Fatih YAPAR/EGEDESONSÖZ - CHP’de genel seçim öncesinde milletvekili aday listeleri belirlendikten sonra krize neden olan Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti eski Başkanı Atilla Sertel’in dosyası ile ilgili karar çıktı. Parti içinde yapılan önseçimde 3. Sıra çıkmasına rağmen Sertel, Yüksek Seçim Kurulu’na yapılan itiraz nedeniyle adaylıktan düşürülmüştü. Basın İlan Kurumu Üyeliği’nden istifa etmediği için kamu görevi sürdüğü halde aday olduğunu belirten YSK, gerekçeli kararı açıkladıktan sonra Sertel’in yerine listenin 4. sırasında bulunan Bornova eski Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır bir üst sıraya çıkarak milletvekili olmaya hak kazandı.
Karara önce YSK’ya itiraz eden Sertel, kamu görevlisi olmadığını ifade ederek kararın düzeltilmesini istedi. Sertel’in talebi reddedildi. Sertel, avukatı aracılığıyla daha sonra Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaparak hakkının yenildiğini ifade etti. Anayasa Mahkemesi, itirazı görüşerek karara bağladı. Mahkeme kararında, “Anayasa’nın 79. maddesi uyarınca aleyhine başka bir merciye başvurulamayan YSK kararlarının bireysel başvuruya konu olamayacağı sonucuna varmış ve başvurunun ‘konu bakımından yetkisizlik’ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir” denildi.
Yüksek Mahkeme Basın İlan Kurumu Genel Kurul Üyeliğini kamu görevi kabul eden Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararını tartışılamayacağını bildirdi. AYM, YSK’nın kararının sorgulanamayacağını ve bu karara itiraz edilemeyeceğini de belirtti.
DOSYA AİHM YOLCUSU
Kararın ardından önce YSK’ya itiraz eden Sertel, daha sonra Anayasa Mahkemesi’nden de beklediği haberi alamadı. Sertel’in karar sonrası Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gitmesi bekleniyor. Süreç ile ilgili açıklamalarda bulunan Sertel, haklı olduğunu belirtirken hukuka güvendiğinin de altını çizmişti.
DOSYAYI AÇMADILAR
Kararın ardından Egedesonsöz’e konuşan Sertel, Anayasa Mahkemesi’ni eleştirdi. Sertel, mahkemeye “O zaman dosyayı esastan görüşmeyi neden kabul ettiniz” derken dosyanın açılmadan kapatıldığını söyledi. Sertel, “Bu süreçte Adalet Bakanlığı’ndan görüş aldılar. Bakanlık ‘siz yetkilisiniz’ diyerek yetkiyi onlara bıraktı. Ama böyle bir karar çıktı. Eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ ve Milletvekili Mustafa Balbay ne kadar teröristse ben de o kadar memurum. Anayasa Mahkemesi işin içinden sıyrılmak istedi. Dosyanın kapağını açmadı. Mahkeme, başına iş almak istemedi. Karar alsaydı, bundan sonra YSK kimseye hukuksuzluk yapamazdı. Hukuk kuralları içinde hareket etmek zorunda kaldı. Cesaret edemediler. Cesaret edenlerin de sesleri fazla çıkmadı” dedi.
HUKUKSUZLUK VAR
Kararı AİHM’e götüreceklerini ifade eden Sertel, “Kendi ülkemdeki durumun yurt dışına taşınmasından da üzüleceğim. Anlayış olarak ‘benim ülkemde hukuk yok’ demek istemiyorum. Ne yazık ki durum bu hale geldi. Kararların ve hukukun ülkemiz içinde uygulanmasını istiyorum. Ergenekon Davaları’nda da yurt dışına gitmedik. Hep bizim içimizde tartıştık. Avukatlarımız için de onur meselesi oldu. Ortada bir hukuksuzluk var. Bunun peşini bırakmayacağız. Konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götüreceğim” diye konuştu.
KANUN NE DİYOR?
Anayasa’nın konuyla ilgili 79. maddesinde “Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz” ifadesi yer alıyor.
MADDE 79. – Seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır.
(Değişik: 31.5.2007-5678/2md )Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını ve Cumhurbaşkanlığı seçimi tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.