Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediyesi Eylül ayı olağan Meclisi'nin ilk oturumu gerçekleştirildi. Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde gerçekleştirilen oturuma İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer Başkanlık yaptı.

Meclisin gündemine ise gündem dışı konuşmalarda söz alan AK Parti Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe'nin İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından depremzedeler için anlaşmaya vardığı 340 milyon dolarlık Dünya Bankası kredisi için söylediği 'siyasi kalpazanlık' ve 'dolandırıcılık' sözleri sonrası yaşanan tartışma damga vurdu.

SOYER: 9 EYLÜL KUTLAMALARI OLAĞANÜSTÜYDÜ
Meclis açılışında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, '30 Ağustos'tan bu yana son derece yoğun bir İzmir programı vardı. 3 Eylül'de İEF açılışı yaptık. Dün akşam itibari ile kapandı. İzmir ve İzmir dışında gelen vatandaşlarımızın çok büyük bir ilgisi vardı. Canlı ve neşeli çok katılımlı bir fuar yaşadık. Hepimiz özlemişiz aslında. Biraz nostaljik de oldu. Her kösesinde konserler, etkinlikler. 9-11 Eylül'de de Kültür Zirvesi'ne ev sahipliği yaptık 64 ülkeden 864 konuşmanın yer aldığı önemli bir zirveydi. Organizasyon kapasitesi, katılım açısından da bu güne kadar yapılan en başarılı zirve olduğu söylemlerini duyduk, bolca teşekkür aldık. İzmir olarak bundan iftihar ediyoruz. Bu tür toplantıların zirvelerin asıl zirve bittikten sonra etkisi ortaya çıkar. Aylarca yıllarca konuşacak içeriği tartışılacak bir zirvedir. 9 Eylül kutlamaları olağanüstü güzeldi. Neşeli ve eğlenceliydi. Sadece resmi sınırlar içinde yapılan bir kutlama programı değildir. İzmirliler çok yoğun bir şekilde kendileri de katılmaya çalıştı. Bu katılım gruplar halinde arkadaşlarıyla komşuları ile karnaval edasında bir kutlama törenleri oldu. Bütün bunlar hepimizin yüzünü ağartan İzmirli olmakla gurur duyduğumuz etkinliklerdi. Bundan dolayı meclisimize ve İzmirlilere şükranlarımı sunuyorum. İBB Meclis olarak en büyük gururumuz vatandaşların coşku ile bu etkinliklerin içinde yer alması' diye konuştu.

DÜNYANIN HER YERİNDEN İZMİR'E YATIRIM YAPMA TEVECCÜHÜ OLDUĞU GÖZÜKÜYOR
Ağustos ayında gerçekleştirilen ihaleler hakkında da bilgi veren Soyer, 'Ağustos ayında çok önemli bir ihale gerçekleşti. Buca Metrosu'nun ihalesi gerçekleşti 8 büyük uluslararası konsorsiyum katıldı. 8 ayrı teklif sunuldu. Örnekköy-Yenigirne arasındaki 5 kilometrelik tramvay ihalesi 13 firmanın katılımı ile gerçekleştirildi. Geçen yıl içinde yarım kalmış olan Bu tünel ihalesine de 25 firma teklif verdi. Bunlarda kent içinden geçen en uzun ve en derin tünel olma özelliği taşıyor. Bununla birlikte 2 viyadük ve 2 alt geçit projeleri de ekleniyor. Konak ve Otogar arasındaki güzergah kent içine girmeden 10 dakikalık güzergaha dönüşecek. Her yağışta Mavişehir'de su baskınları yaşanırdı, bunla ilgili de kıyı rehabilitasyon projesi gerçekleştirdik bundan sonra bu baskınlar yaşanamayacak bunun içinde 37 milyonluk bir bütçe ayrıldı. Bütün bunlar İBB'nin açık şeffaf ihale politikaları olarak gözüküyor hem de dünyanın her yerinden İzmir'e yatırım yapma konusunda büyük bir teveccüh olduğunu gösteriyor' dedi.

FOÇA'DA MERT'İN YERİNE ATAY GETİRİLDİ
Geçtiğimi günlerde istifa eden Foça Belediye Meclisi MHP'li Üyesi istifa eden Osman Mert'in yerine gelen isim belli oldu YSK da yapılan inceleme sonrası Mert'in istifasının ardından Foça Meclisinde MHP'de boşalan koltuğu Alp Atay getirildi.

145 MİLYONLUK BORÇLANMAYA 'ACİL' SEVK
Kriz Belediyeciliği kapsamında yatırımlarda kullanmak amacıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 2021 mali yılı bütçesine ek olarak yatırım, kamulaştırma ve diğer harcamalar için nakdi veya gayri nakdi olarak, dilimler halinde kullanılmak üzere; bankalardan 145 milyon TL'ye kadar kredinin sağlanması ve kullanılması amacıyla İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e yetki verilmesi önerisi meclis gündemine geldi. Gündemde görüşülen ilgili gündem maddesi oy birliği ile acil kaydıyla Bütçe komisyonuna sevk edildi.

EK MECLİS GÜNDEMİNDE 'SEYYAR' GERGİNLİĞİ
İzmir sınırları içerisinde yer alan seyyar satıcıların bazılarının 'çiçek ve kestane satıcıları' kayıt altına alınması ve İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından belirlenen alanlarda satış yapabilmesini sağlayan Sosyal Projeler Dairesi Başkanlığı ve Zabıta Dairesi Başkanlığınca birlikte yürütülmesi planlanan 'Geçici Süreli İzinlendirilen Seyyar Satış Faaliyetlerinin Düzenlenmesine ilişkin Yönetmelik Taslağı'nın değişikliği ile İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis gündemine getirildi. Komisyonda oy çokluğu ile gelen maddenin mecliste görüşülmesi esnasında ise mecliste tartışmalara neden oldu.

GÖNEN: YASASI OLMAYAN TİCARİ FAALİYETİ MEŞRULAŞTIRMIŞ OLUYORUZ
Gündem maddesi ile ilgili söz alan AK Partili Meclis Üyesi Ali Gönen, 'Bu konu gündeme geldiğinde biz esnaf komisyonu başkanımızı Şerif başkan ile konuşmuştuk. Bu esnafımızın yarayan kanası. Seyyar satıcılar ile ilgili olan mevcut mevzuat baş ağrısı oldu. Esnaf vergisini vererek insanlar çalıştırılıyor ancak karşısına seyyar geldiğinde haksız kazanç algısı oluşuyor. Bununla ilgili zaman zaman Şerif başkanımıza sorduğumda buna sıcak bakmadığına ancak düzenlenmeler ile bunların giderildiğini söyledi. Bununla ilgili Zekeriya Mutlu ile bir görüşme yaptık ve o da bazı çekincelerini olduğunu iletti. Bunların bazıları komisyonda karşılık bulmuş. Açılacak noktalarda bir çiçekçi olacak. Bunun mevcut işyerine uzak olması yönünde bir konu var. Ne kadar uzak ne kadar yakın olacağı ile ilgili bir şey söylemek mümkün değil. Bunun önünü kesemeyebiliriz. Bugünlerde mısırcı, çiçekçi, kestaneciler için bu imkanı sağlıyoruz ancak ileride midyesi, fındık satıcısı bununla ilgili talepte bulunursa önünü alamayız. Diğer taraftan da yasası olmayan ticari faaliyeti meşrulaştırmış oluyoruz. Bundan dolayı biz oy çokluğu verdik' dedi.

SÜRÜCÜ: KENT BİR NEBZE TOPARLANMIŞ OLACAK
AK Partili Gönen'in ardından söz alan Esnaf Komisyonu Başkanı CHP'li Şerif Sürücü ise, 'Son toplantıya katılamadım hastanedeydim. Burada seyyar satıcılık ile ilgili hiçbir şey yok. Seyyar satıcıları da meşrulaştırmıyoruz. Biz bu yönetmeliği Esnaf Odalar Birliği ve çiçekçiler odasından öneriler alarak, katılımcılar ile hem de ortak akılla yapılmış önerge. Burada seyyar satıcıların hiçbir kelimesi geçmiyor. Bunun başlığını da değiştirdik. Burada hiçbir seyyar satıcı yok. Belediyemize müracaatlar olacak, 70-80 nokta gibi pilot bölge seçildi, burada komisyon belirlendi. Burada çiçeklerin yer belirlenmesi konusunda odaların temsilcisi var. Bir de esnaf komisyonunda temsilci var. Yani ortak mutabakat var. Günümüzün en büyük sıkıntısı olan işsizliğe başkanımız iş imkanı yaratmak için mücadele vermiş. Hiçbir kayıt dışı yok, vergiye müracaat edecekler, esnaf odalarına müracaat edecekler. Buralarda hiçbir kaçak bir şey yok denetim altında ve herkes tek tip giyinecek. Çiçekçiler şu an seyyar var zaten bunları kayıt altına almış olacağız. Kenti de bir nebze toparlamış olacak' diye konuştu.

SOYER: DURDURMA İHTİMALİMİZ DE SÖZ KONUSU
Tartışmalara dahil olarak konun denenmesi gerektiği önerisinde bulunan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de, 'Ali Bey gönül isterdi ki bütün tereddütlerinizin gidermiş olalım ancak bu tam sağlanamamış. Bu yeni bir adım. Bir izlemek lazım. Bunun önünü alamayız kaygınız için bunu belirtiyorum. Biz eğer bu uygulamadan yeterli bir sonuç alamazsak bırakın genişlemeyi durdurma ihtimalimiz söz konusu. Bu esna odamız, odalar birlik başkanımızı ile mutabakat içinde gidilen bir nokta oldu. Dilerim ki bu kaygılarınız hayat bulmaz' ifadelerini kullandı.

HIZAL: İZMİR BİR DENEME TAHTASI MI?
AK Parti Grup başkanvekili Özgür Hızal konunun legal hale getirilme çabası içerisinde olunduğunu vurgulayarak 'Bu konuyla alakalı isminin değiştirilmesi, farklı isimlerin telaffuz edilmesi vs. falan bu aslında çok da doğru şeyler değil. Burada illegal olan bir seyyar satıcılığın legal hale getirilme çabasından başka bir şey değildir. Yoksa hiç birbirimizi kandırmayalım. İsmi değişmiş, işgalci olmuş. İşgal harcı yatırılacakmış vs. O zaman bunun içine bugün kafelerden alınan resmi işgal harcını içine mi ekleyeceğiz? O da bir soru işareti. Elbette ki İBB Başkanı bir kentteki bir şehirdeki her türlü hususta ilgilenecek. Başta işsizlik olmak üzere... Ama bunun için ne yapması gerekiyor? Önce bu şehrin önünü açması gerekiyor. Tunç Soyer, İBB Başkanlığında göreve başladığında bir vizyonla göreve başladı ve şunu dedi: 'Biz İzmir'i bir dünya kenti yapacağız.' Bu haliyle mi dünya kenti yapacağız? Çıkıp bir deneyelim, olmazsa vazgeçeriz. İzmir bir deneme tahtası mı? Deneme yanılma yöntemiyle mi biz bu şehri yöneteceğiz? Bu ne kadar doğru bir yönetim anlayışı? Kaldı ki, hepimiz İzmirliyiz. Uzun süredir bu şehirde yaşıyoruz. Hepimiz inşallah çok uzun süre daha bu şehirde yaşayacağız. Geçmişte büfelerle ilgili çıkan hadiseleri hepimiz biliyoruz. Toplantıda dile getirmiştik. Bu komisyon içerisinde daire başkanlıklarından arkadaşlarımız olacak. Bürokrat arkadaşlarımız. Bunlardan bir tanesi de Zabıta Daire Başkanlığı. Zabıta ne yapacak? Bir taraftan seyyar satıcılarla mücadele edecek, bir sokağın bir tarafından onlar için koşturacak. Öbür tarafından hangi cadde veya sokağa seyyar satıcı noktası kurulacağını belirleyecek. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu derler. Böyle bir şey olmaz. Bunu siz de çok iyi biliyordunuz. İşin esasına bakalım, yoksa meseleyi yumuşatarak bu şekilde çözemezsiniz' dedi.

ÖZUSLU: KONUNUN HAFİFE ALINMASINI ESEFLE KARŞILIYORUM
CHP Grup Başkanvekili Mustafa Özuslu ise Hızal'a cevaben, 'AK Parti Grup Başkanvekili arkadaşımız bir genelleme ile yola çıktı. İzmir'in bir dünya kenti vizyonu ile yönetilip yönetilemediğini test etmek istiyorsanız daha iki gün önce biten Dünya Kültür Zirvesindeki görüşmelere, oradaki sonuçlara, yerli ve dışarıdan gelen ülkemizin içinden ve dışarıdan gelen birçok önemli katılımcının yerel yönetimlerde ilkelerinde ciddi paylaşımlar, görevler üstenmiş katılımcıların söylediklerini bakmak gerekir. Ortaya koyan vizyona bakmak gerekir. Bu şehrin bir dünya kenti vizyonu eğer test edilecekse Sayın Tunç Soyer'in ortaya koyduğu özellikle Birleşmiş Milletlerin genel olarak da stratejik plan vaziyetinde ortaya koyduğu 17 maddenin üzerine bizim İzmir'in kendi özelliklerinde içine kattığımız 10 stratejik hedefle İzmir'i nasıl bir marka kent haline getireceğimizin belgeleriyle biraz geriye dönüp bakabiliriz. Keza, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin bu yıl belediyelere baktığımızda en büyüğü hatta tüm yerlere bakıldığında çok ciddi bir büyüklüğe sahip Buca Metrosuyla onun ihalesinin tamamlanmasıyla İzmir'i ulaşımda hangi boyutlara hangi dünya kentleri ile yarışabilir, hangi dünya kentleri ile kıyaslanabilir boyuta getirdiğini de görebiliriz. Biraz daha bakarsanız, Karabağlar ve Gaziemir metrosu var. Proje bazında ihaleye çıkmış olan Kemalpaşa metrosu, Çiğli tramvayı ve yakın bir zamanda bitecek olan Narlıdere metrosuyla hangi plan ve hangi vizyonla bu kenti nereye taşımak istediğimizi ortaya koyan belgelerle bunu görebiliriz. Körfez, yüzülebilir bir körfez olduğunu… Bütün bu düzenleme içinde ekteki gündem maddesi ile konuştuğumuz gündem maddesi ithafen diyorum, orada da bugün İzmir'in gerçeği olana bakın. Gidin sahilde mısır satan, kestane satan insanları görecesiniz. Bunların düzenlenmesi kayıt altına alınması ve örgütlenmesi meslek odaları ile birlikte değerlendirilerek vergi vererek aşı ile işi ile onuru ile çalışan vatandaşlar haline getirilmesi konusundaki bu desteğin bu derece küçük görülmesini, hafife alınmasını esefle karşılıyorum' diye konuştu.

KÖKKILINÇ: KİMSENİN ENDİŞESİ OLMASIN, ÇOK GÜZEL BİR KENT GÖRECEKLER
Son alarak söz alan CHP Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç ise, 'Bu konuda da gene abartıldığını düşünüyorum. Yanlış bir algı yaratılmaya çalışıldığını düşünüyorum. Seyyarla ilgili bir düzenleme değil artık bu. Yasada işgal harcı düzenlenmiştir. Bugün seyyarlarda kaçak çok fazla çalışan insan var ve zabıta elbette bu insanları denetlemeyle yükümlü. Eğer işgal harcı ödemiyorsa zaten izin verilmiyor. İşgal harcı almak kamu yararına olan bir düzenleme. İşgal kavramı bizi mevzuatımızda da düzenlenmiş bir kavram. Biz burada asla haddimizi aşarak belediye meclisinin yetisinin üstüne çıkmış değiliz. Geçici işgal faaliyetlerinin düzenlenmesine dair bir önerge hazırladık. Kimsenin endişesi olmasın, çok güzel bir kent görecekler' dedi.

BOZTEPE: KÖRFEZİ'DE DOLDURALIM O ZAMAN
Gündem dışı konuşmalarda söz alarak açıklamalarda bulunan AK Parti Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe, Salonumuz bomboş. Siz olmadığınız zaman 15-20 kişi ile meclis bitiyor. Geçmiş yıllarda da vardı ancak bu kadar çok olmuyordu. Belediye başkamızın bir kısmı burada ancak birçoğu yok. Siz de 10 yıl belediye başkanlığı yaptığınız süreçte 3-4 sefer katılmıştınız. 1 kez meclisten erken ayrıldım onda da kendimi kötü hissetmiştim. Mavişehir Projesi ile ilgili yıllarca su basmıyordu ancak geçen yıl büyük bir su baskını oldu. Sanırım daha önce yapılan pompa ile ilgili. 9 basamak ile yukarı çıkıyoruz. Denizin önüne büyük bir set yaptık. Bu şekilde su baskını bizi koruyacaksa ve bu projeyi öveceksek biz körfezin kirliliği ile ilgili körfezi dolduralım kokudan da kurtulmuş oluruz. Buradaki su baskını böyle olmamalıydı. Mavişehir'in önüne kocaman bir set yapıldı. Bu projeler ile olmaz. Başkanımız bir paylaşım yaptı. Peynircioğlu Deresi ile ilgili. Bu mahallenin muhtarı... Ancak bu konuşmanın öncesi var. Bu paylaşımı yapan kimse bunun öncesini de versin. Bu saatte gidin ve derenin halini görün. Çiğli arıtma ile ilgili bir paylaşımınız var. Bu güzel söyleminiz doğru ancak daha önceki konuşmalarınızda ise deniz kendi kendini temizler diyorsunuz. Biz o zaman da söyledik. Körfez temiz tutacaksak demek ki şu an körfezi kirletiyoruz. Arıtma olmadığı ve denize atık suyu deşarj ediyoruz' dedi.

BU SİYASİ KALPAZANLIKTIR
340 milyon dolarlık Dünya Bankası kredisi ile ilgili de konuşan Boztepe, 'Devamlı gündemde olan deprem kredisi ile ilgili hem büyükşehir belediye başkanımız hem değil başkanımızın yaptığı açıklamalar var. Sözcü gazetesine verdiği demeçte krediden bahsetmiş ancak kendisi böyle bir kredi başvurusu olmadığını söylemişti. Mecliste zaten böyle bir kredinin olmadığını biliyoruz. İl Başkanı Deniz Yücel de bir açıklama yapmış ve hem dünya bankası kredisi hem emsal artışı ile ilgili bir konuşma yapmış. Biz depremden sonra K alanları ile ilgili konuşurken bu emsal artışını önermiştik. Önümüzdeki ay AK Parti grubu olarak bu önergeyi vereceğiz. Eğer ki biz bir yerde bir kelimeyi söylüyor ancak başka bir yerde başka bir şey söylüyorsak, buna hukuk dilinde sahtekarlık denir. Siyaseten de bazen bir dediğimizin sonra tam tersini söylersek buna da siyasi kalpazanlık denir. Cumhurbaşkanlığında beklenen kredi yok. Biz bu parayı alsak dahi evi yıkılan vatandaşa bu konutları mı yapacak? Yapamaz… Bu krediden bahsediyorsunuz ve insanlar bir umuda bağlanıyor. Sanıyor ki bu kredi gelecek ve bu insanlar evlerine kavuşacak… Nasıl olacak bu?' diye konuştu

SOYER SÜRECİ ANLATTI
Hüsnü Boztepe'nin söylemleri sonrası söz alarak 'Siyasi kalpazanlık' iddialarına yanıt veren Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, 'Dünya Bankası ile ilgili görüşmelerimiz pandemi öncesi Ocak ayında Washington'da gerçekleşti. Hüsnü Bey'e teşekkür ediyorum derli toplu anlatma fırsatı verdi. Anlattığım da siyasi kalpazanlık nedir onu da herkes anlayacak. Pandemiden 2 ay önce Dünya Bankası yetkilileri ile oturduk, müzakereler ettik. İZSU başka diğer ihtiyaçlar üzerinden konuştuk ayrı ayrı heyetler ile. Bir ara gündemi kentsel dönüşüme getirmek istedim dediler ki bununla başka bir ekip ilgileniyor ve onlarla buluşalım. Diğer gün bu ekip ile bir araya geldik. Biz Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vasıtası ile 3 şehre 500 milyon dolarlık kredi sağlamak için görüşme yapıyoruz. Bunlar Tekirdağ, Manisa ve Kahramanmaraş… İzmir bunların içinde yok. Fakat bizim anlattığımız kentsel dönüşüm modelinden etkilendiler ve dediler ki biz martta İzmir'e geleceğiz. Çünkü bizim tüm dünyaya sunmak istediğimiz kentsel dönüşüm modeli yok. Sizin anlattığınız model dünyaya örnek olabilir dediler ancak pandemi çıktı ancak gelemediler. Fakat 30 Ekim depreminden sonra Dünya Bankası yetkililerini aradım. Burada yeni bir durum var. Bizim ciddi şekilde hasar görmüş binalarımız var. Gelin bize kentsel dönüşüm ile ilgili kaynak açın. Dediler ki bizim kentsel dönüşüm başlığı adı altında bir kaynak ayıramayız ancak acil kaynak başlığından bir kaynak yaratabiliriz diye. Bize nedir ihtiyaç dediler, biz de250 milyon dolar dedik'

CUMHRUBAŞKANININ ÖNÜNE KREDİYİ KOYACAK OLAN HAZİNE BAKANLIĞI
'Benim bütün bu deprem krizi süreci boyunda öğrendiğim bizim afet mevzuatımız ağır hasarlı binalar ile ilgili güzel bir finansman getiriyor. Ancak orta hasarlı binalar ile ilgili finansal çözüm yok. Sadece 1 yıl içinde güçlendirme yapmanız lazım deniliyor. Orta hasarlı yapılar ile ilgili ciddi bir sorun var. Oysa vatandaş için orta hasarlı ile ağır hasarlı arasında fark yok, ikisi de oturulamaz durumda. Biz bu boşluğu düşündüğümüz için 250 milyon dolarlık bedel ile 5 bin 238 konut için bir adım attık. Dünya Bankası yetkilileri olağanüstü bir refleks göstererek çok büyük bir çalışma başlattılar. Burada sadece İBB değil Hazine Bakanlığı ve İller Bankası uzmanlığı ile 2 yıl sürecek süreç 4 ayda tamamlandı ve rakam 340 milyon dolarlık kredi mutabakatına varıldı. Dünya Bankası Türkiye Koordinatörü'ne açıp sorun var mı böyle bir şey… Sonuçta 340 milyon dolarlık kredi mutabakatına varıldı. Fakat üzerinde 2,5 ay geçtikten sonra biz geri dönüş almadığımız için Cumhurbaşkanımız İzmir'e geldi ve kendisine bunu anlattım. Kendisi de bunu arkadaşlarım ile konuşacağım dedi. Bende olumlu bir iklim olduğunu düşündüm. Üzerinden aylar geçti ve ben dedim ki bunu siyasi bir rant elde etmek içinde değil İzmir'e faydalı olasın diye yapıyorum dedim ve bunu AK Partili arkadaşlar ile konuşup onların desteğini istemeliyim diye düşündüm. Oturup konuştuk, anlattık onlar da bu işe destek olacağız dediler. İmzalanmış bir şey yok ancak bunun imzalanması için Cumhurbaşkanlığının önüne koyacak Hazine ve Maliye Bakanlığı'dır. Ancak Cumhurbaşkanlığının önüne koymuyor. Eğer koysa onaylansa bu para İzmir'e gelecek. Hazır bir mutabakat var. 2 sene önce 3 şehir ile yapılan mutabakat benden 1 sene önce başlamış ve hala sürüyor. 500 milyon dolar ile ilgili mutabakata varılmış değil. Ancak biz 340 milyon dolarlık krediyi 4 ay içinde çıkardık. Bunu sadece İBB olarak biz değil Bakanlık ve İller Bankası ile yaptık. Sonuçta bu para çıktı ve duruyor orada'

BU HEM İZMİR HEM TÜRKİYE İÇİN BAŞARIDIR
'Birinci uzmanlarımız bir kısmı düşündüler ki 500 milyonun içinden bu para ayrılacak ve düşündükleri proje ortadan kalkacak diye. Biz de böyle bir şey olmadığını söyledik. Ancak bir süredir bundan geciktiğini düşünüyorum. İkincisi de belediyelerin yurtdışından bulduğu kaynağa hazine garantisi vermesi konusunda hükümetimiz buna olumlu bakmıyor. Bu doğru mu değil mi bilmiyorum ancak bildiğim bir gerçek var. Bu kredide mutabık kalınmışken İzmir bundan faydalanamıyor. Kalpazanlık sahtekarlık bunun neresinde? Biz bunun arkasından koşmaya devam edeceğiz. İzmir'e Türkiye'ye güvenilmiş. Dünya Bankası böyle bir kaynak ayırmaya karar vermiş. Kredide mutabıkız. Tek eksiğimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin onay vermesi. Burada başka bir dert yok. Ne siyasi bir şov anlayışımız var ne de başka bir amacımız var. 5 bin 800 orta hasarlı bina ile ilgili 5 yıl geri ödemesiz 25 yıl ödemeli bir kaynak yaratacağız. Bu Türkiye ekonomisi için bir kazançtır. Biz bunun takipçisi olmaya devam edeceğiz. Ben burada kimseyi suçlamıyorum. Sadece bildiğim kadarıyla söylüyorum. Ben bunu hak ettiğimizi düşünüyorum. 4 ay gibi bir sürece bu tutarı elde etmek bir başarıdır. Bu İzmir ve Türkiye için bir başarıdır'

GERGİNLİK ÇIKTI
Soyer'in konuşmasının ardından AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal'ın söz istemesine rağmen Hızal'a söz vermeyip meclisi kapatması sonrası, Hızal tepki gösterdi.

Hızal'ın tepkisi üzerine oturum sonrası konuşan Başkan Soyer ,'Ben size son söz diye sordum' ifadelerini kullanırken, Hızal ise Soyer'e 'Sizin bunu sormanız önemli değildir. Ne söyleyeceğimizi bile bilmiyorsunuz' dedi. Yeniden Hızal'a hitap eden Soyer ise 'Ben sordum siz kaldırmadınız' ifadelerini kullanırken, tartışmalara AK Partili Boztepe de dahil oldu. Soyer'in salondan ayrılacağı sırada konuşan Boztepe, 'Belli oldu başkanım' dedi. Boztepe'nin söylemi üzerine durarak Boztepe'ye dönen Soyer ise, 'Ne belli oldu?' diye sordu. Soyer soru üzerine salondan ayrılırken Boztepe ise 'Bırakmadınız konuşalım, rezillik!' diye yanıt verdi.

AÇIKLAMA GELDİ
İzmir Büyükşehir Belediyesi Ak Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, 'Bugün İzmir için çok önemli bir konun tartışıldığı bir meclis toplantısında yapmış olduğumuz eleştirilerden gördük ki İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve İzmir Meclisi'ni yöneten Tunç Soyer, öncesindeki uygulamalarına benzer anti demokratik bir uygulamayla kendi konuşmasının hemen sonrasında 'benden sonra kimse konuşamaz' şeklinde ifade kullanarak meclisi kapattı. Ben Ak Parti Grup Başkan Vekili olarak aynı zamanda Milliyetçi Hareket Partili Grup Başkan Vekilimizle birlikte Cumhur İttifakı Grup Başkan Vekili ve Sözcüsü olarak aynı konuda söz almak istedim söz talebim oldu. Bunu çok defa önceki meclis toplantılarında da dile getirmiştik. Bir belediye başkanın konuşması sonrasında meclis üyelerinin konuşmayacağı anlamında bir yasal dayanak yok. Burası demokratik bir ortam. Dolayısıyla hem bir taraftan demokrasiden bahsedip diğer yandan şeffaflıktan bahsedip meclis toplantılarını bu şekilde yönetmesi kabul edilebilir bir tutum değil. Bizler gerçekten İzmir'de birileri tarafından çok yanlış noktalara çekilmeye çalışan deprem ve deprem sonrası konuya ilişkin çok önemli bir konuyu konuşuyorduk. Bu konunun konuşulmasında bir detayı kendisi de dile getirdi ve yapılan bir takım görüşmelerin içerisinde bulunan biriyim. Ben umuyorum ki kendisi çarşamba günkü meclise gelir. Son zamanlarda alışkanlık haline getirdi çarşamba ve cuma meclislerine gelmemeyi. Ama ister gelsin ister gelmesin İzmir kamuoyuna gerekli açıklamalar, bilgilendirmeler meclis toplantısında bizler tarafından yapılacak. Mikronu kapatmaları, toplantıyı sona erdirmeleri bizlere söz hakkı tanımamalarını biz Cumhur İttifakı Grubu olarak, İzmir halkının temsilcileri olarak kabul etmiyoruz, reddediyoruz. Bunu daha öncede yapan bir belediye başkanı, meclis başkanı. Hiç öyle çıkıp bu şehirde bir takım çalıştaylar yaparak, konferanslar düzenleyerek bu şehri dünya kenti yapma hedeflerine ulaşamayacaklarına meclisteki tavırlarıyla bize bir kez daha gösterdiler. Biz seçilmiş meclis üyeleri olarak onlar belki İzmir'in bir kısmının belediye başkanlığını yapıyor olabilir ama biz İzmir'in tamamının muhalefetini ve sözcülüğünü yapıyoruz. Dolayısıyla mikrofonu kapatmaları meclisi son erdirmeleri, kendi konuşmasından sonra meclis üyelerinin konuşmalarını engellemeleri konuşma yapılmayacak gibi bir ifade kullanılmasını asla kabul etmiyoruz ve reddediyoruz. Çarşamba günü gerekli açıklamaları mecliste yapacağız' dedi.