İZMİR - İzmir Milletvekili ve CHP Parti Meclis Üyesi Birgül Ayman Güler Uşak ADD tarafından düzenlenen ‘İlelebet Laik Demokratik Cumhuriyet’ konulu panele konuşmacı olarak katıldı. Konuşmasında her bir yurttaşın eşitliği bizim vazgeçilmemizdir diyen CHP’li Güler, “ Biz halklar, etnik topluluk, Türkiye’de 37 etnik topluluk var, bunlara da hukuki statü verin diyenlere hayır diyoruz” dedi. Güler, Türkiye’de her yurttaşın eşit haklara sahip olduğunu, her bir yurttaşın etnik kökeni ve inancı ne olursa olsun ana dilini öğrenmeye hakkı olduğunu söyledi. Birgül Ayman Güler panelin ilk bölümünü “Her etnik topluluğun kendi ana dilinde eğitim, hukuki düzenleme olsun. Devlet ve toplum inşasını etnik topluluk üzerinden mi yurttaşlar üzerinden mi inşa edeceğiz. Ana dili öğrenmek en doğal haktır. Ana dilde eğitim savunmada ana dili kullanmaya başlarsanız bunun önünü alamaz, ülkeyi ve 75 milyonu büyük bir tehlikeye atmış olursunuz. Biz kimsenin, etnik kökeninin reddedilmesini, inkar ve asimilasyon edilmesine razı olmayız ve şiddetle karşı çıkarız. Uluslaşma yolunda büyük yol kateden Türk ulusunu parçalara ayırma ve Orta çağ karanlığına götürmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Yaşasın Türk Ulusu” sözleri ile sonlandırdı.
AKP GÖZLERİNİ EVLERİMİZİN İÇİNE DİKTİ!
Konuşmasının ikinci bölümünde, Başbakan’ın öğrenci evlerinde kız – erkek öğrencilerin birlikte kalıyorlar sözlerine değinen Güler, “Dinimizin emridir başınızı örteceksiniz diyen başbakanın hem Başbakanlık yetkilerini hem de kutsal inançlarımızın sınırlarını zorlayan açıklamalarına yanıtım; ben kadının türbanlanmasının ilmin emri olduğuna inanmıyorum. Ben bunun Başbakan’ın siyasi yorumu olduğunu düşünüyorum. Benim dini inancımı ölçmek Başbakan’ını haddi değil. Eğer devlet işleri dinin emrine dayandırılmışsa o devlet o devlete din devleti denir. Kendisini şeyhülislam ya da Türkiye imamı yerine koyan bir başbakanla Türkiye’de özgürlüklerin güvence altına alınabilmesi mümkün değildir. Artık AKP gözlerini evlerimizin içine dikti. Başbakan haddini bilmelidir. Başbakan 76 milyon yurttaşın inançlarına eşit mesafede olmalı , kendi siyasi yorumuna göre kadınları giydirmekten vazgeçmeli, kendi yorumlarına giyinmediğimizden, kendi yorumuna göre ibadet etmediğimizden insanları dinsiz ilan etmekten vazgeçmelidir.
ACENTESİ OLDULAR
Konuşmasında küreselleşme konusuna da yer veren Güler, küreselleşme ile bitti denilen savaşların biçim değiştirerek yeniden başladığını, dünyada yıkımdan ve göz yaşından başka bir şey kalmadığını söyledi. Irak’ta Saddam’ın kendi evlatları tarafından ya da Libya’da Kaddafi’nin kendi evlatlarınca işkence edilerek öldürüldüğünü ifade eden Güler; “Dünya, bitti denilen savaşlardan sonra 200 yıl önceki sömürgeci dönemi yaşadı. 30 yıllık küreselleşme tarihinde kan ve gözyaşından başka bir şey yapmadılar. Şunu başardılar, ulusal devletleri etnikçilik adı altında kemirdiler. Özelleştirmelerle kamu kaynaklarını yabancılara peşkeş çektiler. Türkiye de kamu iktisadi teşebbüsleri olarak üretim yapan ne kadar dev fabrika varsa ya sattılar ya da kapısına kilit vurdular. Kendileri de yabancı şirketlerin acentesi oldular. Bunlar da din adına konuşup onlarla kol kola girdiler.
BİZE AHLAK DERSİ VEREN HÜKÜMET SÜLEYMANİYE’DE ÇUVALLIYOR!
Konuşmasının son bölümünde 2003 yılında Süleymaniye’de gerçekleşen, Türk askerlerin başına ABD askerlerince çuval geçirilmesi olayına değinen Güler, “Süleymaniye’deki çuval Karadenizin ele geçirilmesinin adımları oldu. 2004’te NATO geldi Karadenize geçecek gemilere Türk subaylar kontrol ediyor bundan sonra bizim subaylar komuta edecek dediler. Bizim deniz kuvvetleri kabul etmedi. Kardak krizinde kayalıklara çıkan askerlerimiz, onlar botlarının benzin parasını kendi ceplerinden toplayarak adaya çıkan komutanlar içerde. Güney Kıbrıs’ın petrol aramasına karşı ülkenin çıkarlarını savunan askerler de bizim denizciler ve hepsi içerde. Türkiye Cumhuriyeti’nin başında bize ahlak dersi vermeye çalışan hükümetin bu konularda ağzını bıçak açmıyor. Türkiye’nin çıkarının savunanlar içerde. Onları içeri atanlar, Süleymaniye’de çuval geçirenler, ülkenin varlıklarını yabancıların eline geçmesine fırsat verenler şimdi iktidardalar. Askerin başına geçirilen çuvalla, kadının başına geçirilen siyasi simge türban arasında organik ilişki var” dedi.
Yaşananlar karşısında geri atmayacaklarını, büyük beraberliklerle mücadele edeceklerini ve sonunda zaferle çıkacaklarından hiç kuşku duymadığını dile getiren Güler, “ Baskılara karşı mücadele vereceğiz. Bizim gücümüzden ve hedeflerimize ulaşacağımızdan hiç kuşku duymuyorum. Bunun dışında başka seçeneğimiz yok. Türk ulusu bir kez daha kendini savunma durumunda ve varlığımız bunu başarmaya yetecek güçtedir. Çünkü bunun direnç noktaları çok güçlü ve çok taze. Büyük beraberliğimiz ile bunun üstesinden geleceğimizden eminim. Bu büyük beraberlik ile bu karanlık dönemleri geride bırakacağız, aydınlanmanın ışığında geleceğe birlikte yürüyeceğiz. Okullarda okutulmayan andımızı çocuğu okula gönderirken kendimiz okutacağız. Bu büyük beraberliği aydınlık geleceğe taşıyacağız” dedi.