'nin Konak Belediyesi tarafından hazırlanan imar planlarında da görünmediği anlaşıldı. Milli Emlak Müdürlüğü, Konak Belediyesi'ne plan durumunun incelenerek, kule ve etrafının işlenmesi için yazı gönderdi. Ayrıca, önceki gün 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu Başkanlığı'na da gönderilen yazı ile tarihi kulenin, Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu kapsamında kalıp, kalmayacağının bildirilmesi istendi. Bu kanun kapsamında kalması halinde saat kulesi'nin Kültür ve Turizm Bakanlığı'na tahsis edileceği öğrenildi.
BÜYÜK EKSİKLİK
Dokuz Eylül Üniversitesi Tarih Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Fikret Yılmaz, İzmir'deki kadastral çalışmaların bugüne kadar yapılmamasının büyük eksiklik olduğunu söyledi. Yılmaz, "İzmir gibi nüfus kompozisyonu değişmiş şehirlerde, kadastral çalışmaların çok geç yapılması nedeniyle bu tür durumlara rastlanıyor. Osmanlı döneminde bu çalışma yoktu. Devlet arsalarının üzerine hertürlü inşaatı yapıyorlardı. Türkiye'de belediyeler çok geç kurulduğu için kadastro çalışmaları da geç kaldı. saat kulesi'nin yapımına 1900 yılında başlanıyor. O zamanki vali buna karar veriyor. 1901 yılında da hizmete açılıyor. Şu andaki eserlerin hemen hemen hepsinin, vakıflar hariç, tapu durumu aynıdır. Hükümet Konağı, Kadın Doğum Hastanesi, İzmir Devlet Tiyatrosu, Alsancak ve Basmane garları, Hisarönü Camii için de aynı durum söz konusu olabilir. Bunların bir an önce sayımının yapılarak işlemlerinin tamamlanması lazım. İmparatorluktan günümüze geçmiş ve ihmal edilmiş. Bunların şimdiye kadar yapılmamış olması büyük eksiklik" diye konuştu.
SAAT KULESİ’NİN TARİHİ
İzmir saat kulesi, çok eski yıllarda saatin pahalı bir araç olması nedeniyle kurulmuştur. II. Abdülhamit'in tahta çıkışının 25. yılı için 1901'de Sadrazam Mehmet Said Paşa tarafından Alman Konsolosluk binasını da inşa eden mimara yaptırılan kule, 25 metre boyundadır. Dört tarafında çeşmeler bulunan kulenin saati, Alman İmparatoru II. Wilhelm tarafından armağan edilmiştir. saat kurulduğu günden bu yana yalnızca bir kere durmuştur. 5.2 şiddetindeki 1974 İzmir Depremi sırasında hasar alan kulenin saat kadranları üzerindeki son kat yıkılmış ve saat depremin oluş saati olan 02:04'te durmuştur. İki yıl içerisindeyse kule onarılmış ve saat tekrar çalışır vaziyete getirilmiştir. Kulenin üzerindeki Osmanlı tuğrası ve Osmanlı'ya ait işaretler daha sonra kaldırılmıştır.(Egeli Sabah – Sezen Özsavrangil)