ANKARA - MİLLİ İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan’ın savcılık tarafından ifadeye çağrılması sonrasında hükümetin yasa değişikliği hazırlıklarını eleştiren CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, "Bugüne kadar özel yetkili mahkemeler iktidarın borusunu öttürdü. Şimdi soruşturma sırası kendilerine geldiği zaman alelacele yeni bir yasa değişikliği getiriliyor. Ne MİT Müsteşarı, ne TSK, ne de Başbakan. Yargı, nereye kadar gidilecekse gitmeli" dedi.
SIRA KENDİ YETİŞTİRDİKLERİNE GELİNCE KONUŞUYORLAR
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından ifade için çağrılmasını da değerlendiren Oran, hükümetin yanlı davrandığını söyledi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesinin 3 yıldır sorgulandığını, Genelkurmay Başkanı’nın tutuklandığını kaydeden Oran, sözlerine şöyle devam etti:
"Hükümet bu konuyla ilgili ağzını açmadı, hiç yorum yapmadı. Kendi atadığı, kendi yetiştirdiği bir kişiyi MİT’in başına getirdi. O kişiyi getirmek için birtakım kural dışı, sistem dışı uygulamalar yaptı. Bir anlamda kılıfına uydurdu ve o kişiyi MİT Başkanı yaptı. Şimdi sıra ona geldiği zaman herkes konuşuyor. Yeni yasalar çıkarılmaya çalışılıyor. Böyle bir çifte standart anlayışı olabilir mi? TSK mensupları suçları daha tam olarak tespit edilmeden sorgulanıyor, tutuklanıyor. Amirallerimizin 3’te 2’si tutuklu. Hava Kuvvetleri öyle. Biz bir de terörle mücadele ediyoruz. MİT ile ilgili bir şey olduğunda kılıfına uydurmak için yasalar çıkarmaya çalışıyorsun."
’TERÖR ÖRGÜTÜNÜN BAŞI DA SAYIN BAŞBAKAN’
Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması gerektiğini yıllardır söylediklerini aktaran Umut Oran, şunları kaydetti:
"Bugüne kadar özel yetkili mahkemeler iktidarın borusunu öttürdü. Şimdi soruşturma sırası kendilerine geldiği zaman alelacele yeni bir yasa değişikliği getiriyor. Türk Silahlı Kuvvetleri, emniyet, MİT hepsi bizim göz bebeğimiz. Bunlar arasında ’o benim adamım, bu senin adamın’ anlayışı yürütmemek lazım. Genelkurmay Başkanı tutuklu yargılanıyor. Suçu ispat edilmemiş. Bu kişiye ise Başbakan iktidarında görev verilmiş, yetki verilmiş ve beraber çalışmışlar. Bu kişi kalkıp da terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyorsa, terör örgütünün başı da o zaman Sayın Başbakandır. Başbakanın da sorgulanması, ifadesinin alınması gerekir. Burada ne MİT Müsteşarı, ne TSK, ne de Başbakan... Yargı, nereye kadar gidilecekse oraya kadar gitmeli. Ama Başbakan TSK’ya yapılana karşı hiç ses çıkarmadan hareket ediyorsa, bir anda kendi atadığı, kendi götürdüğü, kendi hazırladığı bir devlet kurumunun başına atadığı kişiye karşı böyle bir korumacı anlayış yürütüyorsa, onu Türk halkı takdir edecektir. Kaldı ki Başbakan’ın bir sözünü hatırlıyorum. PKK görüşmeleriyle ilgili çok ağır bir ifadede bulundu; ’Böyle bir şey varsa şerefsizdir’ diye, öyle hatırlıyorum. Başbakan o söyledikleriyle tekrar yüzleşecek."