REHA MUHTAR / VATAN
Psikopat cinayetinin altındaki nedenler...
Teğmenin Münevver’’le mesajlarının çıktığı gün, Cem Garipoğlu’’nun bu hunharca cinayeti işlemesinin ardındaki psikopat ruh hali ortaya çıkmıştı benim gözümde...
Bu psikopat ruh halinin altında, ’“sevgilisini hastalıklı bir şekilde kıskanan, anne bağımlısı yanlış yetiştirilmiş erkek çocuğunun olduğunu’” 30 Ağustos’’ta şöyle yazdım:
’“TEĞMEN’’İN MESAJLARI VE CEM GARİPOĞLU’’NUN KISKANÇLIĞI...
Satanist ayin yapıyorlardı... Sadistti, cinayeti çok önceden planladı, eve götürdü, soğukkanlı biçimde işledi...’”
Aylardır bu senaryoların hepsini okuyor inceliyor ve bir yerde tıkanıyordum...
İyi hoş da, Cem Garipoğlu cinayeti bu kadar soğukkanlı işleyebilecek düzeydeyse, niye güvenlik kameralarının olduğu kendi evlerine getirir orada bu cinayeti işler?..
Bir insan bir cinayet işlemeyi planlıyorsa, mağduru kameraların olduğunu, güvenliğin görev yaptığını bildiği kendi evinin önüne mi getirip, işler?..
İşin içinden çıkamadığım soru buydu...
Burada tıkanıp kalıyordum...
Ta ki;
Münevver’’in genç teğmenle mesajlaşmaları ortaya çıkana kadar...
Cem Garipoğlu’’nun o gün teğmenle dört kez mesajlaşan genç kızın telefonlarını karıştırdığında, bu mesajları görebileceği gerçeğinin ortaya çıkmasına kadar...
Şimdi en azından mesele oturuyor...
***
Çünkü biliyorum ki, genç erkekler arasında psikopat denecek ölçüde kıskançlık temayülü var... Genç kızları deli gibi kıskanıyorlar...
Çok kıskandıkları için, yakın ve sahiplenici ilişki kurmuyor ve kafalarına göre takılıyorlar...
Yakın ilişki kuranların büyük çoğunluğu psikopata bağlıyorlar hayatı...
Anormal derecede kıskançlar...
***
Birçok anne, hiç farkında olmadan anormal psikopat bir erkek nesli meydana getiriyor... 15-20 yaşlarındaki genç erkeklerin anneleri, post-modern çağların avantajlarını olduğu kadar dezavantajlarını da en fazla yaşayan kesim...
Cinsel özgürlüklerin nispi olarak ortaya çıktığı, kadın erkek ilişkilerinin yeni bir boyut kazandığı dönemlerin kadınları onlar...
Ancak ve fakat, cinsel devrim, kadın erkek ilişkilerindeki özgürlükler, son tahlilde dünyada bu kadınların kuşağına yaramadı...
Çünkü erkek, kadınlara tanınan bu özgürlükleri kendi kişisel yaşamında alabildiğine kullanmaya, yeni ilişkiler, yeni aşklar, yeni beraberlikler kurarak hayatı farklı partnerlerle sürdürmeye başladı...
***
80’’lerin genç kadını, yıllar içinde yıkılan geleneksel evlilikler iletişimsiz beraberlikler sonucu, annesinden babasından görmediği bir düzenin içine savruldu...
Kadın nispeten geçmişe göre konform içinde, ama mutsuzdu...
O kadınlar, mutsuzluklarını çocuklarına, özellikle erkek çocuklarına aşırı sevgi, ilgi ve o erkek çocukları hayatta sadece onlar varmış gibi hissetiren bir duygusal atmosfer içinde yetiştirdiler...
Kadın hayattaki tüm hayal kırıklıklarının intikamını, sevgisini, ilgisini, aşkını erkek çocuğuna verdi...
Anne sevgisinin paylaşılmadığı, ilgisinin bölüşülmediği, aşırı bir sevecenlik ve kahramanlıkla yetişen erkek çocuklar, kızlarla bir sevgili ilişkisine girebilecek performanstan mahrum kaldılar...
Genç erkek çocuklar aşık oldukları genç kızın, bir başkasına bakmasına tahammül edemez hale geldiler... Anneleri de öyle davranmıştı onlara çünkü...
Psikopata bağlı genç erkeklerin çıkmasının sosyal psikolojik nedeni, kadını özgürleştiren cinsel devrimlerin ve post-modern sürecin bir süre sonra hayal kırıklıklarıyla dolu bir kadın kuşağı yaratmasıdır...
Cem Garipoğlu cinayetini, Münevver’’in başına gelenleri bir korku filmi edasıyla değil, sosyal psikolojik boyutlarıyla ele alabilirsek genç kuşaklar için bir anlam ifade edecek...’”
*****
HİÇ KİMSENİN AKLINA GETİRMEK İSTEMEDİĞİ SORU?..
’“BU OLAY BENİM BAŞIMA GELSE NE YAPARDIM?..’”
Cem Garipoğlu cinayetinin çözülmesi medyanın önemli bir başarısıdır... Fikr-i takiple olayın üzerine yürüyen medya, Cem Garipoğlu cinayetinin sümen altı edilmesini önledi, ağır gündemin arasında kaybolmasını engelledi...
Yaptığı haberlerle polisi psikolojik olarak baskı altına aldı, son ana kadar Münevver’’in ailesinin arkasında durdu, herkesi Münevver’’i kendi kızı olarak görmesini sağladı ve çemberin daraltılmasına katkıda bulanarak Cem Garipoğlu’’nu yakalattı...
İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve ekibine Engin Deniz’’in babasının katilini yakaladığı için ettiğim teşekkürün aynısını, şimdi Münevver’’in katilini yakaladığı için ediyorum...
O gencecik kızın ruhunu huzura kavuşturduğu için, annesini babasını ferahlattığı için, bütün anne ve babaların ortak duaları onlarladır...
***
Ama şimdi annelerin ve babaların düşünmesi gereken çok önemli bir soru var:
Münevver’’in babasının ya da annesinin yerinde olsak, ’“Lanet okur, bu dünyayı o katil zanlısı çocuğun başından aşağı geçirmek için herşeyi yapardık...’”
Peki herhangi birimiz Allah korusun Cem Garipoğlu’’nun annesi ve babasının yerinde olsak ne yapardık?..
Sorulması ve yanıtlanması gereken soru budur...
Allah korusun herhangi birimizin çocuğu böyle bir cinayeti işlese biz ne yapardık, ne yapabilirdik?..
Acaba kaç kişi olayı duyar duymaz ’“Çocuğunu götürür elleriyle hemen polise teslim ederdi...’”
Herkes empatiyi Münevver’’in babası ve annesi üzerinde yapıyor...
Ama kimse o empatiyi Cem Garipoğlu’’nun annesi ve babası üzerinden yapmıyor...
Baba çocuğuna yardım ettiği için cezaevinde...
Anne öz oğlunun sevgilisinin katili olduğunu öğrenmiş...
Kanundan kaçıyor çocuk...
Kocası çocuğa yardım ettiği için hapse girmiş...
Bir anda katil olan çocuğundan ve onu saklamaya çalışan kocasından kopan anne ne yapabilirdi, ne yapmalıydı?..
Siz olsanız ne yapardınız?..
***
Basın ve genel olarak medya bu olayda çok başarılı bir sınav verdi...
Ancak dünden itibaren bakıyorum gazetelere ve haberlere, sanki ortada Cem Garipoğlu adında gizli bir örgüt ve tarikat var...
’“Evde onu kim sakladı?...
Saçını kim kesti?..
Sakalı niye uzundu?..
Yemeğini kim verdi?..
Eve kimin yemek getirdiğini niye söylemiyor?..
Arkasında nasıl bir organizasyon var?..’”
’“Satanist törende öldürüldü’” diye palavra atanlar, şimdi de ’“gizli organizasyon’” şemaları yayınlayacaklar neredeyse...
Yaşamda empati duygusundan yoksun olanlar doğru gazeteci refleksine sahip olamazlar...
İşin doğrusu şudur:
Katil de olsa, psikopat da olsa o çocuk annenin öz evladıdır...
Anne kim olursa olsun çocuğunu sakınır...
Katil de olsa psikopat da baba çocuğunu bir türlü korumaya çalışır...
Onun için Türk Ceza Kanunu’’nun 284. maddesi ’“Hakkında tutuklama kararı olan, ya da hükümlü olan bir kişinin yerini bilip de söylememek 1 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır... Ancak anne, baba, eş, çocuk veya kardeş için, bu ceza verilmez...’” der...
Muhtemelen anne bilip de söylemiyordu çocuğun yerini...
Muhtemelen baba, o yeri bizzat bulup çocuğunu sakladı...
Saklama suçunu işlediği için içerde...
Bu işin içinde daha fazla bir örgüt ve organizasyon aramak, Satanist ayinlerine uzananların hayallerini mutlu etse de gerçek değildir...
Cem Garipoğlu’’nun annesinin babasının durumuna düşmek istemeyen anneler ve babalar, erkek çocuklardaki psikopat eğilimlerin nerelerden kaynaklanmış olabileceğini anlattığımız üstteki yazıyı bir defa daha okumalıdırlar...