HABERLER>GÜNCEL
20 Şubat 2012 Pazartesi - 15:24

Merakla beklenen DDK'nin Dink raporu açıklandı

Devlet Denetleme Kurulu (DDK), Hrant Dink cinayetiyle ilgili raporunu tamamladı. Raporda, ''failler kısa sürede yakalanmasına rağmen sistematik sorunlar nedeniyle yargılama süreci hızlı sürdürülememiştir'' denildi.

Merakla beklenen DDK nin Dink raporu açıklandı

653 sayfalık raporun sonuç bölümünde özetle şu ifadelere yer verildi:
- Kamu görevlilerinin soruşturulmasına hatalar var
- Tüm kamu görevlileri ilk derece mahkemelerde yargılanmalı
- Dink'in korunmasında istihbarat birimleri işbirliğine gitmedi
 
Raporda şu konulara dikkat çekildi:
AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 19.01.2007 tarihinde öldürülmesi olayı ile ilgili olarak, idari soruşturma süreçleri tamamlanmış ve konu birçok yönüyle yargı organlarına intikal ettirilmiştir. Konunun adli yargıyı ilgilendiren safahatında da ilk derece mahkemesi tarafından yargılama tamamlanmıştır.
Hrant Dink’i öldürenlerin güvenlik kuvvetlerince çok kısa sürede yakalanmış olmasına rağmen, soruşturma ve yargılama süreci; sistemik bazı sorunlar nedeniyle aynı oranda etkin, düzenli ve hızlı sürdürülememiştir. Bu nedenle, kamuoyu ve Hrant Dink ailesi, cinayete ilişkin olarak gerek idare gerekse yargı organlarınca gerçekleştirilen soruşturmalardan/kovuşturmalardan tatmin olmamıştır. Özellikle, Hrant Dink’in öldürülmesi sürecinde sorumluluğu olduğu iddia edilen kamu görevlilerinin yargılanamadığı ve yakalananlar dışındaki cinayetin gerçek faillerine ulaşılamadığı iddiaları, soruşturma/kovuşturma süreçlerinin başından itibaren eleştirilerin temelini oluşturmuştur.
 
Konuyla ilgili olarak kamu görevlileri hakkında yapılan tüm inceleme, araştırma ve soruşturmalara ilişkin bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi sonucunda özetle;
 
- Hrant Dink'e yönelik bir tehlikenin varlığının Emniyet ve Jandarma personelince öğrenilmiş olduğu, Hrant Dink’in korunmasına yönelik istihbarat birimlerinin gerekli çalışmaları yapmadığı ve işbirliğine gitmediği, idari makamların Hrant Dink’e yönelik oluşan riskleri bilebilecek durumda olmalarına rağmen, her kademedeki sorumluların zincirleme eylemleri sonucunda tehlikeyi önlemek için gereken tedbirlerin alınmadığı, tehlikenin gerçekleştiği ve Hrant Dink’in yaşamını yitirmiş olduğu,
 
- Dolayısıyla, gerek Anayasanın 17. maddesinde gerekse iç hukukumuzun bir parçası durumunda olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2. maddesinde ifadesini bulan yaşam hakkının korunması hususundaki pozitif yükümlüğün yerine getirilmediği ve böylece ağır bir kamu hizmet kusurunun oluşumuna sebebiyet verildiği,
 
- Ölüm olayının gerçekleşmesinden sonra yaşama hakkını koruma altına alan iç hukuk kurallarının etkin bir şekilde kullanılmasını sağlamak ve Devlet yetkililerinin veya organlarının sorumluluklarını ortaya koymak açısından; Devlet organlarının olayın tespit edilebilen failleri ve olayda ihmal ve kusuru olan kamu görevlileri açısından hem ceza hukuku hem de disiplin hukuku alanında gereken soruşturmaların derhal başlatıldığı,
 
- İdare organlarınca sürdürülen soruşturmalarda yasal olarak öngörülen süreçlere uyulmakla birlikte, yukarıda bahsedilen gerek kamu görevlilerinin yargılanmasına ilişkin mevzuat düzenlemelerinin niteliğinden gerekse kamu görevlilerinin soruşturulması hususunda izlenen yöntemlerdeki hatalar/yanlışlıklar ve diğer eksiklikler sebebiyle yürütülen soruşturmalardan etkin bir sonuç alınamadığı kanaatine ulaşılmıştır.
 
Bu sebeple, Hrant Dink’in öldürülmesi ile ilgili olarak oluşan esas fiil kapsamında; AİHM kararında ifadesini bulan ve yaşama hakkının korunmasına dair Devletin pozitif yükümlülüğünü yerine getirmediği sonucunu doğuran kamu görevlilerinin ihmal ve kusurlu davranışlarının, adli yargı organlarınca soruşturulmasının uygun olacağı düşünülmektedir. Ancak, söz konusu fiillerin yaşama hakkının korunmasına dair pozitif yükümlülük kapsamında olmadığının ve/veya esas dava ile ilgisinin bulunmadığının veya doğrudan soruşturulması gereken başkaca bir suç oluşturmadığının anlaşılması ve/veya yeni bilgi ve delillerin ortaya çıkması halinde, memur suçları yönünden 4483 sayılı Kanun çerçevesinde yeniden işlem yapılabileceği değerlendirilmiştir. 
 
Son olarak, Hrant Dink’in öldürülmesi olayının mahiyeti/şekli hakkında da bazı hususların ifade edilmesi gerekli görülmüştür. İlk bakışta, olayın ilk derece mahkemesinde sonuçlandırıldığı şekilde bir eylem olduğu söylenebilmektedir. Nitekim, alınan ilk istihbaratın anı ile cinayetin işlendiği vakit arasında geçen uzun zaman dilimi, faillerin cinayetin işlenmesine kadar geçen sürede çok sayıda kişinin olaya vakıf olacağı şekilde acemice davranış sergilemeleri ve faillerce silah temininde çekilen güçlükler buna işaret etmektedir.
 
Ancak, gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararında ortaya konulan yaşam hakkının korunamaması ile ilgili sorumluluklar gerekse yukarıda yer verilen hatalı uygulamalar/yanlışlıklar/eksiklikler ve ülkemizin Hrant Dink cinayeti benzeri hadiselerle ilgili mebzul miktardaki tecrübesi (Malatya Zirve Yayınevi ve Rahip Santora cinayetleri, Kafes Eylem Planı, Ergenekon, Devrimci Karargah, Oda Tv, Balyoz, İrtica ile Mücadele Eylem Planı, Şemdinli, Danıştay Cinayeti ve faili meçhuller gibi çok sayıda davanın varlığı ve bu davalarda kamu görevlilerine atfedilen fiiller ile bazı davalarda iddia konusu edilen amaçlar, eylem yöntem ve türleri ile bazı sanıkların Hrant Dink’in öldürülmesine giden süreç ve fiillerle bağlantısına ilişkin emareler) birlikte değerlendirildiğinde, Hrant Dink‘in öldürülmesi olayının da; Hrant Dink’in ötekileştirilerek hedef haline getirildiği ve tehdit edildiği süreçlerden başlayarak olayın bir bütünlük içerisinde incelenmesinin ve bu kapsamda gerek olayın gerçekleşmesi öncesinde gerekse olayın gerçekleşmesi sonrasında varlığına ilişkin kuvvetli şüphe bulunan ve raporun önceki bölümlerinde ayrıntılı olarak belirtilen kamu görevlilerinin bazı ihmal ve diğer nitelikteki fiillerinin de doğrudan adli yargı yerlerince ana cinayet davası kapsamında soruşturulmasının ve yargılanmasının zorunlu olduğu değerlendirilmektedir.
 
Bu açıdan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca AİHM kararından sonra bazı kamu görevlilerinin de daha önce başlatılmış olan soruşturma sürecine dahil edilmiş olması, yukarıda bahsedilen hatalı uygulamanın düzeltilmesi açısından gecikmiş de olsa olumlu görülmüştür.

 
 
Kılıçdaroğlu’ndan adaya saldırı sonrası ilk açıklama
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
'KCK kent meclisinin' 2 üyesine tutuklama
İzmir'de düzenlenen operasyonda, KCK Batman kent meclisi üyesi olduğu ...
MHP'li Tanrıverdi’nin, otomobili de denizden çıkarıldı
Güzelbahçe’de geçen cuma günü denizde cesedi çıkan MHP İl Başkan Yardımcısı ...
İzmir'deki tecavüz davasında rapor bekleniyor
İzmir'de, gideceği yere götürme bahanesiyle kamyonetlerine aldıkları, ...
 
Ayakkabısı eskiyenlerin imdadına yetişiyor
Alsancak semtinde 'Bay Tamir' adlı özel tasarım atölyesi ile hizmet veren ...
İtfaiyeciler: Kocaoğlu bizi oyalıyor!
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İtfaiye Daire Başkanlığı bünyesinde görev ...
İzmir depremini herkes farklı ölçtü: Hangisi doğru?
Depremler ülkesi Türkiye’de her sallantıda başka bir komedi yaşanıyor. ...
 
Hüseyin Çapkın'dan 'tayin' açıklaması
700 polisin farklı illere tayin edilmesinin ''sıradan, rutin bir iş olduğunu'' belirtti.
Engin Ardıç hakaret etmemiş, ironi yapmış!
Şafak Pavey için "hem özürlü hem CHP"li diyen Engin Ardıç kamuoyundaki ...
Liseli kız 250 Bin TL’lik soruyu gördü
Lise öğrencisi Ceylan İnan Kim Milyoner Olmak İster’de son derece iyi ...
 
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Erkekler bastığım kaldırımı öperdi!’
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
İzmirli kız ve Onur E. Yıldız meselesi
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İzmir’in sokakları hem kız hem deniz kokar… 
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva