Kemal Çolakoğlu'ndan İzmir için çarpıcı öneriler

İZMİR - İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) Kalkınma Kurulu Başkanı ve aynı zamanda Ege Sanayici ve İşadamları Derneği (ESİAD) Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Kemal Çolakoğlu, Egeli Sabah'ın Sabah Kahvesi'nde İzmir'in gelişmesine yönelik önemli önerilerde bulundu. Çolakoğlu, EXPO 2020'ye 'sağlık' temasıyla aday olan İzmir'de 'Sağlık Müzesi' kurulması gerektiğini söyledi. Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan'ın da gündeme getirdiği 'Sağlık Müzesi' projesi yeri için öneride bulunan Kemal Çolakoğlu, Konak Doğum Hastanesi başka bir yere taşınarak, bu binanın Sağlık Müzesi olarak kullanılabileceğini söyledi. Çolakoğlu, İzmir'in iki önemli konuda daha eksikliği olduğunu belirterek, "İzmir'e Demokrasi Meydanı lazım. Gündoğdu'yla, Cumhuriyet Meydanı'yla mitingler, konserler olmuyor. İnciraltı tarafına dört dörtlük meydan lazım. Ayrıca bir tane de protokol cami lazım. O da bana göre İnciraltı'nda olabilir. Cami küçük, avlusu büyük, otoparkı olan bir yapı olmalı" diye konuştu.

- Bildiğiniz gibi İzmir, ABD'li düşünce kuruluşu Brooking Institute'ün 'En hızlı büyüyen küresel metropoller' listesinde, İzmir 4'üncü sırada yerini aldı. İzmir'in geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Bizim morale çok ihtiyacımız var. Bu konuda haberi alır almaz, hemen mailler attırdım, SMS mesajlar attırdım. Uğur Yüce beyden bir mail geldi. Yazıyor bir isim var, 'Ayşe' diye... 'Bak bakalım bu veriler doğru mu?' diye Ayşe'ye kontrol ettirmiş. (gülüşmeler) Hakikaten moral oldu.

TEŞVİK SİSTEMİ

Ben İzmir'in geliştiğine inanıyorum. Ama bu koşullarda olmaz. Hatta şöyle bir örnek vereyim, benim evimden saat tuttum. Benim evimden Cumhuriyet Meydanı'ndan Manisa OSB 25 dakika. Benim evimden Atatürk OSB de 25 dakika. Bu kadar yakınlık varken teşvik uygulama farklılığı olabilir mi? Şimdi düzeltilecek. Başta Ekonomi Bakanımız sayın Zafer Çağlayan olmak üzere herkes çok iyi biliyor. Kendiside bu konunun düzeltileceğini ifade etti.
Biz diyoruz ki, Manisa'da bir teşvik varsa bizim OSB'lerimize de aynı teşvik uygulansın. Tire'de Aliağa'da olsun, oralar da dolsun... Teşviklerin sektörel bazda değil, OSB bazında olmasını istiyoruz.

OSB ARAZİLERİ

Türkiye'de Arsa Ofisi diye bir kurum vardı. Şimdi TOKİ kurulunca kapatıldı. Bu TOKİ olabilir, başka bir yapılanma olabilir. OSB'lerdeki boş arsaları satın alacak. Yabancı veya yerli yatırımcıya, buraları kiralama veya satış metoduyla verecek. Bu yöntem uygulanabilir. Buradan bakınca Manisa aslında İzmir... Manisa OSB'deki fabrika sahiplerinin yüzde 90'ı İzmir'de oturuyordur. Yüzde 10'u Manisa'da... Manisa bizim büyük bir kardeş şehrimiz...

- İzmir Ege Bölgesi'nde kent havzası olarak bir başkent konumunda...

İzmir Limanı ve yeni yapılan Çandarlı Limanı burada olduğu müddetçe İzmir, Ege Bölgesi'nin doğal ekonomik başkentidir. Bu iş böyle... Balıkesir, Uşak, Afyon, Kütahya, Manisa, Aydın, Muğla ve Denizli İzmir üzerinden çalışıyor.

Ayrıca 5 yıl içerisinde İzmir-İstanbul Otoyolu, İzmir-Ankara Yüksek Hızlı Teren, Çandarlı Limanı, bu üç büyük proje biterse İzmir'in kaderi çok farklı olacak. Bugün artık istesen de Marmara Bölgesi'nde yatırım yapacak yer yok. Ama İzmir'de var. Buda İzmir'i ve Ege'yi ikinci bir Marmara Bölgesi yapacak. Kafası çalışan adam, büyük yatırımcı bundan sonra bence Ege Bölgesi'ne yatırım yapar. İzmir'i yine bu noktada pazarlayacak en önemli üst kuruluş İZKA olmalı.

İZMİR'E 6 FUAR GEREKİYOR

- İzmir'in, fuarlar ve kongreler kenti olma gibi birde hedefi var...

Turizm açısından da fena değiliz. Otel sayılarımız iyi bir noktaya geliyor. İzmir yılda 6 tane ihtisas fuarını çok başarılı yapmalıyız. Marble yani mermer fuarında sağlanan başarı 5 fuarda daha olmalı. Bir tanesi If Wedding, gelinlik fuarı aşağıya yukarı oraya doğru gidiyor. Bunu biz 6'ya çıkarabilirsek, kentimizde 2 ayda bir büyük ve önemli fuarlar olur. Mermer Fuarı dediğimiz Marble'da bırakın İzmir'i Çeşme'deki oteller bile doluyor.

KONGRE TURİZMİ

- Kongre turizmide aynı fuar turizmi gibi çok önemli. İzmir bu konuda sizce önemli adımlar atıyor mu?

Kongre ayağımız da çok zayıf. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Gaziemir'de kuracağı yeni fuar alanına bir kongre sarayı koymamış olmasını çok yadırgadık. Dünyanın her yerinde bunlar bir arada yapılıyor. Üstelik yalnız fuar ve kongre değil, eğlence sosyal aktivite olarak da yaşayan bir yer oluşturmalıyız. Kültürpark'ın içindeki hollerin kongre merkezine dönüştürülmesi tamam ama geçici bir çözüm. Kalıcı olan o fuarın oraya dört dörtlük kongre sarayı yapılması.

Bu doğru değil. Şehir içindeki hareketlilik ölmez. Belediyenin Kadifekale, Agora, Kemeraltı projesi istediğimiz gibi çıkarsa ciddi hareketlilik kazandıracak.

AGORA OTOPARKI TÖRENLE YIKILMALI

- O bölgede Agora'nın hemen yanındaki katlı otopark sorunu var. Kötü bir gröüntü oluşturduğu yönünde eleştiriler var.

Yüzde 100 mutlaka yıkılacak. Ama bugün değil, 2 sene sonra bilemem, mutlaka yıkılacak. Hatta törenle yıkılması lazım. Çok kolay halledilebilecek sorunlar elimize yapışıyor. Ben Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay'ın Kemeraltı'nı dolaşmasını önemsiyorum. Çünkü dünyanın her yerinde 'old city' denen yerler Kemeraltı gibi yerler. Dünyanın her yerinde buralar 24 saat yaşıyor. Saat 19.00'da veya hava kararınca Kemeraltı'na korkudan giremezsin.
Bu konuda önlem alınması ve teşvik verilmesi gerekiyor. Önlem olarak mesela Alsancak... 'Arkadaş eğlence, yeme içme ruhsatı vermiyorum. Kemeraltı'nda en kolay ruhsatı veriyorum.' diyeceksin. Sabaha kadar gitsinler müziğini açsınlar, yemeği yesinler... Böyle yaşar orası. Belediye bunu teşvik edecek. İki tane açıldı mı üçüncüsü, dördüncüsü arkasından açılır. Çok hazır bir proje...

SAĞLIK MÜZESİ

Kemeraltı'na kadar gelmişken bir konuya daha değinmek isterim. Limandan Kemeraltı'na kadar olan aksta bir yürüyüş yolu projesinden sonra en çok önemsediğim konu Sağlık Müzesi kurulması... EXPO 2020'ye hazırlanan İzmir'e bir sağlık müzesi yakışır. Bunun yeri de Konak'taki Doğum Hastanesi olabilir. Burası bir müzeye dönüştürülebilir.
Kalkınma Kurulu Başkanı olarak Sağlık İl Müdürümüz Mehmet Özkan ile görüştüm. Sayın Özkan, "Binanın miladı doldu. Bize yeni bina bulsunlar, ben hemen çıkmaya hazırım" dedi. İzmir'de Yön Verenler ödül töreninde de Kültür ve Turizm Bakanımız sayın Ertuğrul Günay'a bir daha söyledim. Günay da, "Verirler mi bize o binayı?" dedi. "Verirler" dedim. Hep beraber, hastane için yeni bir bina bulalım. Burası da müze olsun istiyorum.
Müze olduktan sonra üniversitelere, koleksiyonculara, müzelere "sağlıkla ilgili, tıpla ilgili elinizdeki eserleri buraya getirin" diyeceğiz. Burada İzmir ve çevresinde hatta, Ege Bölgemizde 8 bin yıllık, 6 bin yıllık geçmişe sahip eserler var.

EXPO OYLAMASINDAN ÖNCE YAPILSIN

Malum EXPO 2020'ye de hazırlanıyoruz. Temamız da Sağlık... Bu müzeyi 2013 yılının Kasım ayında yapılması beklenen oylama öncesinde yetiştirmemiz gerekiyor. Bir buçuk yıl var. Yetişir mi, yetişir...
Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay, bir araya gelip bu konuda karar verecekler. Biz ne yapacağız? Bizde Doğum Hastanesi için yeni bir bina bulmak için çalışacağız. Fikirlerimizi söyleyeceğiz. Önerilerimizi sunacağız.
O aksta Kemeraltı da var. Zaten hazır bir yapı var. El Hamra Sineması, Milli Kütüphane binası gibi tarihi yapılarda var. Konak Belediye Başkanı sayın Hakan Tartan'da söylüyor. Kim yaparsa biz arkasında dururuz.

TRT BİNASI

- Sizin Doğum Hastanesi için bir yer öneriniz oldu mu? Veya düşündüğünüz bir yer var mı?

Benim aklıma atıl durumdaki TRT binası geldi ama olumlu bakılmadı. Sağlık İl Müdürümüz Özkan, o binanın hastane için uygun olmadığını söyledi. Bence bölge hastane açısından uygun. Orada hastaneler de var, tıp merkezleri de var. Sağlık Müdürü, 'bize hastane için, kentin çeperlerinde yaşayanların merkezde kolay ulaşacağı bir yer olsun' dedi. Bu konuda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı sayın Binali Yıldırım'ın da katkısı olabilir.

TEKNOPARKLAR...

- İzmir'de kurulması planan teknoparklar var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Türkiye teknopark konusunda çok geride... Kendi teknolojinin yaratmadan, kendi icatını, sorunların çözümünü bulmadan hep başkasına muhtaçsın. Bizim bunu sağlayacak ortamı oluşturmamız gerekiyor.

- Çok ortaklı şirketlerin günümüzdeki konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok ortaklı şirketlerin modası geçti. Süreç tamamlandı. Bizim çok ortaklı şirketleri başlattığımız 1990'lı yıllarda kar marjı iyiydi. Bu durumda kredi bulmak kolaydı. Şimdi kar marjları küçülünce kredi bulmakta zorlanıyorlar. Banka, 100 ortaklı bir şirkete kredi vermek için senden kefalet istiyor. Sen yüzde 1 payla ne kefaleti vereceksin. 100 kişide kefalet veremeyeceğine göre kredi sıkıntısı oluyor. Bu şirketler zamanı gelince satılıyor, gidiyor.

TÜRK TİCARET KANUNU

- Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun bu yıl yürürlüğe girmesi bekleniyor. Yeni TTK'yı nasıl değerlendiriyorsunuz? Çeşitli eleştiriler var...

Küçük şirketlerin uygulaması gereken çok gereksiz şeyler var. Mesela antetli kağıtlarda yönetim kurulu üyelerinin isimlerinin yer alması gibi çok yanlış uygulamalar var.
Bu kanunda en büyük sıkıntılardan biri ortakların şirketten para alması... Halka açık şirketlerle diğer şirketleri birbirinden ayırmak lazım. Anonim Şirket var. Bir aile şirketi. Bu şirketten adam bu parayı niye alıyor. Çünkü kar dağıtırsa yüzde 15 stopaj var. Yüzde 20 Kurumlar Vergisi ödüyorsun. Ödememek için, 'vatandaş borç alıyorum' diyor. Bunun yerine stopajı yüzde 5'e indir. Çok detaylı lüzumsuz şeyler var. Ekonomi polisiye tedbirlerle olmuyor. Hapis cezası vereceğine stopajı 5'e indir, çöz bu işi.

Ancak halka açık, Borsa'ya açık şirketlere dikkat edilsin. Bu şirketlerde haklar korunsun. Bu tarz şirketlerde Yönetim Kurulu Başkanı'na tahsis edilen aracın bir Maserati, Lamborghini alamazsın. Bir kıssası olsun...

- Yeni Çek Yasası da gündemde...

Her ticaret kar gayesi ile yapılır. Ama kar, zararın kardeşidir. 'Her işte ben kar ederim. Param kalmaz, adamın canına okurum' prensibi olamaz. Bir satış yaptığın zaman karşıdaki güç duruma düştüyse ki, Türkiye gibi ekonomisi sürekli iniş-çıkış yaşayan bir ülkede karşıdakini ekonomik bir suçtan dolayı hapis cezasıyla cezalandırmamak lazım.
Yeni çıkan yasayı çok doğru buluyorum. Karşılıksız çek vermiş, ödeme güçlüğü olan adama, '10 yıl veya belli süre çek vermem. Dolandırılıcılık gayesiyle yaptığını hissedersem hapse koyarım' deniyor. Olması gereken bu, çok doğru. Mesela sen mal satmış olabilirsin. Kar gayesiyle yapıyorsun. Karşı firma batmış olabilir. Gelip evindeki ocağı, buzdolabını hacezetmeye ne hakkın olabilir. İşyerini, arabasını haczedebilirsin. Ama adamın hayatiyetini sağlayan televizyonunu, çocuğunun mamasının piştiği ocağını haczetmeye, ben buna karşıyım. Bu riskleri bilmeden ticaret yapıyorsun ki...

EXPO 2020 ADAYLIĞI

- EXPO 2020 adaylığında İzmir'in çalışmalarını değerlendirir misiniz? Damadınız Türkiye Futbol Federasyonu eski Başkanı Mahmut Özgener de, Yürütme Komitesi Başkanı oldu.

EXPO'da çok başarılı olacaklarına inanıyorum. İyi bir ekip kuruldu. Ben Mahmut'la Ender'i (EBOS Yönetim Kurulu Başkanı ve EXPO 2020 İzmir Yürütme Komitesi Başkan Yardımcısı Ender Yorgancılar) hiç ayırt etmem. İkisi çok iyi bir takım oluşturdular. Bir önerim oldu. Bu sefer Haziran'daki sunuma iki tane 11 yaşında çocuk götürülsün. Biri kız, biri erkek. Biri İngilizce biri Fransızca konuşsun. Orada, 'biz EXPO'yu düzenlemek istiyoruz. 2020 yılında biz 20 yaşında olacağız. Sizi biz davet ediyoruz' desinler. Bu önerimi Mahmut'la da konuştum. Çeşitli yerlerde 'Brezilya, İtalya falan yapıldı' dendi. Önemli olan imajdır, yapsınlar farketmez.

- Sizce en güçlü rakibimiz hangi kent? Aynı zamanda Meksika İzmir Fahri Konsolosusunuz...

Bana göre en güçlü rakip Brezilya'nın Sao Paulo kenti. Ben Meksika Büyükelçimizle görüştüm. "Geçen sefer bize vermediniz oyu. İtalya'ya verdiniz. Bu seferde Sao Paulo var. Yine Onlara gidecek" dedim. O da, "Hayır, Brezilya olarak çok oluyorlar. Zaten Dünya Kupasını aldılar, Olimpiyatlara adaylar" dedi. Demek ki işin içine rekabet girmiş. Latin Amerika'dan başka oylar da alabileceğimizi düşünüyorum.

- Sizce bir dezavantajımız var mı?

Bir dezavantaj görüyorum. Bizi Avrupa kenti olarak algılayıp, Milano'dan sonra yine bir Avrupa kenti gibi görürlerse, o biraz düşündürüyor. Dubai Ortadoğu, Ekaterinburg Rusya, Tayland Uzakdoğu, diğeri Latin. Belki de bu konuda, 'doğunun en batısı, batının en doğusu' şeklinde vurgulamamız gerekir. Avrupa'dan kaçmak gerekiyor. Müslüman bir ülke özelliğimiz var. 5 kent arasında oryantalist yanımızı öne çıkartmalıyız.

- EXPO Logosunu nasıl buldunuz?

EXPO logosunu beğendim...(Soner Çağlar/Egeli Sabah)