İSTANBUL - Habertürk'ün, bugün sürmanşetine taşıdığı "Kadına şiddette son nokta" haberinde kullanılan fotoğraf sosyal medyada eleştiri bombardımanına tutuluyor. Manisalı iki çocuk annesi 38 yaşındaki Şefika E. dayakçı kocasından kaçıp sığınma evine saklanmıştı. Eşi İbrahim E. sığınma evine giderek onu "ikna" etti, evine döndürdü. Bir gün sonra şiddet yeniden başladı. Ve dün, zavallı kadın defalarca bıçaklandı, son bıçak darbesini sırtına aldı. Ağır yaralandı. Sırtına saplanan bıçakla hastaneye kaldırıldı, ancak kurtarılamadı. Habertürk'ün sürmanşet haberi, buraya kadar Türkiye'de kadına yönelik şiddeti yeni bir olayla ortaya koyuyordu. Yani tartışılacak bir şey yoktu.
“Sürvahşet’in altındaki adam” Gönül Soyoğul’un yazısını okumak için tıklayınız
TEPKİLER ÇIĞ GİBİ
Sosyal medyada ve sohbetlerde günün en çok eleştirilen ve tartışılan olayı olmasının asıl nedeni haberin fotoğrafının kullanılma şekliydi. Evet, olay gerçekti. Zavallı kadını eşi ekmek bıçağıyla öldüresiye bıçaklamıştı. Ama, bu dehşet gözler önüne acaba böyle serilmeli miydi?
O fotoğrafı yayınlamıyoruz. Ancak, anlatmak gerekirse fotoğraf şöyle: Talihsiz kadın, bıçaklandıktan sonra hastaneye getirilmişti. Tüm çaresizliğiyle yüzükoyun ve çıplak olarak sedyede yatıyordu. Sırtında kocaman bir ekmek bıçağı saplıydı. O bıçak ve saplandığı yerden çıkan kanlar, hatta iç organlarından bazılarının hiç bir gizleme yapılmadan verilmesinden çok, ölmek üzere olan Şefika E.'nin yüzünde, gözlerindeki dehşetti. O da açıkça fotoğrafta görünüyordu!
YAZARLARI BİLE ELEŞTİRDİ
Tartışma muhtelif... Kimi şiddetle eleştiriyor. Kimi, "Bir Türkiye gerçeği gözler önüne serilmiş, keşke fotoğraf böylesine tüm çıplaklığı ile gazetenin sürmanşetine taşınmasaydı", kimi, "Gazete evlere giriyor, çoluk çocuk okuyor, görüyor. Bu durumdan olumsuz etkileniyor" diyor. Haberin veriliş biçimini Habertürk'ün kendi köşe yazarları bile eleştiriyor. Gazetenin yazarı Balçiçek İlter, tweet mesajında, "Bütün eleştiriler haklı. Olacak şey değil. İki çocuk annesi o fotoğraf, basmışız umarsızca. Bırakın bizi, o çocuklar ne düşünür" diyerek düşüncelerini paylaştı.
BAKAN ŞAHİN'DEN AÇIKLAMA
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma Şahin de haberle ilgili şu açıklamayı yaptı:
Bakanlık görevini üstlendiğim ilk günden bu yana, özellikle kadına yönelik şiddetin önlenmesi için tedbirlerin güçlendirilmesine çalıştığımız kamuoyunun malumudur. Acil sorunlar karşısında kadınlarımızı koruma mekanizmalarını harekete geçiriyor, onları öncelikle kendi rızaları doğrultusunda koruma altına alıyoruz. Bu vakada da yaşamını yitiren vatandaşımızın sığınma evinde, koruma altında olduğu, ancak kendi rızasıyla burayı terk ettiği anlaşılmaktadır. Bu kararın kendisi tarafından verilmiş olmasının sonucu değiştirmediği gerçeğinin acısını bir bakan olarak değil, her şeyden önce bir kadın olarak yüreğimde hissettim.
Bütün bunlarla birlikte, bugün bu haberi işleyen bir gazetemizin tutumu hakkındaki görüşlerimi de paylaşmak isterim;
Kadına yönelik şiddetin, ülkemizin baş edilmesi gereken çok önemli bir sorunu olduğunun bütün kesimlerce fark edilmiş olması olumlu bir gelişmedir. Ancak, bu konudaki duyarlılığı harekete geçirmek adına da olsa, kadına yönelik şiddeti işleyen haberlerde, şiddetin toplumun ruh sağlığını olumsuz etkileyecek biçimde sergilenmemesi için de azami özen gösterilmesi gerektiği açıktır. Bugün bir gazetede sürmanşette yer verilen fotoğrafın, şiddete karşı duyarlılık yaratmanın ötesinde, eşi tarafından öldürülen bir kadının ölü bedenini sergileyerek, hayatını kaybetmiş de olsa en başta bir kadının kişilik haklarını zedelediğini düşünüyorum. Fotoğrafın bu biçimde kullanılmasının, maalesef basınımızda zaman zaman gördüğümüz etik ihlaller açısından da önemli bir sorun oluşturduğunu düşünüyorum. Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde, toplumsal duyarlılığın yaratılması için en önemli destekçimiz olan medyanın, bu konuları dile getirirken daha duyarlı davranması gerektiğinin altını önemle çiziyorum. Yaşamını yitirenin çocuklarının durumunu göz önünde bulundurmadan, bu fotoğrafı sergileyen profesyonellik anlayışının, bugün hazırladıkları gazeteyi evlerine götürüp, çocuklarına gösterip gösteremeyecekleri konusunu da değerlendirmelerini diliyorum.
Kadına yönelik şiddetle mücadele ile ilgili olarak hazırladığımız kanun tasarısında, medyanın kadına yönelik şiddet haberlerini veriş biçimi ile ilgili konuları da kapsayacağımızı bu vesileyle kamuoyu ile paylaşıyorum.
BASIN KONSEYİ İŞLEM BAŞLATTI
Basın Konseyi Habertürk Gazetesi’nin manşetinde yer alan ve kamuoyunun çok şiddetli tepkilerini üzerine çeken “kadına şiddette son nokta” başlıklı haber ve fotoğrafla ilgili olarak re’sen işlem başlattı ve Basın Konseyi Yüksek Kurulu bu konuyu görüşmek üzere acil toplantıya çağırıldı.
Basın Konseyi’nden yapılan açıklamada ayrıca şu ifadeler yer aldı: “07.10.2011 tarihinde Habertürk Gazetesi’nin manşetinde “Kadına Şiddette Son Nokta” başlığı altında aile içi şiddete maruz kalarak, eşi tarafından bıçaklanmış bir kadının yaralı halde ve sedye üzerindeki fotoğrafının hiçbir gizleme veya buzlama yapılmaksızın tüm çıplaklığıyla ve pervasızca yayınlanmış olması kamuoyunda çok ciddi bir infiale yol açmıştır. Basın Konseyi’ni telefon, faks ve e-posta yağmuruna tutan çok sayıda yurttaşımız kadına yönelik şiddeti düşüncesizce manşete taşıyan bu haber ve fotoğraf hakkında şikâyetlerini bildirmişlerdir.” (Hürriyet)