HABERLER>SAĞLIK
26 Ağustos 2010 Perşembe - 00:00

Kötümserler çabuk ölüyor

İlk akla gelen aşk olsa da; üzüntüden öfkeye, heyecandan korkuya her tür duygunun yüklendiği kalp, insanoğlunu nereye kadar taşır? ’

Kötümserler çabuk ölüyor

İlk akla gelen aşk olsa da; üzüntüden öfkeye, heyecandan korkuya her tür duygunun yüklendiği kalp, insanoğlunu nereye kadar taşır? ’
 
Prof. Dr. E. Murat Tüzün, ’“Kırık Kalpler’” başlığıyla işte bu sorunun yanıtını veriyor bize.
 
Japon doktorlar ilk defa 1990’’larda büyük üzüntü, korku, şaşkınlık, heyecan gibi duyguların yarattığı strese maruz kalan insanların, özellikle menopoz sonrası kadınların kalplerinde, ani bir zayıflama gelişebildiğini gözlediler. Gördüler ki bu hastalıkta kalbin sol karıncığı şekil değiştirip, beli ince yuvarlakça bir vazoya dönüyor.
 
STRESE BAĞLI ZAFİYET
 
Japonlar bu şekli, ahtapot avlamak için kullanılan çömleğe benzeterek ’“tako-subo hastalığı’” adını verseler de en uygun isim ’“kırık kalp’” hastalığıdır. Neden nasıl oluştuğu henüz bilinmiyor. Kalbi kırılan insanın vücudunda, stres hormonu dediğimiz maddeler bolca salınır. Çok miktarda stres hormonu, kalp kas hücrelerini felç eder. Büyük bölümü kasılmaz hale gelen kalp, vücuda yeterli kanı pompalayamaz. Bilinen tedavisi yok lakin destekleyici tedavilerle hasta hayata tutunabilirse, zaman içinde kalp kendi kendine iyileşir. Zamanında hastaneye gidilemezse ölüm riski yüksektir.
 
Kötümserlik öldürüyor, iyimserlik ömrü uzatıyor
 
ABD’’li bilim adamları, kimseye güvenmeyen, her sözün, her iyi şeyin arkasında gizli, çıkarcı maksat arayan zihniyetin sağlığa zararlı olup olmadığını sorguladılar. Yüz bine yakın 50’–80 yaş arası kadının iyimser mi kötümser mi olduğu araştırıldı. 8 yıllık izleme sonunda, iyimser olanların kötümser olanlara oranla daha uzun yaşadıkları, daha az kalp krizi ve inme geçirdikleri görüldü. Ölümler ise kötümser olanlarda belirgin olarak artmıştı. Kötümserlik, şüphecilik, husumet dolu olmak, insan vücudunda bir dizi değişikliklere yol açıp kalbi yoruyor, damarları yaşlandırıyor ve hayatı kısaltıyor.
 
ÇİN İYİMSER, TÜRKİYE KÖTÜMSER
 
Pew Araştırma Enstitüsü, çeşitli ülkelerin insanlarına ’“Ülkenizin gidişi hakkında iyimser misiniz’” diye sormuş. Pew’’in yaptığı araştırmaya göre en iyimser insanların yaşadığı ülke Çin. Ardından Hindistan ve Kanada geliyor. Türkiye’’de bu soruyu yanıtlayan yüz kişiden sadece 22’’si ülkenin gidişatının iyi olduğunu söylemiş. ’“Sizden sonraki kuşaklar için koşullar daha iyi olacak mı’” sorusuna 3 kişiden yalnızca biri ’“evet’” diye cevap vermiş. ’“Kendi halinizden memnun musunuz’” sorusunu, 4 kişiden biri ’‘memnunum’’ diye yanıtlamış. Bunlar, iyimser bir toplumun göstergesi değil. Kalp sağlığını korumanın yolu yalnızca sağlıklı beslenip spor yapmaktan, gerektiğinde düzenli ilaç almaktan geçmiyor. Hayata bakış açımızı karamsarlıktan, kötümserlikten, şüphecilikten uzaklaştırmak, tansiyonumuzu normal sınırlarda tutmak kadar önemli.
 
YÜREĞE İNMEK YİNE bu yıl ada sensiz içime hiç sinmedi / Dil’’de yalnız dolaştım hep, gözyaşlarım dinmedi / Ben de şaştım nasıl oldu yüreğime inmedi... Osman Nihat Akın’’ın ünlü nihavent şarkısındaki gibi, üzüntü, sıkıntı ve hüznü, çoğu kez kalbimizle ilintilendiririz. ’“Yüreği dayanmadı’”, ’“kalbi kırık gitti’”, ’“yüreğine indi’” gibi sözler, zengin mecazi anlamlarının yanı sıra bazen de gerçeği yansıtıyor.
 
HASARLI KALBİ ONARDILAR
 
Kalp yetmezliği, kalp hastalığı arasında vaka sayısı en hızlı artan hastalık olarak karşımıza çıkıyor. Milyonlarca insanda görülebilen ve tedavisi zor olan kalp yetersizliği, bilim insanın çare bulmaya çalıştığı en önemli sorun. Bilimdünyasının saygın yayınlarından biri olan Science Dergisi’’nde yayımlanan bir araştırma, ’“Kalpte, ölen hücrelerin yerine yenisi yapılamaz’” görüşünü temelden sarstı. Bu yeni bulgular, hasarlı kalbin onarılabileceği umutlarını artırdı.
 
ATOM BOMBASI İŞE YARADI
 
Kalbin hücrelerinin çoğalarak yenilenip yenilenmediği hayvan deneylerinde incelenebiliyor. Örneğin farenin kalp hücrelerini radyoaktif birmaddeyle boyadıktan sonra belli aralıklarla bakıp, boyanmış hücrelerden kaçı ölmüş, boyalı olmayan yeni doğmuş hücre varmı sorularını cevaplamak mümkün. Lakin, radyoaktivitenin riski nedeniyle aynı deneyi insanlarda yapmak mümkün değil. İsveç Karolinska Enstitüsü’’nden bilim adamları, birçok insanda hücre içinde radyoaktif boyalı DNA’’nın zaten var olduğu fikrinden hareket ederek bir araştırma planladı. 1960’’lı yıllarda atombombası denemeleri, atmosferdeki karbon-14 adlı radyoaktifmaddenin yoğunluğunu çok artırdı. Atombombaları, dünyanın ücra köşesinde patlatılmış olsa da ortaya çıkan karbon-14, oksijenle birleşip radyoaktif karbondioksit olarak tüm atmosfere yayılmıştı. Dünyanın her köşesinde, karbondioksiti fotosentez işleminden geçirip enerji olarak kullanmak isteyen bitkiler, karbon-14 içeren radyoaktif karbondioksiti atmosferden aldılar. İnsanlar da, bu bitkileri yiyen hayvanları yiyerek radyoaktifmaddeyi aldı. Vücudumuza giren radyoaktif karbon- 14, yeni doğmakta olan hücremizin çekirdeğinde sentez edilmekte olan DNA’’ya bağlandı ve hücre ölünceye kadar da ayrılmadı. Böylece insanda da radyoaktifmaddeli (boyanmış) DNA aracılığıyla araştırma yapmak mümkün oldu.
 
SIRA İLACIN BULUNMASINDA
 
Araştırmalar sonunda 25 yaşında bir insanda her yıl kalp kası hücrelerinin yüzde birinin yenilendiği anlaşıldı. Bu yenileme hızı, 75 yaşındaki bir kişide, iki yüzde bire düşüyor. Bu bulgular, kalbin kendi kendini tedavi edebileceğini göstermiyor ama yardımedilirse hücrelerini yenileme potansiyeli olduğu yönünde umut veriyor. Araştırmacılar makalelerini, ’“hücre yenileyici ilaçların geliştirilmesi halinde, kök hücre yöntemine ek olarak, kalp yetmezliğine karşı çok güçlü bir silah geliştirilebileceği’” yönünde öneri ile sonlandırdılar.
 
KALP HÜCRESİ KENDİNİ YENİLİYOR
 
Araştırmacılar, bu yöntemi kullanarak kalp kası hücrelerinin doğum tarihini saptadı. Atom denemelerinin arttığı 1955’’ten önce doğmuş insanların kalbinde bir çok kalp kası hücresinin o tarihten beri var olduğunu gördüler. Ama sonradan ortaya çıkan kalp kası hücrelerinin varlığını da tespit ettiler. Çeşitli tarihlerde doğmuş kişilerde yapılan araştırmalar sonun da, hücrelerin ne zaman doğduklarını saptadılar.
 
Kalp krizi depresyon nedeni
 
KALP krizi geçiren her 5 kişiden birinde ’“majör depresyon’” dediğimiz tablo ortaya çıkabiliyor. Kalp yetersizliği, kalbin atım düzeyindeki bozukluklar ve pıhtı oluşumu, depresyonu olanlarda daha sık görülür. Kalp ameliyatı olanlar da benzer durumda. Depresyon varsa, yaraların iyileşmesi gecikir, enfeksiyon riski yükselir. Depresyondan beyin de etkilenir. Depresyon, stres hormonu denilen maddelerin salınımı ile artar. Beynimizin ortasında hipofiz denilen ceviz içi kadar bir gudde vardır. Burada salgılanan hormon, böbreküstü bezini uya ra rak, kor ti zon ve ben ze ri stres hormonlarının salınımını tetikler. Bu hormonlar tansiyonumuzu yükseltir, kalbimizi hızlandırır, damarlarımızı, yangıyla kızgın hale getirir. Böylece kalbimize ve beynimize yönelik tehlikelere ortam hazırlanmış olur.(Habertürk)
 

 
 
Kılıçdaroğlu’ndan adaya saldırı sonrası ilk açıklama
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Manisa'daki 6 ölümün nedeni ne?
Manisa Devlet Hastanesi’’ne başvuran 16 kişiden 6’’sının şüpheli ölümü ...
Dünyanın yeni kabusu NDM-1 aslında nedir?
Antibiyotiklere dirençli bakteri NDM-1 tüm dünyada korku yarattı. ...
Kanser tedavisinde büyük adım: Uzay neşteri İzmir’’de’…
Kanser tedavisinde kullanılan ve dokunun en az zararla tedavi edilmesine ...
 
Salgının adı bulundu
Havadan bile bulaşabilen bir virüsün neden olduğu gözde kanlanma ve ...
Kanserle mücadele sanıldığı kadar pahalı değil!
İngiliz Lancet dergisine göre; markalı ilaçlar yerine patentsiz ilaçlar ...
Aşırı sıcakta felç riski
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı ...
 
Ani ısı değişikliği felç yapabilir!
Yaz aylarında dışarıdaki sıcak, bina içindeki klimalı ortamdan kaynaklanan ...
Bebek mamasında GDO’’ya geçit yok
GDO'lu ürünlere Eylül sonundan itibaren etiketleme zorunluluğu getiriliyor. ...
İzmir’’de ’‘kırmızı alarm!
Neredeyse Ege Bölgesi’’nin tamamının kan ihtiyacı karşılayan Bornova’’da ...
 
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Halkın gerçek gündemi sahnede!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Şimdi ne olacak?
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (10) 'Bak Postacı Geliyor'
Serdar DEĞİRMENCİ
Serdar DEĞİRMENCİ
Sonbahar
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Başıboş canileri toplamak!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bu da geçer
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yemek kitabı değil Kültürel Miras!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva