HABERLER>ULUSAL MEDYA
9 Ağustos 2010 Pazartesi - 00:00

Bursalı Medyatava’’ya konuştu

Yeni Asır Genel Yayın Yönetmeni Şebnem Bursalı, Medyatava’’dan Sayım Çınar’’la yaptığı röportajda, Türkiye'de yayın yönetmeni koltuğuna oturabilmiş ikinci kadın gazeteci olma yollundaki yaşadıklarını anlattı.’

Bursalı Medyatava’’ya konuştu

Yeni Asır Genel Yayın Yönetmeni Şebnem Bursalı, Medyatava’’dan Sayım Çınar’’la yaptığı röportajda, Türkiye'de yayın yönetmeni koltuğuna oturabilmiş ikinci kadın gazeteci olma yollundaki yaşadıklarını anlattı.’
 
Bursalı, bu noktaya uzanan süreci, kariyeri için ödediği bedelleri, yaşadığı hayal kırıklıklarını, İzmir’’de gazete çıkarmanın farklı yanlarını,hedeflerini ve gazeteciliğin yaygın sorunlarına ilişkin görüşlerini anlattı’…
 
Şebnem Bursalı'yı biraz tanıyalım istiyorum, Yeni Asır Gazetesi’’nde nasıl yayın yönetmeni oldunuz, biraz hikayenizden başlayalım önce?
1989 yılında üniversite yıllarımla birlikte Ankara serüvenim de başladı. Soyadım Bursalı ama Aydın ve İzmirliyim. İlk-orta-lise eğitimimin ardından Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’’nu -ki benim mezun olduğum 1993 yılından itibaren İletişim Fakültesi ismini aldı- kazanmamla birlikte ’“gerçek hayat’” ile tanıştım. Mezun olduğum yıl 1993’’te TRT’’de Reha Muhtar ile Ateş Hattı programında muhabir ve yapımcılık ve ardından 94 yılı itibarıyla Sabah ailesine katılışım gelir. Sabah, Takvim, Aktüel dergisi ve ATV’’de muhabirlik, yazarlık, Ankara temsilciliği ve program yapımcılığı dahil, grup içindeki bütün yayınlarda görev aldım. Aynı anda 4 yayında yazdım ve çalıştığım da oldu. Sabah 08.30’’da başlayan mesaim, gece 2’’lere kadar sürerdi ve 7 günlük bir tempoydu. Bu tempo dolu dolu 5 yıl böyle gitti. Sonrasında Takvim ve Yeni Asır’’ın Ankara temsilciliği ve köşe yazarlığı ile devam etti. Aynı zamanda televizyon kanallarında siyaset programları da yaptım. Özetle ve esasında; uzun yıllar Yeni Asır’’ı Ankara’’da temsil ettim. Gayet de mutlu, kendi halinde, işini en iyi şekilde yapmaya çalışan bir gazeteciydim. Sevdiğim bir işim, güzel dostluklarım ve akşam olunca gidip şöyle ayaklarımı uzatacağım bir mütevazı evim vardı. Sonra günlerden bir gün, grubumuzun CEO’’su, Turkuvaz Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekilimiz  Sayın Serhat Albayrak’’tan bir davet aldım. Atlayıp İstanbul’’a gittim ve beni büyük bir nezaketle karşıladı. Bana Ankara gazeteciliğine, genel gazeteciliğe ve Yeni Asır’’a dair bazı sorular sordu. Ben de düşüncelerimi dile getirdim. 3 saati aşkın bir sohbet ettik.  Ancak, sohbetin sonu hiçbir yere bağlanmamıştı. Sonradan anladım ki bu küçük bir sınavmış.  Ve 24 Ekim 2008 akşamüzeri saat 17’’de telefon geldi Sayın Serhat Albayrak’’tan; ’“yarın ilk uçakla İzmir’’de olacaksınız’” dendi. Sabahleyin Ankara’’dan İzmir’’e gittim. Sayın Albayrak ve Sayın Ahmet Çalık’’ın da bulunduğu bir ortamda yaklaşık yarım saat sonra Yeni Asır’’ın genel yayın yönetmeni olduğum ilan edildi. Hikayenin ilginç kısmını söyleyeyim size. Son ana kadar bu göreve geleceğimi bilmediğimi itiraf etmeliyim.
 
Ege’’de en çok satan gazetelerden birisi  Yeni Asır. Yeni Asır’’ı Yeni Asır yapan şeyler nelerdir? Nasıl bir ekiple çalışıyorsunuz?
Sorunuza sondan başlayayım. Birlikte çalıştığım arkadaşlarım hakkında hangi övücü sıfatı kullansam azdır. Gerçekten bu kadar yetenekli insanla bir arada çalışmak insanı hem mutlu ediyor hem de güven veriyor. Tabii bazı kadro eksiklerimiz var. Hedeflerimiz büyük ve bu hedeflere ilerlemek için kadrolarımızı daha da zenginleştirmemiz gerekiyor. Ama çok yaratıcı bir kadromuz var. Yeni Asır nasıl bir gazete diye sordunuz. Hiç şüphe yok, Yeni Asır Türkiye’’nin yaşayan en eski gazetesidir. Tam 116 yıllık bir tarihe sahip. Kuruluş tarihi 1895. İkinci Meşruiyet’’in ilanında aktif bir rol oynamış bir gazete. Serbest Fırka’’yı destekleyerek çok partili hayata geçiş çabalarına aktif rol oynamış bir gazete. Demokrat Parti ve Menderes’’e aktif destek vermiş ve bu yüzden ihtilalcıların hışmına uğramış bir gazete Yeni Asır. Sizin anlayacağınız üç asrı görmüş, hep demokrat ve yenilikçi olmuş bir gazete. Türk medyasının aristokratıdır Yeni Asır. Bu nitelikleriyle de benzersizdir. Bir kadını başına getirerek benzersizliğini bir başka açıdan da göstermiştir. Ve tabii doğru ve objektif habercilik. Ege kültürünün bir parçası olması Yeni Asır’’ı farklı kılan özeliklerdir.
 
Medyada görünür olmak, öç alma duygusuyla hareket etmek, ucuz polemiklere dahil olmak moda oldu. Siz bu durumlara nasıl bakıyorsunuz?
Kaptanlık koltuğuna oturunca daha iyi anlıyorsunuz; elinizdeki güç öyle bir güç ki hiç durumundaki birini ilahlaştırıp, çok durumdaki birini de yok edebilirsiniz. Yani öylesine keskin bir güç bu. Bir nevi silah diyeceğim ama kendim için söylüyorum, benim yöneticisi olarak bulunduğum gazetenin ve televizyonun kapısından içeri böyle bir anlayışın girebilmesi, ben var oldukça mümkün değil. Buradan sanılmasın ki kalemimiz keskin değil. Tam tersine, bölücülere, hırsız ve arsızlara, namussuzlara ve haksızlara ve haksızlıklara karşı en acıtan, en keskin kalemimizi kullanırız elbette. Kıstasımız, anayasamız budur. Bunun dışında sadece ve sadece habercilik, gerçek gazetecilik yapıyoruz. Diğer türlü davranan meslektaşlarıma hiç iyi gözle bakmıyorum. Bunlar maalesef medyayı yozlaştıran şeyler.
 
İzmir medyasını İstanbul medyasından daha çok ne ayırıyor? Türkiye yaşanabilecek ender yerlerden birisi İzmir’’dir. Neden İzmir’’dir?
İzmir medyası daha samimi ilişkilere sahip. Burada medya kendisini halka sorumlu hisseder. Mesela burada yalan haber, asparagas haber yapamazsınız. Çünkü insanlarla yüz yüze bakıyorsun. Cemiyet hayatı yaşıyorsun. Burada insanlar size güveniyor. Bu güveni boşa çıkarmamak İzmir’’de çok önemlidir. Haklısınız, İzmir çok önemli, çok güzel bir yer. Gerçi şehir gelişimi olarak biraz geriye düştü İzmir, ama kendini toparlayacaktır. Benim için en önemli gösterge, 7 yıl aradan sonra nihayet Bucaspor ile Süper Lig’’de temsil ediliyor olmasıdır. Karşıyaka, Göztepe, Altay ile destanlar yazmış spor kulüplerinin önümüzdeki sezondan itibaren yeniden Süper Lig’’de temsil edileceğine inancım tam. Herkes kendine göre başka şeyler buluyor İzmir’’de. Kimisi güzel kızlarını beğenir, kimisi yemeklerini, kimisi bu şehrin özgür havasını. Ama İzmir başka bir yer.
 
Siz eski Akşam Gazetesi Yayın Yönetmeni Nurcan Akad’’dan sonra yayın yönetmeni olmuş ikinci kadın gazetecisiniz. Kadınların bir temsil sorunu mu var bizim ülkemizde?
Bence kadınların bir temsil sorunu yok. Kadınlar burada duruyor ve verilen görevleri de en iyi şekilde yapıyor. Ama erkeklerin kadınlarla ilgili sorunları var bu ülkede. Bu ülkede kadınların erkek egosunu tam aşabildiği söylenemez. Oysa işinin ehli kadınlar çok başarılı oluyorlar. Serhat Albayrak’’ın bu bakımdan bana duyduğu güven Türk kadınları için de çok anlamlı. Çünkü dediğiniz gibi şu anda tek kadın yayın yönetmeniyim ben. Aynı şekilde, üç asra tanıklık etmiş böylesine köklü ve önemli bir gazeteyi bir kadına emanet eden Sayın Ahmet Çalık da diğer gazete patronlarına örnek olmalı. Kadınlar her zaman daha detaycıdır. Bizim mesleğin en önemli avantajlarından biri de budur bence. Yani, şeytan ayrıntılarda gizli ise habercilik de detaylarda saklıdır. Çok yönlü düşünebilme yeteneği de tanrının bir lütfu biz kadınlara. Yani, hem habercilik hem yöneticilik adına ne ararsan var aslında biz kadınlarda. Yeter ki görev verilsin. Ayrıca, erkek meslektaşlarım kızmasın ama yine genel bir doğru var ki kadınlar daha güvenilir. Yani, işine ve kendine karşı daha güvenilir ve samimi.
 
Meslek yaşamınızda hayal kırıklıklarınız vardır mutlaka. İlk hayal kırıklığınızı hatırlıyor musunuz? Veya bir gün bu mesleği bırakıyorum diye geçti mi hiç aklınızdan?
Doğrudur, meslek yaşamımın ilk hayal kırıklığını asla unutmayacağım. İsim vermek istemiyorum, herkesin çok yakından tanıdığı ve hayli popüler bir gazeteci-yazar ve sonradan televizyonlarda program yapan bir büyüğümdür benim gazeteciliği seçme sebebim. Öyle hayrandım ki ona, bir gün onun gibi yazabilmekten başka hayalim yoktu. Ama maalesef meslek yaşamımın en büyük ve ilk hayal kırıklığını yaşatan da kendisidir. Hem de daha meslekteki ilk yılım bile dolmadan yaşattı bana bu hayal kırıklığını. Bunu kendi yüzüne de söylediğim için size de söyleyebiliyorum. Daha ilk yılım dolmadan, gözümüzde ne kadar büyüttüğümüz insanların aslında ne kadar zayıf olduklarını ’“başkalarının kötüsü kötüdür, benim kötüm iyidir’” düsturunda olduklarını görmek beni yıktı. Gazetecilik buysa ben böyle gazetecilik yapamam dedim ve tek dileğim, bir gün bir meslektaşımın karşıma geçip de bana bu sözü söylememesidir. Derler ya ’“Allah şaşırtmasın.’”
 
Mesleğinizin sizi nereye taşıdığı ortada. Ama tersten sorarsam ve gazetecilik size neye mal oldu diye sorsam, ne dersiniz?
Gazetecilik bana ’“bir aile kurmamama mal oldu’” diyecek kadar keskin söylemem doğru mudur bilmiyorum. Ama şurası bir gerçek ki iş tempom ve işkolikliğim evlenmem noktasında beni hep bu eylemden  alıkoydu. Mükemmeliyetçi bir yapım var ve yaptığım her işi, aldığım her sorumluluğu en layığıyla yapmam gerekiyor. Evlilik de böyle bir sorumluluk bana göre. Ama bu tempoda çalıştığım sürece kocam olacak kişiye ve evlilik kurumuna karşı tam olarak sorumluluklarımı yerine getirebileceğim noktasında cesaret edemedim.  Hele ki anne olmak en büyük sorumluluk -ki en zoru da bu tabii ki. Erkek meslektaşlarımın bize göre en büyük avantajı da bu işte. Gazeteci eşlere bakın; kadın meslektaşlarım hep bir yere kadar geliyor. Sonrasında anne olmaları ve evin de evliliğin de çocukların da büyük oranda sorumluluklarını almaları yüzünden, iş yaşamında onlara sorumluluk ve fırsat verilmiyor. İşte, sizin biraz önceki sorunuzun da bir başka açıdan yanıtı. Neden sadece Nurcan Akad ve ben genel yayın yönetmeni olduk? Nurcan Hanım da bekardı. Tabii ki bu biraz da bizim seçimimiz ama haksız rekabet işte tam anlamıyla bu.  
 
Yeni Asır sizin döneminizde nasıl değişimlerden geçti? En önemli değişiminiz ne oldu?
Yeni Asır bir haber gazetesidir. İyi bir haber mutfağı var. Ben gazetenin bu yanını güçlendirecek kararlar aldım ve uygulamaların önünü açtım. Haber derken renksiz haberler değil sadece. İzmir ve Ege cemiyeti için de çok önemli bir yer buldu Yeni Asır. Hayatın içinde, insanların dünyasına ait şeylere sayfalarında yer veren bir gazete olmaya çalışıyoruz. Hayvanlarla ilgili köşemiz, çocuklara yönelik sayfalarımız ve kadınlar için hem öğreten hem eğlendiren kaliteli ve hayli zengin Sarmaşık magazin ekimiz ve bunun yanında hafta sonu eklerimiz var. Yerel haberi verirken ulusalı ve dış dünyayı da unutmuyoruz. Yani, size sadece Yeni Asır yeter diyoruz okurlarımıza.
 
Zaman zaman keşke İstanbul merkezli büyük medya kuruluşlarında olsaydım dediğiniz oldu mu?
Kişilik özelliklerimi saklayacak değilim. Sorumlu olduğum insanlar ’“Şebnem git şu dağı bekle’” deseler, ben canım pahasına o dağı beklerim. Ama elbette benim de her insan gibi hırslarım var, hayallerim var, mesleğimde gelmek istediğim zirveler var. Yeni Asır şu anda zihnimin bir yerinde tuttuğum zirvelerin sonuncusu değil benim için. Ben kadere inanan bir insanım. 16 yıllık meslek hayatımda önceliğimi ihtirasa değil, ideallerime verdim. Yani işimi, sorumluluklarımı en iyi şekilde yapmaya. Çünkü biliyordum ki; işini iyi yaptığın sürece önünde hiçbir kuvvet seni alıkoyamaz. Gazetecilikte aslolan haberdir, en yüksek mertebe muhabirliktir. Bunu hiç unutmadım, unutmam da. İnandığım bir başka şey de şu: Eğer işinizi dürüstçe yapıyorsanız, kendinizi ve  mesleğinizi geliştiriyorsanız Allah sizin yolunuzu açık tutuyor. Bir gün sabah uyanıyorsunuz, bir gün önce hayal etmediğiniz bir yerde oturuyor oluyorsunuz.
 
Gazetenizin muhabiri Nuray Kaya belediye başkanlarına 'Sayın Başkan' milletvekillerine ise 'Sayın Milletvekili' şeklinde hitap etmiş. Bu hitap tarzı size politikacılar tarafından şikayet edildi. Daha sonra Nuray Kaya işten ayrılmış. Bu olayı bir de sizden dinleyelim, neler oldu Şebnem Hanım?
Bu soruya ilk kez ve son kez yanıt vereceğim. Baştan söyleyeyim; Nuray’’ın Yeni Asır’’dan ayrılış sebebi kesinlikle böyle bir olay değil, tamamen özel ve ailevi sebeplerinden dolayıdır. Hala daha karşılaştığımız her yerde yanıma gelir ve sohbetimizi yaparız. Zaten bu haberin doğru olmadığını kendisi de, haberi yayınlayan internet sitelerine yazılı ve sözlü olarak hitap etti. Siyaset muhabiri genç ve başarılı bir arkadaşımdı Nuray. Ben Ankara’’dan ilk geldiğimde yanıma gelip ’“Benim idolüm sizsiniz Şebnem Hanım. Sizin gibi başarılı bir siyaset muhabiri ve yazarı olmak istiyorum’” dedi. Nitekim ben haberin içinden gelmiş bir yayın yönetmeni olarak haber merkezinde haber müdürü ve istihbarat şefi arkadaşlarım kadar haberin içinde olmayı seviyorum. Ankara’’da yıllarca siyaset izlediğim ve yazdığım için de elbette siyaset konusunda uzmanım. Nuray ile daha özel ilgilendiğim, ona istihbarat verdiğim de doğru. Bir gün İzmir’’de bana Meclis Başkanımız ziyarete geldi. Bu sohbette Nuray da bulunuyordu. Ben ’“Sayın Başkan’” veya ’“Efendim’” diye başlayan cümlelerle konuşurken Nuray ’“’…’… Bey’” diye ismiyle hitap edince ziyaret sonrasında kendisini uyardım. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı, Genelkurmay Başkanı, parti genel başkanı olan kişilere (eski ya da yeni) ismiyle hitap etmekten ziyade temsil ettikleri makam ile hitap edilmesinin bir nezaket ve diplomasi kuralı olduğunu hatırlattım. Bunu bilmek için Ankara deneyimine gerek olduğunu da sanmıyorum. Çünkü İzmir’’de de Büyükşehir Belediye Başkanı veya ilçe Belediye Başkanlarına da, Vali veya Başsavcıya da Sayın diye başlayıp makamlarıyla hitap ederim ve bu dediğim gibi öncelikle bir nezaket kuralıdır ve mesleki bir prensip meselesidir. Benim, yayın yönetmeni olarak öncelikli görevlerimden biri de birlikte çalıştığım arkadaşlarımı doğru yönlendirmemdir. Benim yerimde hangi yayın yönetmeni olsa, aynısını yapardı. Dediğim gibi, bu diyalog kesinlikle Nuray ile aramda sert veya kötü bir polemik sebebi olmadığı gibi, kendisi bana teşekkür etti. Ayrılma sebebiyle de uzaktan veya yakından ilgisi yok. Tamamen özel ve ailevi sebeple ve kendi isteğiyle ayrıldı.   
 
Gazetelerde cinsel ve tüketim özgürlüğünü kullanan kadınlar bolca var. Öteki kadınlara neden daha az yer veriliyor?
Toplumsal ve kültürel yozlaşmanın yarattığı bir arz talep sorunu olduğunu düşünüyorum bu durumun. Benim gazetemin böyle bir sorunu yok en azından. Ne okur kitlemin böyle bir talebi ve beklentisi var ne de benim böyle bir ürün sunmak gibi bir anlayışım. Kaldı ki Turkuvaz Medya Grubu olarak da aynı duruşun çok keskin olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
 
Medyatik entelektüeller var ama  mevcut sistemi fazla değiştiremiyorlar. Mevcut yapının değişmemesinden kendinize de pay çıkarıyor musunuz?
Yeni Asır’’ı ne kadar izliyorsunuz bilmiyorum ama ben genel medyanın bilinen hastalılarını gazeteme bulaştırmamaya azami özen gösteriyorum. Şuna katılırım, genel medyada on yıllar boyunca yerleşmiş çok kötü alışkanlıklar var ve bunların kolayca değişmesi çok kolay değil. Ve üstelik bunları değiştirmek için bir çaba da görünmüyor. Medyanın bu hale gelişinin bir hikayesi var tabii. Ve bundan benim şimdiki patronlarımın sorumlu olmadığı gün gibi aşikar. Entelektüel olmanın aykırı olmakla ilgisi yok. Ama bizde maalesef ikisi eşdeğer tutulur halde. Hatta şunu söyleyebilirim; farkındalık yaratmak için illa ki aykırılık yapmanın peşinde çoğu meslektaşlarım. Televizyonun ve gazetenin elbette ayrı birer üslubu var. Ama bizdeki gibi değil. Sataşmanın, hakaret etmenin, küçümsemenin ve hatta şov yapmanın pirim bulduğu bir dönemdeyiz maalesef. Bunun sebebinin bilgi eksikliğini kapatma gayreti olduğunu biliyorum. Bildiğinizi samimi ve sakin bir üslupla da söyleyebilirsiniz. İlla ki bağırmanız veya hakaret etmeniz gerekmiyor. Bizimki biraz daha uzun bir yol belki ama doğru yol olduğunu biliyorum. Ben etik hassasiyetleri olan yeni medya anlayışını daha iyi kavramaları için herkesin Yeni Asır’’ı izlemelerini öneririm.
 

 
 
Kılıçdaroğlu’ndan adaya saldırı sonrası ilk açıklama
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Fikret Bila, YAŞ krizinin perde arkasını anlattı
Milliyet Gazetesi'nden Fikret Bila bugünkü yazısında, Başbakan Erdoğan'ın ...
Basında ’‘YAŞ’’ manşetleri’…
Dün sona eren YAŞ sonrası alınan kararlar bugün manşetlerdeydi. İşte ...
Basın değil istibdat bayramı
102 yıldır 24 Temmuz’’u ’“Basın Bayramı’” olarak kutlayan Türkiye’’de, ...
 
'Balyoz'da 102 kişiye yakalama kararı
"Balyoz" soruşturmasında 102 sanık hakkında yakalama kararı çıkartıldı.İstanbul ...
Baldızını av tüfeğiyle vurdu
İzmir'in Kemalpaşa ilçesinde bir kişi, 19 yaşındaki baldızını av tüfeğiyle ...
’‘Türk basını istibdat döneminde’’
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler ...
 
Basında Anayasa Mahkemesi efekti!
Anayasa Mahkemesi’’nin dün Anayasa’’nın kısmen değiştirilmesine ilişkin ...
Genelkurmay PKK ile görüştü mü?
Taraf gazetesi yine çok konuşulacak bir iddiaya imza attı. Taraf yazarı ...
Türk basını İlhan Selçuk’’a veda ediyor
Önceki gün hayata gözlerini yuman Cumhuriyet Gazetesi Başyazarı İlhan ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İşte 'gülen' ilk fotoğrafı!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva