İZMİR - Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, mevcut bütçelerle çöp toplamak dışındaki hizmetlerin imkansız hale geldiğini belirterek "Ya bizi kapatın, ya da yetkimizi arttırın" diye isyan ederken, diğer ilçe belediye başkanlarından da destek gördü.
"GÖKÇEK YÜZÜNDEN ÇIKTI"
Bayraklı Belediye Başkanı Karabağ, şöyle devam etti: "Büyükşehirlerin çoğu AKP'nin elinde. Yasayı bu hale getirenlerin başında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek geliyor. İZSU payı diye Bir şey çıktı. Bunun kaynağı Melih Gökçek. İlçe belediyelerinden özel bir kanunla yüzde 10 pay büyükşehirlerin su kanal idarelerine akatrılmaya başladı. ASKİ'ye paralar gitsin diye biz de burada İZSU'ya yüzde 10 ödüyoruz. Yüzde 30 zaten büyükşehir payı kesiliyor. Gelirlerimizin yüzde 40'ı büyükşehire gidiyor. Bunun karşılığında ilçe belediyesi olarak vatandaş her sorunu ilçe belediyesine mal ediyor. Akmayan suyunu, gelmeyen otobüsünü yollardaki yağmur taşkınını ilçe belediyesinden biliyor. Sistem olarak bence metropol belediyelerinin büyükşehirle olan dizaynını yeniden yapmak lazım. Bizi ziyaret eden CHP'li, AK Partili, MHP'li tüm milletvekillerine bu konuyu özellikle aktaracağım. Parlamentoda milletvekillerinin bu durum seslendirmesi ve yasayı değiştirmesi gerekiyor. "
SORUNLARI NELER?
*** İlçe belediyelerine İller Bankası'ndan gelen ödeneğin yüzde 30'u Büyükşehir payı, yüzde 10'u ise İZSU payı olarak kesiliyor. Toplamda gelen ödeneğin yüzde 40'ı peşin olarak Büyükşehir'in hesabına geçiyor ve bu durum ekonomik olarak ilçe belediyelerini zayıflatıyor.
*** İlçe belediye meclislerinin aldığı kararların tek başına hiçbir anlamı yok. Kendi bütçesi dahil olmak olmak üzere büyükşehir meclisinden geçmeden ilçe belediyelerinin hiçbir kararı uygulama şansı yok.
** İlçe belediyelerinin imar açısından 1 / 1000'lik planları yapma yetkisi var ama Büyükşehir isterse resen binlik planları yapıp "Uygulayın" diyerek gönderebiliyor.
*** İlçe belediyeleri sadece çöp toplayıp, parkların bakımını üstlenen belediyeler haline geliyor.
NE İSTİYORLAR?
*** İller Bankası payının yüzde 10-15 dolayında kalması gerekiyor. Geri kalan miktar ilçe belediyelerine aktarılarak bu beledeyelerin ekonomik olarak güçlendirilmesi gerekir.
*** İlçe Belediye meclisleri yetkilendirilmeli, belli konularda bağımsız kararlar alabilmeli.
*** İlçe belediyelerinden yüzde 10 İZSU payları peşin olarak kesiliyor ama, İZSU ilçelere istediği gibi yatırım yapıyor. Her ilçede İZSU'nun yapacağı yatırımı İZSU tek başına değil ilçe belediyeleriyle birlikte karar vermeli. O yılki projeler belirlenmeli ve hakedişleri ilçe belediyeleri ödemeli. Böylece her yıl yüzde 10 peşin ödemek yerine ilçe belediyesi, ilçesine yatırım geldiğinde o yılki projeler üzerinden İZSU'ya ödenek göndermeli.
Neleri kaybettiler?
*** İller bankası paylarının yüzde 10'u Büyükşehir belediyelerine bağlı kanalizasyon ve su idarelerine otomatik olarak kesiliyor.
*** İmar vergisi gelirlerinin yüzde 10'u otomatik olarak Valilik bünyesindeki fona aktarılmak üzere kesiliyor.
*** İlçe belediyeleri kendi bütçelerinde bir müdürlükten diğerine para transferi dahi yapamıyor. Bu konudaki kararın büyükşehirde onaylanması gerekiyor.
*** Alt yapı çalışmalarında hiçbir yetkisi ve sorumluluğu yok.
*** İmarla ilgili yetkileri elinden alındı, ilçe belediyeleri en küçük ölçekteki plan olan parselasyon yetkisine bile tek başına sahip değil.
Ne dediler?
"KAPATILMANIN ADIMLARI ATILIYOR"
Ergun Özgün (Menderes Belediye Başkanı):
2004 yılında çıkan 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu'nun ardından gelen yönetmelik ve yönergelerle ilçe belediyelerinin bütçeleri ve yetkileri alabildiğine tırpanlandı. Bana göre bu süreç ilçe belediyelerini kapatıp, buraları şube müdürlüklerine dönüştürmeye doğru gidiyor. Kentin tek seçilmiş yetkilisi bulunmasının adımları atılıyor. Büyükşehir'e bağlanmadan önce 5 yılda 250 kilometre kanalizasyon döşemiştim, şimdi 8 senede ancak 20 kilometre döşendi. Yetki bende değil, yapamıyorum. Yasada ciddi bir düzenlemeye ihtiyaç var. Çok daha verimli olunabilecek koşullar sağlanabilir. Şu anda verimsiz bir modelle yönetiliyoruz.
Mehmet Ali Çalkaya (Balçova Belediye Başkanı):
Büyükşehir Belediye Yasası'na bakınca, büyükşehir bürokratları bile ilçe belediye başkanlarından daha çok yetkiye sahip. Tek farkımız var. İlçe belediye başkanlarının fırfırlı makam aracı ve forsu bulunuyor. Büyükşehir Yasası'nna göre imar büyükşehirde, yetki onda, paralar onda. İlyçe belediyeleri sadece büyükşehirin işini biraz hafifletiyor o kadar. İlçe belediyeleri şu halihazırda yetkisiz ve etkisiz. Oysa ki kentin çorbaya dönmemesi için merkezi planlama ve benzeri kararlar alınabilir ancak ilçe belediyeleri de bu karara uyacak şekilde yetkilendirilir. Şu anda hiçbir yetkimiz ve etkimiz yok. Abartılı bir tanımlama olacak ama, tek yetkim şöförüme talimat veriyorum beni istediğim yere götürüyor.
Kamil Okyay Sındır (Bornova Belediye Başkanı):
Yerinden yönetim savunulmasına karşın, merkezi yönetime doğru bir gidişat var. Bu durum ciddi bir çelişki yaratıyor. İlçe belediyeleri şube haline getirilirse, halkın sorunları daha da büyür. Alt yapı koordinasyonundan tutun da plan yetkisine kadar her şey ilçe belediyelerinin elindin alınmış durumda. Nüfusu 400 bini bulan bir ilçe şube mantığıyla yönetilemez. Bu konuda biran evvel çalışmalar yapılmalı.
Cevat Durak (Karşıyaka Belediye Başkanı):
Büyükşehir yasası çıktığında biz bir yıl yasası, yetkisi olmayan belediyeler olarak çalıştık. Bu bile başlı başına tuhaf bir durum. Bugünkü uygulamada ise belediye başkanlarının hiçbir yetkileri yok. Vatandaş ayağı taşa takılsa belediye başkanını sorumlu tutuyor ama, imardan alt yapıya kadar hiçbir yetkisi yok. Kendi işçisini, memurunu bile seçemiyor. İlçe belediye başkanlarının elleri kolları bağlanmış durumda. Böyle bir yasadan da verim beklemek doğru değil. Öte yandan ilçe belediyelerini ilgilendiren yasa ile büyükşehir Yasası arasında ciddi çelişkiler var. Bu konuda bir adım atılmazsa bu belediyeler giderek batak belediyelere dönüşecektir.(Nihal Aşkın/Haber Türk Egeli)